Velid Haduri
Enerji konusunda uzman, Iraklı yazar
TT

OPEC+’nın arz kesintisini sürdürmesi, pazarları yeniden dengelemeye yönelik

OPEC üyesi petrol ihracatçısı ülkeler ile üye olmayan ihracatçı ülkeleri kapsayan OPEC+ örgütü, 6 Haziran’da Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman ve Rusya Enerji Bakanı ve Eşbaşkan Aleksandr Novak başkanlığında video konferans yöntemiyle düzenlediği toplantısında, üretim kesintisini temmuz ayına kadar günde 9.7 milyon varil oranında uzatma kararı aldı.
OPEC+ mayıs ve haziran aylarında kendilerinden istenen kesintilere uymayan üyelerinden, temmuz, ağustos ve eylül aylarında orantılı kesintilerle bu eksikliklerini telafi etmelerini istedi. Mevcut bilgiler, bu talebin Nijerya, Irak ve Meksika’yı (ne var ki Meksika üretim kesintisine katılmayı reddetti) içerdiğine işaret etti. Petrol ihracatçısı Körfez ülkeleri geçtiğimiz aylarda, bazı ülkelerin üretim kesintisi taahhütlerini yerine getirmemelerini telafi etmek için gönüllü olarak üretimlerinde ek kesintiye gitmişlerdi. Suudi Arabistan, kararlaştırılan üretim kesintisine ek olarak günde 1 milyon varil daha kesinti yapacağını açıklamıştı. BAE ve Kuveyt de ek kesintiler yaparak Suudi Arabistan’ın bu kararına katkıda bulunmuşlardı.
Öte yandan, ekonomilerin kapalı olduğu ve izolasyon tedbirlerinin zirveye ulaştığı, küresel petrol arzında günlük 30 milyon varil düşüşün (büyük oranda her türlü ulaşım yakıtlarında) yaşandığı mart ve nisan aylarında Brent petrolün fiyatı 15 dolara kadar gerilemişti. Son 6 haftada ise fiyatı kademeli olarak yükselerek 42 dolara ulaştı. OPEC+ toplantısının üretim kesintisini sürdürme kararı, tedbirlerin hafifletilmesi, birçok ülkede vatandaşların ve ekonomilerin kademeli olarak normal hayata dönmesinin yanı sıra Meksika Körfezi’nde veya Güney ABD eyaletlerindeki üretim platformlarını kapatan kasırga sezonun yaklaşması ile bu yükselişin yukarı doğru seyredeceği tahmin ediliyor.
Fiyatların yukarı doğru seyredeceğine yönelik göstergelerden biri de, ABD’nin Cushing petrol tesislerindeki stokun azalması ve Çin’in petrol talebindeki belirgin artıştır. Bloomberg’in verdiği bilgilere göre, Çin’in petrol talebi, nisan ayının sonunda yaklaşık yüzde 90 artarak geçen yıl ile aynı dönemdeki seviyesine ulaştı. Bilindiği gibi Çin, dünyanın en büyük ikinci petrol tüketicisi. Keza korona pandemesi de ilk olarak Çin’de görüldü. Öte yandan, petrol taleplerindeki bu hızlı dönüş piyasaları da cesaretlendiriyor. Burada, Çin makamların aldığı sıkı kapatma ve izolasyon tedbirleri sonucunda şubat ayında Çin’in petrol talebinin yüzde 40 azalmış olduğunu hatırlatmalıyız. Wood Mackenzie danışma şirketi, Çin’deki petrol tüketiminin 2020 yılının ikinci yarısında geçen yılın aynı dönemindeki seviyesine göre yaklaşık yüzde 2.3 artarak günlük 13.6 milyona ulaşacağı tahmininde bulundu. Tüketimdeki bu artış, ulaşım araçları ve fabrikalarda yakıt tüketiminin artmasından kaynaklanıyor. Danışma şirketi ayrıca yılın üçüncü çeyreğinde Çin’in benzin tüketiminin de artacağı, geçen yılın aynı dönemindeki seviyesine göre yüzde 2.3 artarak günlük 3.5 milyona yükseleceği tahmininde bulundu.
OPEC+ örgütü yayınladığı bildirgede, bütün büyük üreticilere (adlandırmadan) piyasalarda istikrarı sağlamak için göreceli kesintiye katılma çağrısı da yaptı. Günlük üretim kapasitesi 11 milyon varilin üzerinde olan 3 büyük petrol ihracatçısı ülke (Suudi Arabistan, Rusya ve ABD) olduğuna ve Rusya ile Suudi Arabistan bu kesintilere katıldığına hatta buna liderlik ettiğine göre bu çağrı ABD’ye yapılmış demektir. Bilgiler, haziran ayının başında hükümet tarafından belirli bir miktar veya oran belirtilmeden, piyasaların gereksinimine göre ABD’nin üretiminin günlük yaklaşık 1.9 milyon varil azaldığına işaret ediyor.
Diğer ABD petrol türlerine nispeten kaya petrolünün üretim oranı, ABD’nin petrol üretimi oranını daha fazla etkiliyor. Mevcut bilgiler, OPEC+ toplantısı öncesinde Suudi Arabistan ile Rusya arasında gerçekleşen temaslarda, üretimi azaltma miktarını ve süresini belirlerken iki ülkenin  talepteki düşüş oranlarının yanı sıra kaya petrolü üretiminin göstereceği reaksiyonları da göz önünde bulundurduklarını gösteriyor. Kaya petrolü üretiminin maliyeti ve kapalı kuyuların yeniden açılmasına yardımcı olacak fiyat oranına yönelik birbirinden farklı tahminler bulunuyor. Bazı tahminlere göre kuyuların yeniden açılması için varil fiyatının 40-50 dolar arasında olması gerekiyor. Bazıları da 60-70 dolar arasında bir fiyat oranına ihtiyaç duyduğuna işaret ediyor. Tahminler arasındaki bu fark, kuyuların jeolojik doğasından kaynaklanıyor. Bazı kapalı kuyuları yeniden açmak için yeni malzemeler satın almak gerektiğinden açılış maliyeti on binlerce doları bulabiliyor. Bunun yanında, kuyuyu işleten şirketin borç durumu ve likidite ihtiyacı da maliyeti etkiliyor.
Üretim kesintisi oranı ve süresini belirlerken OPEC+ ham petrol rezervini, tankerler ve tesislerde stoklanmış petrol ürünlerini de hesaba katmaktadır. Mevcut bilgiler, stok fazlasının zirve döneminde yaklaşık bir milyar varil seviyesini kaydettiğine işaret ediyor. Bu yüksek rakam, eski stokun yanı sıra korona pandemisi sırasında yapılan ek stok miktarını da yansıtıyor. Geçmişteki deneyimler, stokların eritilmesi sürecinin çok uzun zaman alan uzun vadeli bir süreç olduğunu gösteriyor. Stok oranı yüksek yani normal ticari seviyesinden daha fazla olduğu sürece, petrol fiyatları üzerinde baskı oluşturan olumsuz  etkilerini sürdürecektir. Dolaysıyla OPEC+ örgütü iki önemli faktörü göz önünde bulundurmalıdır: Beklenen sosyal ve sağlık değişiklikler göz önüne alınarak korona pandemisinden, keza stok fazlasından kaynaklanan düşük talep sorununun uzun vadede ele alınmasıdır. Dolayısıyla, alınan son üretim kesintisini uzatma kararı, piyasaların normale dönmesi, sonrasında ise fiyatların eski oranlarına dönmesi yolunda (dediğimiz gibi bu uzun bir yoldur) atılmış olumlu bir adımdır. Hedef fiyatın varil başına 40-50 dolar arasında olduğu anlaşılıyor. Zira bir Rus yetkilinin Reuters’a yaptığı açıklamaya göre, bundan daha yüksek fiyatlar yani 70 dolar civarı, yeni bir arz fazlasına yol açabilir.