Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Nahda-İhvan denklemi

Tunus'ta bugünlerdeki en zor ve karmaşık denklemlerden biri Nahda ile Müslüman Kardeşler arasındaki ilişkide kendini gösteriyor. Nahda Hareketi liderleri, birçok ülkede terör suçlaması yöneltilen Müslüman Kardeşler örgütüyle irtibatını koparmama konusunda ısrar ediyor.
Toplumsal, siyasal ve parlamenter bir hareketlilik, Temsilciler Meclisi'ne başkanlık eden Gannuşi başta olmak üzere Nahda Hareketi liderlerinden ulusal egemenliğe saygı duymalarını ve Müslüman Kardeşler projesini durdurmalarını talep ediyor. Gannuşi, ‘parlamenter diplomasi’ adını verdiği çağrısıyla birlikte anayasa maddelerinin yanı sıra devlet ve güçler ayrılığı mefhumlarını çiğnedi. Nitekim tüm bu hususlar, ülke dış politikasını parlamentoyla yapılacak herhangi bir ortaklığa değil, bütünüyle cumhurbaşkanının yetkisine veriyor. Ayrıca Gannuşi, anayasayı açıkça ihlal ederek kendisini paralel bir başkan ve devletin yüksek otoritesinin başkanı yapmaya çalıştı. Bu durum, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’i Gannuşi’ye ‘devletin tek başkanı olduğunu, onun da şu anda Kartaca Sarayı’nda bulunduğunu ve bu pozisyonunda kendisine hiç kimsenin ortak olmadığını’ hatırlatmaya sevk etti.
Gannuşi cumhurbaşkanının rolünü oynayarak, parlamentonun bilgisi olmaksızın ve kendisine herhangi bir büyükelçi eşlik etmeksizin Türkiye'ye gitti. Oysa tüm bunlar ziyaret protokollerinde öngörülen bazı hususlardır. Cumhurbaşkanıyla görüşmek üzere Türkiye’ye giden Gannuşi, milletvekillerini bu konuda bilgilendirmedi ve dönüşünden sonra parlamentoya brifing vermedi. Ayrıca Gannuşi, Tunus'u bölgesel eksen politikasına dahil etmeye çalıştı. Anayasaya aykırı bir şekilde hareket ederek, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanı’na bir askeri üssü kontrol altına alması sonrasında tebriklerini iletti. Bu, Temsilciler Meclisi Başkanı olarak Gannuşi’nin yetki alanı içerisinde yer almamaktadır.
Gannui her ne kadar partisi adına ziyarette bulunduğunu ifade ederek bu ziyaretini haklı çıkarmak istese de Anadolu Ajansı, Gannuşi’yi Nahda Hareketi Başkanı olarak değil Temsilciler Meclisi Başkanı olarak nitelendirdi. Ayrıca Erdoğan’la evinde değil, Başkanlık Sarayı’nda görüştü. Gannuşi, Temsilciler Meclisi Başkanı pozisyonunun kendi hırs ve arzularından daha düşük bir seviyede olduğunu düşünüyor ve bu şekilde hareket ederek paralel bir başkan olmaya çalışıyor. Nahda Hareketi ve ortakları haricinde hiç kimse böyle bir hareketi kabul etmedi.
Gannuşi ülkesinin ‘tarafsızlık politikasını’ kabul ettiğini söylese de Ulusal Mutabakat Hükümeti söz konusu olduğunda tarafsızlığın bir anlamı olmadığını dile getirdiği açıklamasıyla Libya krizi meselesiyle ilgili olarak müspet tarafsızlık gibi yeni bir kavramla karşımıza çıktı. Onun açıklaması, Müslüman Kardeşler destekli hükümetin yanında yer almak anlamına geliyor. Bu onun bir grubun başkanı gibi hareket ettiğini gösteriyor, parlamento başkanı olarak değil. Gannuşi ülkenin değil kendi grubunun çıkarlarını gözetiyor.  
Gannuşi, gizli bir servisi bulunmakla itham edilmesinin yanı sıra bir dizi krizle karşı karşıya olan İhvancı Nahda Hareketi’nin başkanıdır. Tunus ve Nahda, Gannuşi’nin hatalarının faturasını ödüyor. Temsilciler Meclisi oturumu, Gannuşi’nin hesap vermesine ilişkin bir oturum iken bir diyalog oturumuna dönüştü. Herhangi bir kovuşturmadan ve bunun yasal sonuçlarından endişe edildi.
Özgür Anayasa Partisi Genel Başkanı Abir Musa, “Gannuşi, Meclis’i İhvan-ı Müslimin’in ajandasını Mağrip'te uygulayan bir araca dönüştürdü” ifadesini kullandı. Ayrıca “Temsilciler Meclisi, İhvan-ı Müslimin lideri için özel ve şahsi bir çiftlik haline geldi” dedi. Gannuşi için güvenoyu talebinde bulunmak için yüz bini aşkın imza topladı.
Nahda ve ortaklarına rağmen Gannuşi, Tunus’ta ön sıralara çıkan bir tartışma konusu oldu. Kendini gözden geçireceği yönündeki taahhüdüne rağmen Nahda’da düşüş başladı. Nahda kadroları her ne kadar gizlemeye çalışsa da hareket içerisindeki çatlaklar ve anlaşmazlıklar gün yüzüne çıkmaya başladı.