Cemal el-Keşki
TT

Libya sahnesinde atlanan sahne

Uluslar için en zor anlar istikrarın onları terk ettiği anlardır. Onlar için en acı verici olansa, bir toprağa ve bir halka sahip olmaları ama ihanet zamanında kimliklerini kaybetmeleridir.

Libya treni kapsamlı anlamıyla devlet istasyonundan 14 yıl önce ayrıldı ve nihai varış noktası arayışı uzun sürdü.

Büyük Arap filozof Abdurrahman Bedevi'nin hakkında yazdığı ve binlerce yıla yayılan tarihinde dolaştığı Libya’nın haritası parçalanmış bir halde. Açgözlü ve hırslı kişiler kendisine göz dikmiş, İtalya, ABD ve Fransa pencerelerinden bakıyor ve Türkiye ve Rusya'nın hayalleri arasında savruluyor.

Yunanlılar ve Romalılar zamanından beri felsefe bilen bu halk, kendisini koruyacak bir çadır veya onu güvenli bir yere götürecek bir gemi olmadan rüzgarın insafına kalmış gibi görünüyor.

Birçok insan, binlerce yıl öncesine dayanan bu halkın medeniyetini bilmiyor. Bunun için Kirene eserlerini ve Yunan dönemi filozoflarını, Roma döneminin Sezarlarını okumalılar. Ardından büyük Arap fenerinin genişleme anında Akdeniz kıyılarını kaplayan Arap-İslam dönemi ve rolü geldi.

Bu anlarda, Libyalılar kendilerini doğu ile batı, kuzey ile güney arasında, aynı topraklarda dağılmış halde buluyorlar. Kardeşler birbirinden korkuyor. Belirsiz bir gelecek konusunda endişeliler. Etraflarını saran açgözlülüğe, rekabete ve çatışmalara artık güvenle sırtlarını dönemiyorlar. Libya'nın coğrafi kaderinin onu küresel bir kavşağa yerleştirdiği doğru. Tarihin trajedisinin onu Doğu ile Batı arasındaki istilalar için vazgeçilmez bir koridor haline getirdiği de doğru. Bu nedenle, tüm Doğu medeniyetlerinin ulusal güvenliği için kaçınılmaz bir geçit oldu ve olmaya devam ediyor.

Libya haritasında şu anda yaşananlar -nüfuz yarışı, ekonomik çıkarlar ve petrol, doğal gaz ve madenler dahil olmak üzere doğal kaynaklar üzerindeki çatışmalar- onu Afrika'nın en zengin, ancak halkı yerinden edilme, yoksulluk ve güvensizlikten muzdarip bir ülke haline getiriyor.

Libya tüm bu oyunları hak etmiyor. Konum ve statü açısından zengin bir Arap ülkesi. Gücü, ilk olarak Afrika kıtasının, ikinci olarak Arap bölgesinin ve önemli Akdeniz havzasının gücüne güç katıyor. Zira konumu biz Arap Afrikalılar ile Avrupa arasında bir hakem gibi ve Libya devletinin işleyişinde herhangi bir bozukluk bizi ve Avrupa'yı olumsuz etkiliyor. Bunu, Libya devletinin yasadışı göçmenler için bir geçiş noktası haline geldiği yasadışı göç sorununda açıkça gördük. Yine bunu, Libya'nın geniş arenasında aradıklarını bulan, Libya'nın komşu ülkelerinin ulusal güvenliğini etkileyen, güvenlik ve emniyet de dahil olmak üzere devletin kaynaklarını ele geçiren, savaş alanı olarak gördükleri geniş alanlar üzerinde nüfuzlarını genişletmek için bir ajanda belirleyen şiddet yanlısı ve terörist örgütler sorununda net bir şekilde gördük.

Libya’nın, eş zamanlı olarak hem başkanlık hem parlamento seçimlerini düzenlemekle başlayan kapsamlı bir çözüm yoluyla ulusal kurumlarını yeniden inşa etmeye ve toprak bütünlüğünü yeniden sağlamaya acil ihtiyacı var. Bu, Libya'nın bir devlet ve ulus olarak geri dönüşüne giden tek kısa yoldur.

Elbette, böylesine gerekli seçimler yapılmadan önce, stratejik güvenlik kurumları, parasal ve ekonomik kurumlar birleştirilmeli, bölgesel, mezhepsel veya dini önyargılar olmaksızın doğu, batı ve güney birbirine bağlanmalı.

Libya, derin ve kadim bir kültür açısından zengin. Evlatları arasında insani düşünceye katkıda bulunmuş binlerce ismi sayabiliriz. Bu nedenle aydınlatıcı rolü yeniden tesis edilmeli ve her alandaki yenilikçileri bölge ve ötesiyle canlı etkileşime geri dönmeli.

Burada, Libya ulus-devletinin geri dönüşünün gerekliliği ve duvarlarının ardında gizlenen kaos tehdidi üzerinde durmak istiyorum. Çünkü bu dönüş, bölgesel ve uluslararası çevreye yansıyacak kadar büyük öneme sahiptir. Libya'ya istikrar ve güvenliği geri getirme arzusu olduğu gibi, Libya haritasını bölme ve parçalama arzusu da var. Birleşik Libya halkı buna izin vermemeli. Cephane kutularının ulus inşa etmediğini anlamalı. Aksine, özellikle Libya koparılmaya, kendisine karşı planları olanların ellerine düşmeye hazır gelene kadar, onu yıllarca şiddet döngüsünde tutmayı amaçlayan korkunç planlar göz önüne alındığında, mermi seslerine karşı sandıklar galip gelmeli. Bilge Libya halkı bunları tanıyor, olup biten her şeyin Libya sahnesinin, Libya halkının ve kurumlarının kaynaklarını kontrol etmeye çalışan diğer güçlerin yararına düzenlenmesi ve hazırlanması olduğunu anlıyor ve bunun farkında. Bunların nihai amaçlarıysa, onlarca yıldır bir hayal olan “batı” bölgesini kurmaktır. 2011 olaylarını bu hedefe giden bir yol olarak gördüler ve bu yolda ilerlemeye devam ediyorlar. Bu nedenle, Libya halkı ulusal kararını kendi kontrolüne almalı, Libya'nın kaderini kontrol etmeyi, onu bir devlet olmaktan ziyade bir savaş arenasına, milisler için bir vatana, dahili ve harici açgözlüler arasında paylaşılacak bir hazineye dönüştürmeyi planlayan herkesin önünü kesmeli.

Libya'nın her şeyi var; uzun tarih, zengin medeniyet, bol kaynaklar ve benzersiz coğrafya. Ama atlanan ve hepsinden önemli bir sahne var; tek devlet ve tek halk olarak Libya sahnesi. Ama hâlâ bir fırsat var ve Libya halkı bir mühimmat kutusu taşımak yerine sandık başına gidebilir.