Selman Dusari
Suudi Arabistanlı gazeteci, Şarku'l Avsat eski genel yayın yönetmeni
TT

Türkiye'nin Suriye operasyonu

Belki de Türkiye hükümetinin tüm politikalarında izlemiş olduğu strateji, gerçek hedefleri için bir gösterge olmayabilir. Türkiye bu doğrultuda, güvenli bölgenin kurulması ve mültecilerin ülkelerine dönmeleri gibi hedefleri gerekçe göstererek Suriye’nin kuzeyinde bir askeri operasyon başlattı. Peki Türkiye’nin gerçek hedefi bu mu? Amaç, gerçekten de Suriyelilerin ülkesine geri dönmesi mi?
Tek gerçek şu ki, uluslararası toplumun tepkisine rağmen dünyanın gözünün önünde Türk askeri Suriye’nin kuzeyinde askeri bir operasyon gerçekleştiriyor. Türkiye’nin gerçekleştirdiği operasyonun Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönmesi noktasında başarılı olduğunu varsaysak bile, Kürtleri yüzlerce yıldır yaşadıkları bölgelerinden çıkarmak ve yerlerine farklı bölgelerden insanları yerleştirmek suretiyle ve demografik yapının bozulmasıyla Suriye dosyası daha da karmaşık hale gelebilir. Suriye’yi olduğundan daha karmaşık hale getirecek ve savaşın süresini uzatacak bir felaketle karşı karşıyayız.
Siyasi olarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan en zayıf anlarını yaşıyor gibi görünüyor. Erdoğan sadece ülkesindeki ve Adalet ve Kalkınma Partisi içerisindeki sorunlarla karşı karşıya değil, aynı zamanda ülkesinin Suriye’ye girmesinin ilk dakikalarından itibaren tüm dünya tarafından da kınandı. Erdoğan, ekonomide uykularını kaçıran gerçeklerle yüz yüze kaldı. Türk lirası değer kaybediyor, devletin borcu artıyor. Yaptırımlar, ülkesinin belini bükerken askeri harcamalar da ekonomiye ayrıca bir yük olarak yansıyor. Türkiye askeri olarak zor ve karmaşık seçeneklerle karşı karşıya kalırken kimse operasyonun ne kadar süreceğini kestiremiyor. Silahlı gruplarla dolu bir alanda bulunmanın hangi sonuçlara gebe olacağını bilmiyoruz. Öte yandan operasyon karşısında Kürtlerin verecekleri tepkiyi düşünmek bile istemiyorum. DEAŞ’ın kovulmasında en önemli görevi üstlenenler aniden kendilerini hedef alan yabancı bir askeri harekâtla karşı karşıya kaldılar ve "terörist" olarak ilan edildiler.
Suriye Demokratik Güçleri’nin elinde tutuklu bulunan binlerce DEAŞ’lı Avrupa’dan gelerek Türkiye sınırından Suriye topraklarına giriş yaptı. Türkiye’nin Suriye’de askeri operasyon düzenlemesi ile bölgede tutulan 18 bin DEAŞ militanının akıbeti ise merak konusu oldu.
Askerlerini Suriye'nin kuzeyinden çeken ABD Başkanı Donald Trump'ın belirsiz tutumu operasyon kararı alması noktasında Erdoğan’a yardımcı oldu. Ancak tüm ABD kurumlarının Türkiye'nin operasyonuna karşı çıktığını ve Başkan Trump’ın kararının ABD Kongresi, Cumhuriyetçiler, Demokratlar ve Pentagon tarafından destek bulmadığını aklımızda tutmalıyız. Burada şuna çok dikkat etmeliyiz; ABD, ne zaman Kürtleri yeniden desteklemeye karar verecek. Bu seçeneğin gerçekleşmesi mümkün. Bu gerçekleşirse Türkiye bir bataklığa saplanmış olacak. Türkiye’nin kendi ayakları ile girdiği Suriye bataklığından çıkması mümkün olmayacak. O zaman, askeri operasyonların bugün medyada “Zeytin Dalı” “Barış Pınarı” başlıklarıyla yer almasının bir anlamı olmayacak. Suriye’ye yapılan Türk askeri hamlesi Arap topraklarının geleceği hakkında akıllarda soru işareti bırakıyor. Türkiye’nin bu hamlesinin İleride siyasi ve askeri açıdan faturası ağır olacak.