Selman Dusari
Suudi Arabistanlı gazeteci, Şarku'l Avsat eski genel yayın yönetmeni
TT

​Hizbullah fırtınanın tam ortasında

Hizbullah tüm siyasi tarafların ardından Lübnan’daki protesto gösterilerinin hedefi oldu ve bu gösterileri sadece kendisine yönelik gerçekleştirilen gösteriler olarak telakki etti.
Dananın kuyruğu koptu ve Lübnan toplumu istisnasız tüm katmanları ile birlikte Lübnan sokaklarında protesto gösterilerinde bulunmaya başladı. Gösteriler 10 gündür devam ediyor. Gösteriler herhangi bir siyasi gücün çatısı altında gerçekleşmedi, Hizbullah veya başka taraflar aleyhinde slogan atmadılar. Göstericiler yanlarına sadece Lübnan bayrağı aldılar. İçlerinde, duydukları kaygının dışında başka bir duygu beslemediler. Sadece içerisinde bulundukları trajik duruma karşı ayaklandılar. Ancak Hasan Nasrallah, partisi ve müttefikleri daha önce benzeri görülmemiş bu protesto gösterilerine kendilerinin yol açtığını anladılar.
Nasrallah apar topar iki açıklamada bulundu. İlk açıklamayı yapmasındaki amaç kendi pozisyonunu temize çıkarmak, istisnasız tüm rakiplerini tehdit etmek ve savunma pozisyonundan saldırı pozisyonuna geçmekti. İkinci açıklamanın amacı ise, Nasrallah’ın kendisini fırtınanın ortasında bulmadan önce herkesi karşısına alarak kırmızı çizgi olarak nitelediği mevcut hükümete ağırlığını koymak istemesiydi. Bunu nasıl yapmasın!
O, Lübnan’daki Hristiyan milislerin liderini (General Mişel Avn’ı Cumhurbaşkanı yaparak) egemen güç haline getiren siyasi uzlaşının vaftiz babasıdır.
Hizbullah'a bağlı bir cumhurbaşkanının gelişini sağlayan birisi bunu nasıl yapmasın!
18 kişinin partisi ve müttefikleri safından olan 30 kişilik bir grubun oluşturduğu hükümetin kurucusu, mevcut yönetime niye ağırlığını koymak istemesin! Ancak bu sefer karşısında kendi gücünün üzerinde bir güç ve kendi tehdidinden daha güçlü bir tehdit var. Bu sefer karşısında tüm tarafları ile Lübnan halkı var. Bu sefer Hizbullah’ın karşısında Müslümanlar, Hıristiyanlar, Sünniler, Şiiler, Maruniler, Ortodokslar ve Dürziler yer alıyor. Bu sefer sorun Hizbullah’ın son on yıl içerisinde karşılaştıklarından daha çetrefilli.
Hizbullah silahla tehdit ederek vakit kazanmak istiyor. Öfkeli Lübnan halkı geçtiğimiz günlerde, hizipçilik ve mezhepçiliğe dayanan ve ülkenin kalkınma sürecine engel olan mevcut sisteminin değişmesi gerektiğini duyurdu. Anlaşılan Başbakan Saad Hariri hükümet içerisinde müttefiksiz bir başına kaldığından beri geç de olsa hükümet değişikliğinin gerçekleşeceğine ikna olmuş durumda.
Özellikle de Lübnan Kuvvetleri Partisi’nin bakanlarının istifa etmesinin ardından. Hizbullah bu denklemi kati olarak reddediyor. Mevcut yönetimi sadece kırmızı çizgi olarak görmemiş, mevcut yönetime el uzatacak herkesi tehdit etmişti. Hizbullah protestocuların teknokratlar hükümeti kurulması teklifi ile alay etmişti. Hizbullah, Lübnan siyasi rejiminin değişmesi halinde en büyük kaybedenin kendisi olacağını biliyor bu yüzden Nasrallah protestocuları sadece uyarmakla kalmadı onları iç savaşla tehdit etti. Bu savaşın aletleri silahsız halkın değil sadece Hizbullah’ın elinde bulunuyor. Bununla birlikte, siyasi düşüncelerin ortak noktada buluşması Lübnan halkı için gerekli.
Hasan Nasrallah, siyasi ve dini anlamda Ayetullah Hamaney’e bağlılığını sürdürürken Lübnanlıların çıkarını bir kez olsun düşünmüş değil. Ancak Nasrallah’ın gözünden kaçırdığı bir şey var; bağlı kalmak için büyük mücadele verdiği İran projesi ile Lübnan’ın doğası zıtlık arz ediyor. İran projesi bu mezhepçi yapısı ile otuz yıldan uzun süremez.
Hizbullah ve lideri açıkça herkesi karşına aldığını ilan etti. Hizbullah, Lübnan halkını ve devletini, çıkarlarını korumak için insani ve ekonomik kalkan olarak kullanmaya devam ediyor. Mevcut yönetim yalanı ise bir daha ortaya çıkmayacak şekilde kayboldu.
Bu yönetim artık Lübnan halkı tarafından samimi Lübnan yönetimi olarak değil Hizbullah’ın savunduğu Hizbullah yönetimi olarak görülmeye başlandı. Lübnanlılar uzun süredir kota rejimine karşı seslerini çıkarmamışlardı ancak sonunda ayaklanma baş gösterdi.
Hizbullah bundan sonra Lübnanlıların gür sesini ne tehdit ile ne de Nasrallah’ın Lübnan’daki en güçlü yapı olarak övündüğü milisler ile kısabilir.