Prof. Dr. Ahmet Abay
Akademisyen
TT

Gece ve hayat

Gece, “güneşin batışından günün ağarmasına değin geçen süre” olarak tarif edilir. Dilde iki hece (ge-ce). Hemen söylenilebilen bir kelime gibi gelse de “gece” Allah’ın ayetlerinden bir ayettir.[1]

“Gece hayatı” ifadesi genel anlamda gece yaşanılan bohem ve gayrı ahlaki hayatı betimlemek için kullanılır hale gelmiştir. Hâlbuki gece ve hayat bizatihi iyi veya kötü değillerdir. Geceyi yapılan eylemler, hayatı da yaşanılanlar değerli veya değersiz kılar.

Geceyi, bilinmeyen ve görünmeyenden duyulan korku ve endişeyi artıran bir unsur olarak düşünmek mümkündür. Zira gece, karanlık olması ve görünürdeki her şeyin üstünü kaplayıp gizlemesi sebebiyle kötülüklerin ve birtakım tehlikelerin ortaya çıkma zeminini kolaylaştırabilir.

Bu sebeple gecenin karanlığı çöktüğünde meydana gelebilecek tehlike ve kötülüklerden Allah’a sığınılması tavsiye edilir. (Felak 113:3)  Ayette zikredilen “ġâsikin iżâ vekab/bastıran kapkara karanlık”  ifadesini mecazi olarak ele alanlar, ifadeyi “şirk, inkar ve cehalet” karanlığının çökmesi ve bunların oluşturduğu karanlığın sebep olduğu tehlikelerden sığınmak olarak yorumlamışlardır.

Bu yorumdan hareketle “vahiy, karanlıkları aydınlığa dönüştürsün diye gece indirilmeye başlanmıştır” denilebilir. Bu gerekçelerle olmalı ki Yüce Allah, mü’minlere olan velayetini tanımlarken vahyin karanlığı aydınlığa dönüştürme gücüne vurgu yaparak:

“Allah, inananların koruyucusu, yardımcısı, dostu ve velisidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların velisi de Allah’ın otoritesini ve hükümlerini hiçe sayarak kendilerini ilâhlaştıran insan ve cin şeytanları, yani tağutlardır. Bu azgın şeytanlar, onları aydınlıktan karanlıklara sürüklerler…” (Bakara 2:257) buyurmaktadır.

Kur’an, sık sık gecenin insan hayatındaki işlevi ve önemine yönelik vurgular yapar. Buna göre vahiy, mübarek bir gece[2] olan kadir gecesinde[3] indirilmiştir. Üzerine yemin edilen varlıklardan birisinde “gece”[4] olması ve bir surenin adının “leyl/gece” olması da bu vurgulardan biridir. Ayrıca gece, insanın üstünü örten bir elbise[5], dinlenme ve sükûnet bulma zamanı[6] olarak da ifade edilir.

Kur’an’da gecenin ne olduğu ifade edildikten sonra, gecenin nasıl değerlendirilmesi ve gece nelerin yapılması gerektiği de öğretilir. Gece uyuyup istirahat etmenin yanı sıra, kıyam edilecek, tefekkür edilerek Kur’an okunacak[7], namaz kılınacak[8], Allah her türlü eksiklikten tenzih edilerek yüceltilecek[9] ve O’na secde edilecektir.[10] 

Bu nedenle “gece hayatlarını” bu ve benzeri eylemleri yaparak yaşayanlar ve Allah’ın ayetlerini okuyanlar, Allah’ın övgüsüne mazhar olurlar.[11]

Peygamberlerin hayatlarında meydana gelen pek çok önemli olayın gece vakti gerçekleştiğini söylemek mümkündür. Örneğin; Hz. İbrahim kavmine yıldızlardan, aydan ve güneşten ilah olamayacağını bir gece vakti izah etmeye başlamıştır.

Hz. Lut kendisine inananlarla bir gece yola çıkmış zalimlerin elinden kurtulmuştur. Hz. Musa kavmini Firavunun zulmünden kurtarmak için bir gece vakti yola çıkarmıştır.  

Hz. Peygambere kutlu yürüyüşü/İsra-Mirac bir gece vakti gerçekleşmiştir. Hicret bir gece yolculuğu ile başlar. Sayılanların tamamının gece gerçekleşmiş olmasının gecenin insan hayatındaki sahip olduğu önemle yakından bir ilgisi vardır. Zira gece bir takım tehlikeleri içerisinde barındırsa da insanı birçok tehlikeden korur.

Gece ve gündüzü birer ayet kılan Allah Teâlâ gece kalkıp yapılan tefekkür ve ibadetin daha yararlı olduğunu bildirmektedir:

“Çünkü geceleyin kalkıp Kur’an okumak, daha dokunaklı, daha etkileyicidir ve bu okuyuş, daha akılda kalıcı, daha sağlam olur.” (Müzzemmil 73:6)

Geceler gaflet ve eğlenceyle geçirilmemeli olabildiğince ihya edilmelidir. Zira ihya edilen geceler insanı hayata karşı daha hazırlıklı ve daha diri kılar. Gündüz söyleyecek sözünün olmasını isteyenlerin, gece kalkıp hazırlanmaları gerekir.

Özellikle de hem kendilerine ve ailelerine hem de bütün insanlığa karşı sorumlulukları olan Müslümanların, gecelerini ihya ederek iyi değerlendirmeleri bir zorunluluktur. Unutmamak gerekir ki âlemlere rahmet ve inananlara usve-i hasene/rol model-güzel örnek olarak gönderilen Hz. Peygamberden, gecenin en az üçte birini uyanık geçirip hazırlık yapması ve gece kıyamını hayatı boyunca devam ettirmesi istenmiştir.

Gündüzlerinin bereketli ve güzel olmasını isteyenlerin, gecelerinde kıyam kıraat, secde, zikir, tefekkür, tedebbür ve şükür olmalıdır. Aksi ise şu ilahi soruya muhatap olmaktır:
“Deki: Bir düşünün bakalım; Allah gündüzü tâ Kıyâmet Gününe kadar üzerinizde sürekli kılsa, huzur içinde dinlenebileceğiniz geceyi size geri getirebilecek Allah’tan başka bir ilâh var mı? …” (Kasas 28:72)

O halde Kumi’l leyl/Geceleri kalk…

[1] Yasin 36:37
[2] Duhan 44:3
[3] Kadr 97:1
[4] Tekvir 81:17; İnşikak 84:17; Fecr 89:4; Şems 91:4; Leyl 92:1; Duha 93:2
[5] Furkan 25:47
[6] En’am 6:97; Yunus 10:67
[7] Müzzemmil 73:4
[8] İsra 17:79
[9] Tur 52:49
[10] İnsan 76:26
[11] Al-i İmran 3:113; Zümer 39:9