İlyas Harfuş
Lübnanlı gazeteci ve yazar
TT

Uzaydan bir başka dünyaya dönenler

Acaba yukarıdan bakabilseydik gezegenimiz bugünlerde nasıl görünürdü? Bir uzay mekiğinden veya insanların keşfettiği bir başka gezegenden dünyayı seyredebilseydik neler hissederdik. Şehirler tenha, caddeler boşalmış, turistik semboller yapayalnız, bitişik binaların üstüne sessizlik çökmüş, sanki şehirler bir zamanlar yaşamak için inşa edilmişte, sonra sokaklarda kol gezen meçhul bir düşmanın korkusuyla insanlar evlerine saklanmış gibi.
Bu sorular ya da bu sahneler, Uluslararası Uzay Üssü’nden, Kazakistan'daki Baykonur Uzay Üssü’ne dönen mürettebatla ilgili bir haber okuduğumda aklıma geldi. Astronotlar mekikten çıktığında dünyadaki birçok şeyin değiştiğini fark etti, ne bir sarılma, ne el sıkışması. İnsanlar birbirinden uzak duruyor, eldivenler ve maskeler. Bu üç astronot da altı ay önce dünyadan ayrılırken böyle bir şey yoktu. O zamanlar hayat doğal akışında seyrediyordu, dünyadan ayrılanlara rutin sağlık kontrolleri yapılmaktaydı, şimdi ise işler tam tersine döndü. Dünyada yaşayanlara alınan sağlık önlemleri, uzaya gideceklere alınan önlemlerden daha sıkı hale gelmiş durumda. Nihayetinde bir uzay aracında birbirinizden uzak durmanıza gerek yoktur, hatta bu mümkün dahi değildir. İzolasyon ve sağlık tedbirleri sürelidir, ne zaman biteceğini bilirler.
Bu yüzden üç astronot, Rus Oleg Skripoçka, ABD'li Jessica Meir ve Andrew Morgan, dünyaya indikten sonra, kendilerini karşılamaya gelen, maskeli eldivenli özel kıyafetler giymiş teknik ekip karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Astronot ve kozmonotları karşılayacak ekip, bir süre izole edilmiş, Kovid-19 ile enfekte olmadıkları anlaşıldıktan sonra, uzay ekibini karşılamaya gitmiştiler. Eskiden bu sahne tam tersiydi, dünya insanların yaşamı için güvenli ve elverişli bir yerken, uzaya gidecek olanlar karantinaya alınır ve ek sağlık önlemlerine tabi tutulurlardı, çünkü dünya insana dost, uzay ise yabancıydı.
Jessica Meir, böylesi bir dünyaya dönmenin onun için oldukça zor olduğunu söylüyor, uzaydaki deneyimi uyarınca, evlerinde karantina altında olan insanlara, düzenli spor yapmalarını, hobileriyle vakit geçirmelerini ve birlikte yaşadıkları insanlara iyi davranmalarını tavsiye ediyor. Sanki diyor, bir başka dünyaya dönmüştük, uzay aracımızda karantina altında olmayan sadece bizlerdik, dünyada ise milyarlarca insan karantina altına alınmıştı.
Gezegenimizde yaşadığımız bu zorlu günlerde, bazılarının bir uzay aracına atlayıp uzaya kaçmak istemesine şaşırmamalı. Tabi geçmişte yeryüzünü çok daha büyük felaketler vurdu, salgın hastalıklar milyonlarca insanın hayatını aldı ve sona erdi.
Ancak, bir nedenden ötürü, içinde yaşadığımız çağdaki bilimsel ilerlemenin, bizi ‘korona’ benzeri tehlikelere karşı koruyacağına veya en azından bu kâbusun sonunu görmemize olanak veren bir yol haritası sunacağına inanıyorduk. Tam aksine, uzmanlar ve doktorlar ekranlarda yorum yaptıkça insanların endişesi artıyor. Hep şunu tekrarlıyorlar: ‘’Koronavirüse bağışıklık sağlayan bir aşı ya da tedavi bulmak için tüm gücümüzle çaba gösteriyoruz, ancak sihirli bir çözüm ya da yakın gelecekte bir çözüm beklemeyin, insanlığın daha önce hiç bilmediği tehlikeli bir salgınla karşı karşıyayız.’’
Bu ölümcül uyarıdan sonra televizyonu kapatıp yatağına gidiyorsun, eski günleri hatırlıyorsun, sabah kalkıp işe gittiğin ve gününü nasıl geçirmeyi planladığın günleri. Trafikten kaçınmak için alternatif yollar seçtiğin, dostlarınla buluşmak için restoranda masa ayırdığın, ya da daha önce hiç gitmediğin bir şehre gittiğin günleri anımsıyorsun. Maalesef artık tüm bunlar geçmişte kaldı. Bugün yapabileceğin tek gezinti, evin dar koridorlarında ya da sokaktaki kaldırımda, bir hırsız gibi gözlerden ve bedenlerden kaçınarak yürümekten ibarettir.
Uzay İstasyonu'nun yeni üyeleri, Rus Kozmonotlar Anatoly Ivanishin ve Ivan Vagner ile NASA astronotu Chris Cassidy'yi taşıyan Rus Soyuz uzay aracı geçtiğimiz günlerde uzaya fırlatıldı. Cassidy, uzay aracına binerken şöyle demişti: ‘’Doğrusunu söylemek gerekirse hayatım boyunca dünyayı bu şekilde görmemiştim, böylesi bir süreçte uzaya gitme fırsatı elde ettiğim için mutlu olduğumu saklayamam’’. Uzay Üssü mürettebatı altı ay boyunca orada kalacak, hepimiz gibi onlar da şu soruyu soruyor olmalı: ‘’Bu süre zarfında insanlık virüsle olan mücadelesini kazanacak mı, yoksa savaş devam mı edecek?’’