"Okulları bir açacağız bir açmayacağız. Bilim kurulunun tavsiyesine uyacağız, yok veliler isterlerse çocuklarını gönderirler, baskı yapamayız..." filan diyerek topu taca atıp durmayın. Özel okullar devlet okullarından daha hazır, yüz yüze eğitim için. Ancak çocukların birbirleri ile iletişimini hiçbir şekilde engelleyemezsiniz. Devlet okullarında seyrekleştirilmiş eğitim de dahil hangi yöntemi uygularsanız uygulayın salgının bulaşmasını hiç engelleyemezsiniz. Kapıda ateş bile ölçemezsiniz. Bırakın hamaset yapmayı. Okulları ocak ayına kadar kapatın. Hiçbirşey kaybetmezsiniz. 30 Ağustos tarihine kadar 0-24 yaş arasında 56 bin 19 çocuğumuza salgın bulaşmış. Çocuklarımız ve gençlerimiz ölmüş. Okulları açarak salgını daha da vahim bir duruma getirmeyin, salgını büyütmeyin.
Okullar açılacak mı?
Açılacak...
Kim söyledi?
Bakan söyledi... Hangi Bakan? Milli Eğitim Bakanı...
Açılmayacak...
Kim söyledi?
Kim söyleyecek, Bakan söyledi. Hangi Bakan tabi ki, Milli Eğitim Bakanı.
***
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 12 Ağustos tarihinde yaptığı açıklamada, 31 Ağustos’ta uzaktan eğitimin başlayacağını ve 1 Eylül'de Bilim Kurulu tarafından tavsiye edilen sınıflarda, aşamalı ve seyreltilmiş şekilde yüz yüze eğitime başlanacağını duyurmuştu.
Bilim Kurulu ne demişti? Yüz yüze eğitim bir ay ertelenmeli.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakanlar Kurulu toplantısının hemen ardından yaptığı açıklamada ne demişti?
"Eğitim öğretime, yüz yüze ve uzaktan eğitimi birlikte gerçekleştireceğimiz sistemle devam edeceğiz. Ailelerin tercihine göre okul öncesi ve ilkokul 1. sınıftan başlayarak okullarımızı eğitim öğretime açıyoruz."
Daha önce yine Milli Eğitim Bakanı ne demişti?
"Bu sadece eğitsel bir problem değil, sosyolojik bir problem aynı zamanda. Bu yüzden de biz velileri zorlayarak 'Herkesin bir mecburiyeti olacaktır' cümlesini kurmayız. Bunun hukuksal alt yapısını oluşturuyoruz. Bu sıradan bir durum değil, genel bir afet durumu. Salgın döneminde velilerimizin, diyelim ki ailesinde kronik rahatsızlığı olan birisi veya başka bir sorun var. Velinin inisiyatifinin dikkate alınması söz konusu."
Siz ne anladınız söylenenlerden... Anlayan varsa parmak kaldırsın...
***
Açıyoruz, açacağız... derken... Sonunda gele gele ailelerin tercihlerine göre anaokullarını ve ilkokul birinci sınıfa gidenlerle okul yüz yüze eğitime başlayacak söylemine geldi. Daha önce de 8. ve 12. sınıfları açacaktık.
Ne dediği belli olmayan, ne yapılacağı ise muamma olan bir durumla karşı karşıyayız. Okulları açacağız, hayır hayır, aileler tercih ederse açacağız.
***
Çalışan anne ve babalar... Anaokulu ve kreşlere gönderilemeyen çocuklar...
Aileler perişan.
Bir de uzaktan eğitimle daha da perişan...
Devlet ise iki arada bir derede...
Açsa bir dert... Açmasa iki dert...
Kararlılık mı? Yok... Okullar açılacak mı? Vallahi bilmiyoruz. Veliler isterlerse açacağız. Anketle mi velilerin tercihlerini belirleyeceksiniz. Referandum mu yapacaksınız?
Kocaman bir belirsizlik.
Yapılması gereken çok açık.
Ocak ayına kadar okulların açılışını ertelemek.
Ocak ayından sonra tekrar değerlendirmek.
Özel okul ödemelerini ocak ayına kadar ertelemek.
Gençler ve çocuklar arasında vaka sayısı 56 bin
Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı Covid-19 raporunda, 30 Ağustos tarihine kadar ölen 6 bin 326 insan içerisinde ölenlerin yüzde 62'sinin erkek, yüzde 38'inin kadın olduğu açıklandı.
Yine aynı raporda, 269 bin 500 vakanın; yüzde 6,9'u (18 bin 563) 15 yaş ve altı çocuk, yüzde 13,9’u (37 bin 456) 15-24 yaş arasında, yüzde 49,9’u (133 bin 78) 25-49 yaş grubunda, yüzde 18,7’si (50 bin 303) ise 50-64 yaş arasında, yüzde 8,7’si (23 bin 358) 65-79 yaş grubunda, yüzde 2,5’i (6791) ise 80 yaş ve üzerinde gerçekleşti. Ölenlerin de yüzde 75'inin 65 yaş üstü olduğu ortaya çıktı.
Ve 24 yaşın altında 22 genç ve çocuğun vefat ettiği raporda belirtilmiş. 22 kişinin; 2 yaşın altında 6, (4'ü erkek, 2'si kız) 2-4 yaşın altında 1 erkek çocuğu, 5-14 yaş aralığında 5, (2'si erkek, 3'ü kız) 15-24 yaş aralığı 10 (2'si erkek, 8'i kız) çocuğumuz ölmüş.
****
Ne diyorlardı?
Covid-19 Türk genine bulaşmıyor.
Gençlere bulaşmıyor.
Salgın gençleri ve çocukları öldürmüyor.
Salgın, 18 bin 563 15 yaş altı çocuğumuza bulaşmış.
Salgın, 37 bin 456 15-24 yaş aralığında ki gençlerimize bulaşmış.
Ve kreş yaşında 7 çocuğumuzu, ilköğretim yaşında 5 çocuğumuzu, lise ve üniversite düzeyinde de 10 çocuğumuzu kaybetmişiz.
***
Tabi bu rakamlara ne kadar güveniyorsanız. Ben mi? Güvenmiyorum. Dünyada 19 Haziran'dan sonra salgın 8 milyondan iki misli artarak 1 Eylül tarihinde 25 milyona çıkarken, Türkiye'de yüzde 47 artış göstermesine nasıl inanacaksınız. Dünyada ölümler yüzde yüz artarken, Türkiye'de yüzde 30 artmasına ne diyeceksiniz?
Covid-19 bir terör saldırısıdır!
Okulları açar mısınız, aç(a)maz mısınız bilemem...
Tavsiye niteliğinde olan ve yaptırım gücü olmayan Bilim Kurulu’nu dinler ya da dinlemez misiniz onu da bilemem...
Bildiğim tek şey şu; okulları hangi yöntemle olursa olsun yüz yüze eğitime açarsanız Covid-19 patlar.
Bu çocuklar arasında ölüm oranları az ama çocuklar evlerine salgını taşıyacakları için 50 yaş üstü ölüm oranları patlar.
Bizden söylemesi.
Yine bildiğinizi yapın...
Açarsanız açarsınız.
Ama üç öğrenci babası olarak söyleyeyim.
Uzaktan eğitim ile de anne-babalara ve çocuklara eziyet etmeyin.
Ölümlerle, çocukları ve anneleri birbirlerinden ayırmayın...
Okullara ocak ayına kadar ara verin.
Son söz: Covid-19 sağlımıza bir terör saldırısıdır. Salgın terör kapsamında değerlendirilmelidir. Okullar açılarak, çocuklar açık açık terör saldırısına açık hedef haline getirilmemelidir.
