Hamad Macid
TT

Süleymani'nin öldürülmesinin yan etkileri

Tehlikeli mezhepçi ve stratejist Kasım Süleymani’nin ölümü hakkında istediğinizi söyleyin. O, Humeyniciliğin askeri mühendisi, bölgesel yayılmacılığının yolunu açan buldozer, nüfuzunun yolunu döşeyen ve Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’e yayılmasını sağlayan kişiydi.
Heybesinde bulunan ve geleceğe dönük diğer planları ise çok daha ciddi, zararlı ve tehlikeliydi. Onun ve Kum’daki mezhepçi çetenin liderlerinin gözünün Haremeyn-i Şerif üzerinde olduğu herkes tarafından biliniyor. Onların en büyük amaçları, Haremeyn-i Şerif’i işgal ettikten sonra Kum’un temsil ettiği gücün, İslam dünyasının geri kalanını ‘fethetme’ye başlamasıdır. Onlar için en büyük ödül budur. Bütün bunları biliyoruz.
Ama gelin de Süleymani’nin öldürülmesi sahnesine daha sakin bir bakış açısı, duygusallıktan arınmış bir objektiflikle ve farklı açılardan bir bakalım. Sarsıcı başarısının haberini ABD bayrağının dalgalandığı bir tweet ile veren ABD Başkanı Trump’ı mest eden bu olayın yan etkilerine bir göz atalım.
Süleymani suikastının yan etkilerine hızlıca değinmeden önce öldürülmesinin İranlı Mollalar rejimi ile savaşta büyük bir zafer, ses getiren bir başarı olduğuna, İran’ın gurur, kibir ve onurunu yaraladığına işaret etmemiz çok önemli. Fakat aynı zamanda kendisine hak ettiğinden daha büyük bir değer de atfedilmemelidir. Çünkü ölümü, İran’ın savaşta almış olduğu bir yenilgiden ibarettir. İran’ın savaşı tamamen kaybetmiş olduğu anlamına gelmemektedir. Mezhepçi İran devriminin bedeninde derin bir yara açmıştır ama onu öldürmemiştir.
Çünkü Kasım Süleymani’nin Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’de yetiştirmiş olduğu milis sistemi köklü ve kalıcıdır. Bu sistem, yılan gibi kurumsal bir terör sistemidir. Avcı, tek bir yılan öldürdüğü zaman kendini güvende sanır. Oysa anne yılanın onlarca yavrusunu öldürücü zehri ile besledikten sonra ormana saldığını bilmiyordur.
İran Devrim Muhafızları, Iraklı Asaib Ehlil Hak ve Haşdi Şabi, Lübnanlı Hizbullah, Yemenli Ansarullah, diğer devletlerin mahzenlerindeki gizli milis güçlerin tamamı bazılarının sandığı gibi Süleymani’nin ölümüyle yıkılmayacaktır. Çünkü kişilere değil Humeynici sisteme köklü bir biçimde bağlıdırlar. Süleymani’den daha büyük ve önemli olan, kurucu, ilham kaynağı, sembol, teorisyen Humeyni de öldü. Fakat kurmuş olduğu sistem ve kurumsal çalışmalar, belirlemiş olduğu mezhepçi ve yayılmacı yolu takip etmeye devam etti. Devrimi ihraç etme politikasını sürdürdü.
Süleymani’nin öldürülmesinin yan etkilerinden biri; İran halk kitlelerinde Mollalar rejimine karşı kafa karışıklığına neden olmasıdır. Süleymani’nin yokluğu, büyük bir devrime dönüşmek üzere olan son halk hareketi aracılığıyla Kum liderlerine karşı saflarını sıkılaştırmaya başlayan İran toplumu saflarında daha fazla şaşkınlık yarattı. Bunun yanısıra öldürülmesi, Süleymani’nin ‘sembolizmini’ güçlendirdi.
Lübnanlı Hizbullah örgütünün sembol isimlerinden biri olan İmad Muğniye’nin öldürülmesinden sonra olduğu gibi onun hakkında da ilham verici öyküler ve hikayeler kurgulanacak. Süleymani’nin öldürülmesinin en tehlikeli yan etkisi ise ABD-Irak ilişkilerinin daha fazla sertleşmesine ve gerilmesine yol açmasıdır. Bu gerilim, ABD güçlerinin Irak’tan çıkarılması ile sonuçlanabilir ki bu durumda ABD’nin bıraktığı boşluğu İran’dan başkası doldurmayacak. Bunun sonucunda İran şu iki gayesine ulaşmış olacak;
Birincisi; Irak’ı daha fazla avucuna almak. İkincisi; Kum’daki otoritenin yandaşı Irak hükümetine karşı başlatılan Şii-Sünni halk hareketini sarsmak, sonrasında ateşini söndürmek.