Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Damat tarafından boşaltılan heybe

General Mişel Avn Fransa’daki zorunlu sürgünden döndüğünden bu yana kendisi gibi siyasi koltukta ısrar eden tek kişi küçük damadı Cibran Basil oldu. Avn, bu sebeple partisinin başına yeğenini getirmek yerine Basil’i getirdi. Bu uğurda milletvekili olan diğer damadı Tuğgeneral Şamil Roukoz ve yeğenini görmezden gelirken liyakate ve kişisel donanıma sahip kızı Claudine’ya bile bakanlık gibi bir makam yerine yalnızca Cumhurbaşkanlığı Sarayında danışmanlık görevi verdi. Avn’ın kimlere ne tür makamlar verdiğine baktığımızda şahsi doktoru Mario Avn’ı milletvekili ve yine kendi diş hekimi Nabil Nicola’yı da birinci bölgeden parlamenter yaptı. Ancak General Avn, sadece damadı Cibran Basil’i bakan yapmak için aylarca hükumetin kurulmasını erteleyecek kadar şiddetli siyasi çatışmalara girdi.
Cibran Basil’e gelince o da cumhurbaşkanlığına giden kariyer yolunu inşa etmenin derdindeydi. Öyle ki her hafta Lübnan’ı dolaşıp mitinglere katılıp ve idari atamalara müdahil olarak bu işi ciddiye aldığını gösterdi. Basil, kendini Lübnan’daki Hristiyanların hakları ve onların Doğudaki varlıklarına adamış görünüyordu. Bu süreçte Basil’in Lübnanlılara ve siyasetçilere karşı küstahca bir dil kullanmaya başlaması ve çocukça hareketleri, başta Avn malikanesinde olmak üzere parti içindeki ağır topları ve Avn’ın sürgün dönemi arkadaşlarını hayli kızdırdı.
Cumhurbaşkanı Avn, görev süresinin ilk üç yılında Cibran Basil dışında herhangi ciddi bir sorunla karşılamadı. Bütün bu olanlar vuku bulurken büyük damat Charles Roukoz daha fazla bekleyemedi muhalefet saflarına katıldı. Ancak Avn, Lübnan’ın dünya ile ilişkilerini bozan ve ülkeyi İran ve Venezüella ile ilişkilere mahkum eden Basil’in bakanlık görevine son vermedi. Hatta öyle ki Cibran Basil’den yaptığı pervasızlıkları azaltmasını talep etmek yerine, bundan rahatsız olanlardan Basil’e kulak vermelerini istiyordu.
Avn, liman felaketi meydana geldiğinde Basil’in yaptığı küstahlıkların Lübnan’ı içeride, Arap ve uluslararası toplumda nasıl yalnızlaştırdığını yeni farketti. Mesela CNN spikeri canlı yayında daha önce hiç olmadığı kadar sert şekilde kendisini eleştirdi. Oysa Basil dünyanın kendisi hakkındaki kanaatinin değişeceğine ve kendisine karşı yürütülen ‘’küresel komplo’’nun son bulacağına inanıyordu. Şimdi ise Lübnan’ın siyasi, ahlaki ve manevi çöküntüsü altında Basil yalnız başına ve gözlerden ırak görünüyor. Bu süreçte ilk defa Avn bu kadar açık şekilde cumhurbaşkanlığının makamının verdiği dokunulmazlığı kaybetti. Politikacılar, gazeteciler ve protestocular artık doğrudan onu suçlamaktan çekinmiyorlar. Avn’a karşı duranlar arasında ahlaki yönden takdir gören asker ve siyasetçi Tuğgeneral Şamil Roukoz da bulunuyor. Elbette Roukoz’un muhalefetinde aile içi çatışmaların etkisi olsa da bu çalkantılı süreçte kendisi Cibran Basil karşıtı muhalefette sembol haline geldi. Ve Avn ilk defa şımarık damadı tarafından heybesinin nasıl boşalttığını anladı. Oysa göstericier meydanlarda Basil aleyhinde sloganlar atarken Avn, sarayda ‘’Ben General Avn’ım’’ diyerek oturuyor ve göstericileri duymazdan, görmezden geliyordu.Şimdi ise milletvekilleri ve hükumetten istifa sesleri geliyor… Cibran Basil’in iktidarındaki üç yılda Lübnan’ın başına nelerin geldiği ortada.