​Resul Tosun
Gazeteci Yazar
TT

ABD geriyor!

2020 ABD’nin Kasım Süleymani’ye düzenlediği suikast ile kanlı başladı. Zaten barut fıçısına dönmüş olan Ortadoğu’da sinirler iyice gerildi.
Süleymani’nin öldürülmesi iki farklı tablo çıkardı ortaya.
Bir tarafta Süleymani şehit muamelesi görürken, öte tarafta ondan kurtulduğu için bayram edilecek ve  şükür secdesine kapanılacak derecede zalim muamelesi gördü.
Her iki taraf da kendi zaviyelerinden haklı görünüyorlar.
***
Onun arkasından ağlayanlar ve şehit muamelesi yapanlar, Gazze direnişçileri hariç tamamı Şiilerden oluşuyor.
Süleymani, Şii İran devletinin politikalarını uygulayan dirayetli bir asker olarak tanındığı için Şiiler nezdinde bir kahramandır.
Ama Suriye’de Ruslarla birlikte ve Irak’ta ABD ile birlikte uyguladığı şiddet politikası neticesinde binlerce masumun canına kıydığı için de Sünniler de onu bir zalim olarak görmektedirler.
Ancak hemen şunu belirmeliyim ki, ABD’nin Irak’ta Süleymani ve yanındakilere karşı düzenlediği saldırı, Irak’ın egemenliğini ihlal eden bir saldırıdır.
Bölge ülkelerinin tamamına yönelik bir tehdittir.
Emperyalist bir eylemdir.
Bir devlet terörüdür.
***
Eğer Süleymani’yi Iraklılar ya da Suriyeliler öldürseydi ‘Bir zalim müstehakını buldu’ der sevinirdim.
Ama bir emperyalist gücün 10 bin km. öteden gelip bir İslam ülkesinde eylem yapmasını, kafasına estiği gibi adam öldürmesini, maktul zalim bile olsa haddi aşmak olarak değerlendiririm.
Süleymani’nin ABD tarafından infazı da haddi aşmaktır.
***
Tabii ki bu hadsizlik İslam ülkelerinin zafiyetinden ve yanlış politikalarından beslenmektedir.
Zulme mani olamayan, tam tersine zulme ortak olan yönetimlerin bu hadsizliğe karşı çıkmayacağı/çıkamayacağı ve de çıkmadığı ayan beyan ortada.
Büyük çoğunluğu halkının ensesinde boza pişiren Arap ülkelerinin karşı çıkmasını beklemiyorum.
Ancak bölgedeki zulmün bir parçası olan İran’ın tavrı önemli!
***
Ama soruyorum, ABD’nin bölgedeki politikalarından istifade eden tek güç İran değil mi?
Mezhepçi politikalarla Suriye’yi, Irak’ı, Yemen’i kan gölüne çeviren, Lübnan’ı istikrarsızlığa mahkûm eden İran değil mi?
Ayrıca, Irak’ta Amerikalılarla, Suriye’de Ruslarla birlikte Müslüman kanı döken İran değil mi?
Bence,  Süleymani’yi bir şahıs olarak değerlendirmek yanlıştır. Süleymani demek İran demektir.
İran politikalarının uygulayıcısı bir mekanizma demektir.
***
Doğrudur Irak ve Suriye Sünnileri Süleymani’nin öldürülmesine sevinmektedirler.
Onu kimin öldürdüğüne değil öldürülmesine sevinmektedirler.
Sevinmek de ne demek Süleymani’den öyle çekmişlerdir ki şükür secdesi yapmaktadırlar.
Onların bu sevicini Amerikancılık şeklinde yorumlayanlar, maktulün Suriye ve Irak’taki mezalimini ya bilmeyenler ya da görmezden gelenlerdir.
Sevinenler ABD’yi kutlamak için değil,  bir zalimden kurtuldukları için sevinmektedirler.
***
Ama aynı zamanda Sünni olan Gazze’deki İslami direniş hareketleri Süleymani için taziye yayınlamışlardır!
İşte ben bunun için ‘Süleymani İran demektir’ diyorum.
İran devleti, Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de ve Lübnan’da mezhepçi bir politika izlemiş ve izlemektedir.
Ama Filistin konusunda direnişe zahirde destek veren bir politika takip etmiştir.
O nedenle de Süleymani’nin öldürülmesi Gazze direnişçilerini üzmüştür!
***
Hülasa, ABD, Irak’ın egemenliğini ihlal ederek bir devlet terörü irtikap etmiş, ateşin üstüne benzin dökmüştür.
ABD yönetimi, bir zalimden kurtulmak için değil, kasım ayındaki seçimleri kazanmak için bu tür eylemlerle seçmene mesaj veriyor!
Bölgenin kan gölüne dönmesini önemsemiyor.
Akan Müslüman kanı onları pek ilgilendirmiyor.
Evet, ABD’yi anlıyoruz da,  Doğu Akdeniz’de,  Libya’da onlarla birlikte hareket eden bölge ülkelerine ne demeli?!
Unutulmamalıdır ki Süleymani de bir zamanlar Irak’ta ABD ile birlikte hareket ediyordu!