Hasan Ebu Talib
TT

İsrail seçimlerinin zayıf zaferleri

Bir yıl içerisinde üçüncü kez düzenlenen İsrail genel seçimlerinin sonuçları yine gelecek hükümeti kimin yöneteceğini kesin olarak belirlemedi.
Likud Partisi, geçen yılın eylül ayında düzenlenen ikinci seçimlerin sonuçlarına kıyasla bu seçimlerde 4 sandalye daha kazanarak tek başına sahip olduğu sandalye sayısını 36’ya yükseltti.
Buna rağmen, içinde bulunduğu sağ blokla birlikte toplamda, istikrarlı bir sağcı hükümetin parlamentodan güvenoyu alması için gerekli sayıdan daha az sayıda sandalyeye sahip bulunuyor.
Bu hedefi gerçekleştirebilmesi için iki sandalyeye daha ihtiyacı var. Öte yandan, merkez ve sol partilerin krizi olduğu gibi devam ediyor. Hükümeti kurmak için gerekli 62 sayısına ulaşabilmek adına bu partilerin seçimlerde 15 sandalye kazanan Ortak Arap Listesi’nin desteğine gereksinimi var.
Elbette bu, Benny Gantz’ın hükümeti kurmakla görevlendirilmesi durumunda geçerli. Ancak en azından ilk aşamada Gantz’ın görevlendirilmesi ihtimal dışı çünkü geleneksel olarak ilk önce seçimlerde en çok oy alan lider hükümeti kurmakla görevlendirilir. Bu durumda ise söz konusu kişi Likud Partisi’nin lideri Netanyahu oluyor.
Yeni İsrail hükümetinin kurulması ikilemi, matematiksel olarak çeşitli görüntüler ve teorik olasılıklar ile bağlantılıdır. Birincisi; yedi sandalye kazanan Evimiz İsrail (Yisrael Beiteinu) Partisi lideri Avigdor Liberman'ın, Netanyahu’nun liderliğindeki sağcı veya Gantz’ın liderliğindeki merkez sol bloklarından herhangi birine katılmayı kabul edip etmeyeceğidir. Ancak Liberman ve her iki gruba yönelik tutumuyla ilgili bir sorun var. Liberman, laik İsrail devletine karşı oldukları için aşırı sağcı partileri kapsayan bir hükümete katılmayı reddediyor.
Buna karşılık, seçimlerde 10 sandalye kazanan Şas Partisi ve 7 sandalye sahibi Birleşik Tevrat Yahudiliği Partisi başta olmak üzere aşırı sağcı partiler de Liberman’ın  laik olduğu için Netanyahu başkanlığındaki koalisyona katılmasına karşı çıkıyorlar.
Aynı sorun – görünüşte farklı bir biçimde olsa da- Liberman’ın merkez ve sol blok ile ittifak kurma olasılığı için de geçerli. Söz konusu blok, matematiksel olarak 15 sandalyeli Ortak Arap Listesi’ni de içeriyor. Ortak Arap Listesi ise tüm Yahudi İsrailli partilerin dayandığı ana temeli temsil eden Siyonist projesine tamamen karşı çıkıyor. Bu da Liberman’a matematiksel olarak Ortak Arap Listesi’nin sandalyelerini de kapsayan Gantz’ın olası bloğu ile ittifak yapmamak için haklı bir gerekçe sunuyor.
Liberman’ın tutumu, Netanyahu’ya yönelik kişisel hesapları, dini eğilimli partiler ile Ortak Arap Listesi karşıtı kanaatleri, dördüncü kez seçimlerin düzenlenmesine neden olabilecek bir sorunu temsil ediyor. Ancak seçimin iki ana kazananından birisinin, Liberman’ı kendi safına çekip kuracağı hükümete katılmasını ya da katılmadan belirli şartlara karşılık Knesset’te kendisini desteklemesini sağlamayı başarması durumunda çözümü de temsil ediyor.
İkinci seçenek, Netanyahu açısından siyasi kariyerini kurtarmak için üzerinde çalıştığı ana çıkış yollarından birini temsil ediyor. Bu seçenek ayrıca Netanyahu’ya yeni hükümetinin kuruluşunu garanti edecek. Kendisine yöneltilen yolsuzluk suçlamaları nedeniyle karşı karşıya olduğu karmaşık yargılamadan ötürü Knesset’in hükümeti kurma görevinin kendisine verilmesinin önüne geçecek bir karar almamasını güvence altına alacak. Çünkü bu yargılama, suçlu bulunup cezaevine girmesi ile sonuçlanabilir.
Merkez ve sol bloğuna gelince, durum daha karmaşık görünüyor. Liberman’ın, varlığı Ortak Arap Listesi’nin desteğine bağlı Gantz liderliğindeki bir hükümete katılmayı kabul edeceğine dair hiçbir güvence yok. Bunun yanı sıra Liberman’ın, Netanyahu’ya duydukları nefret ve kendisini siyasi hayatın dışına itmek gibi ortak bir faktöre dayanarak Gantz’ın lideri olacağı bir azınlık hükümetini desteklemeyi kabul edeceğinin de bir garantisi yok. Buna ek olarak; Ortak Arap Listesi’nin Gantz’ın liderliğinde bir hükümete vereceği destek, 1948 Arapları için önemli ve hayati hususlarla  ilgili siyasi tavizler olmadan gerçekleşmeyecektir.
Her ne kadar Ortak Arap Listesi’nin en büyük hedeflerinden biri, Gantz ile Liberman’ın amacı ile aynı olsa da (Netanyahu’yu siyasi yaşamdan dışlamak) bu hususta anlaşmaya varmak özellikle Gantz’ın ırkçı söylemlerinin ışığında büyük ölçüde zor olacaktır.
İsrail hükümetinin kuruluşuna ilişkin bu matematiksel görüntüler ışığında üç önemli gösterge ortaya çıkıyor.
Birincisi; merkez ve sol partilerin seçim kampanyalarının özünü temsil eden Netanyahu’nun siyasi olarak dışlanması konusundaki uzlaşının, Gantz’ın liderliğinde bir azınlık hükümetinin dayandığı bir temeli temsil etmek zorunda olmadığıdır.
İkinci gösterge; neredeyse çoğu siyasi blok ve partinin seçim kampanyasında yer almayan ideolojik hususların hala hükümeti kurma hesaplarına güçlü bir şekilde katkıda bulunduğudur.
Bilhassa, Filistinliler aleyhine yerleşim yerlerinin genişletilmesi, devletin Yahudiliği, 48 Araplarının sivil ve siyasi haklarının kısıtlanmasına ilişkin özel uzlaşılar söz konusu olduğunda.
Üçüncü gösterge; Netanyahu’nun dayandığı ve partisinin en çok oy kazandıran Doğu Yahudileri ile radikal yerleşimcilerin oluşturduğu toplumsal gücün, Siyonist ideolojik düşünceleri desteklemesidir.
Bu düşünceye 1948 Araplarını (İsrail vatandaşı Filistinlileri) devlet için en büyük tehlike sayan bakış açısı da eşlik etmektedir.
Netanyahu, Gantz’a kıyasla bu düşünceleri dile getirmekte ve bu eğilimlerden faydalanmakta daha başarılı.
Bunun yanında Netanyahu –kendi bakış açısına göre- devlete ve meşru genişleme emellerine düşman bir kurum olarak tanımladığı İsrail yargısına ve özellikle de Yüksek Mahkeme’ye karşı şüphe uyandırmayı da çok iyi biliyor.
Nitekim yerleşim yerleri inşaatlarının kısıtlanmasına karşı çıkanlar, Yüksek Mahkeme’yi yerleşim projelerini tehdit eden bir kurum olarak görüyorlar. Yasaların yeniden düzenlenerek yetkilerinin sınırlanması çağrısında bulunuyorlar.
İsrail sağının, bununla ilgili bir yasa tasarısı hazırlığı içinde olduğu biliniyor. Dayanakları ise, kendi aralarında artık yaygın hale gelen bir söylemdir.
Buna göre,  vatandaşların seçimlerdeki seçimleri, mahkeme kararlarından önceliklidir. Mahkemelerin verdiği kararları reddetmek yasa koyucuların doğal haklarıdır. Yasa koyucular, onlara göre yürürlükteki herhangi bir yasadan daha üstün olan parlamentodaki çoğunluğun kanaatine aykırı mahkeme kararlarına karşı çıkabilirler.
Bu tür ideolojik düşünceler Netanyahu’ya göreceli bir üstünlük sağlıyor ancak 17 Mart’ta başlayacak olan yargılamasının buna aksi bir etkisi olabilir.
Tabii eğer Gantz ve bloğu bu yargılamadan, Netanyahu’yu hükümeti kurmaktan engelleyecek biçimde yararlanmayı başarabilirse.
Her halükarda, işler ne bu ne de diğer taraf lehine kesinleşmiş değil. Özellikle de Netanyahu’nun hitabet becerisi, karizması ve siyasi oyunlarının, son kararını açıklaması uzun bir zaman alacak yargılama sürecinin olası olumsuz etkilerini azaltabileceği göz önüne alınırsa.
Yasal, kişisel ve siyasi komplikasyonlarla dolu bu siyasi çevre, dördüncü seçimlerden kaçınmak için bir teori olarak, sağcılar ile merkez arasında bir ulusal birlik hükümeti düşüncesini de değerlendiriyor. Ancak bu düşünce de istisnasız tüm Siyonist partiler açısından komplikasyonlar ve sıkıntılar içermektedir.
Bunların en önemlisi, dışlanan Ortak Arap Listesi’nin Knesset’te muhalefetin sözcüsü olması ihtimalidir. Bu da, teamüllere göre lideri Eymen Avde’ye Knesset içerisinde konuşma konusunda özel bir statü sağlayacak. Resmi ve devlet başkanı ile görüşmelerde bulunma, gizli güvenlik bilgilerine ve raporlarına ulaşma hakkı tanıyacak.
Pratikte bunların uygulanmasının birçok kısıtlamaya tabi olacağı hatta belki de hiç gerçekleşmeyeceği doğru. Ancak, Knesset’te bir Arap Filistinli muhalefet başkanının varlığı, Siyonist ve devletin Yahudiliği düşüncesinin dayandığı tüm temelleri en derininden vuracaktır.
Bu da birçoklarının, Netanyahu’ya bir yandan hakkındaki davayla mücadele edebilmesi diğer yandan Arap Filistinlilere yönelik saldırılarını artırması için büyük bir fırsat verecek dördüncü seçimlerin düzenlenmesini talep etmeleri için bir gerekçe oluşturabilir.