Şerif Egemen Ahmet
Gazeteci
TT

PYD’yi Cenevre’ye taşıma planı: ENKS-SDG uzlaşısı

Ortadoğu’daki çatışma noktalarından Suriye’de restorasyon dönemi hamlelerine tanık oluyoruz. Şam’da First Lady Esma Esed ile Beşar’ın kuzeni Rami Mahluf arasında güç mücadelesi patlak verdi. Her ne kadar Esed ailesi çevresinde çıkar çatışması yaşanıyor gibi gözükse de esasında anlaşmazlığın bir tarafında Rusya diğer tarafında İran var. Tahran ile Moskova’nın bilek güreşi Esed rejimi üzerindeki hakimiyete yoğunlaşırken, ülkenin kuzeyindeyse Batı ve Körfez ülkeleri Türkiye’nin etki alanını daraltacak bir hesabın peşinde.
Fırat Kalkanı Harekatı sonrası en büyük bileşeninin terör örgütü PYD/PKK olduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG), büyük yara almıştı. Pentagon, örgütü yalnız bırakarak petrol sahalarına çekilirken, Rusya sahada kaybeden SDG’yi Şam’la müzakereye zorlamıştı. Esed karşı tarafın kendisine mahkûm olduğunu görüp taviz vermeyi reddetti. Görüşmelerden bir netice çıkmadı. Ancak Şam-SDG uzlaşısının suya düşmesi, ABD ve Fransa’ya “Kürt kartını” ellerine almak adına yeni bir fırsat sundu.
ABD’nin DEAŞ’la Mücadele yetkililerinden William Roebuck Suriye’nin kuzeyinde SDG ile Suriye Kürt Ulusal Konseyi’ni (ENKS) barıştırmak için arabulucu oldu. Kuzey Irak’ı yöneten Barzani ailesine yakınlığıyla bilinen ENKS, Suriye’deki iç savaşta peşmergelerinin sınır dışı edilmesi ve partinin yasaklanması üzerine SDG ile kanlı bıçaklı hale gelmişti. PYD/PKK’nın uzantısıyla çatışmak ENKS’yi Ankara’ya yakınlaştırmıştı. Bugün ENKS’nin yönetim merkezi dahi Türkiye’de bulunuyor. İşte Roebuck’ın tertibiyle kurulan müzakere masası da Ankara’nın elinden bu kozu almayı amaçlıyor. Fakat gizli görüşmelerin tek tarafı ABD değil. Fransa da bölgeye “diplomatik heyet” göndererek taraflar arasındaki barışa katkı sundu. Türkiye’den her darbe aldığında SDG’nin hamiliğine soyunan Paris yönetimi, görüşmeler sayesinde “Kürt kartını” kontrolüne geçirip Suriye’nin geleceğinde söz söylemenin derdinde. ABD’nin bölge perspektifinin “Petrolü çal ve git” stratejisiyle sınırlı olduğunu gören Fransız hükümeti, uzun vadede Suriye’yi sömürgeleştirdiği eski günlere dönecek ve Ortadoğu siyasetinde söz sahibi olabilecek. Kısa vadedeyse SDG’ye “Kürt temsilciği” imtiyazı verilerek karşılığında Kuzey Suriye’deki hapishanelerde tutulan Fransız vatandaşı DEAŞ’lı teröristlerin Paris’e dönüşü ötelenecek.
Erbil merkezli yayın organları ENKS-SDG görüşmelerinde ilerleme sağlandığını bildirdi. Buna göre Esed rejimi ve Suriye muhalefetine karşı ortak hareket edilecek, komşularla iyi ilişkiler tesis edilecek, ENKS Türkiye destekli Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonundan (SMDK) çekilecek ve merkezini Suudi Arabistan veya Mısır'a taşıyacak. Her ne kadar ENKS ABD’nin “Türkiye’den taşınma” ve “muhalif cepheden ayrılma” gibi taleplerde bulunduğu iddiasını reddetse de haberler planlanana dair ipuçları barındırıyor. Öncelikle Suriye’den çekilmeyi ajandasına alan Pentagon, ayrılırken üslerle donatacağı Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne benzer bir yapıyı bölgede bırakmak istiyor. Bunun için oluşturulacak yapının temsil kabiliyetine, yani Kürtlerin birleşik cephesine, ihtiyaç duyuyor. Fakat planın bir de uluslararası desteğe ihtiyacı var. ABD ile Fransa’nın hesabı, ENKS-SDG ittifakını Cenevre’deki Birleşmiş Milletler müzakerelerinde masaya oturtmak. Bu nedenle ENKS’nin Türkiye ve muhalefetle bağını kesmesi önemli. Yeni merkez olarak Körfez’in önerilmesiyse sürecin kimin sponsorluğunda gerçekleşeceğine işaret ediyor.
Sonuç olarak, Suriye’nin kuzeyini Irak’ın kuzeyine bağlayacak birlik projesi bir kez daha gündemde. Her üç senede bir olduğu gibi yine dillendirilen plan için can atan pek çok aktör var. ABD ve Fransa bölgede kalıcı olmak adına projeyle ilgilenirken, Kuzey Irak ile Körfez ise etki alanını genişletmeyi arzuluyor. Tüm bunlara bir de Suriye’nin kuzeyinde kendisine sadık yeni bir milis gücü için asker toplayan Rusya’yı da dahil etmek gerek. Kürt kartının kimin elinde kalacağını zaman gösterecek.