Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Şidyak ve İslam

Ahmed Faris eş-Şidyak, büyük Arap dilbilimcilerden biriydi. Şeyhlerinden olan Maroun Abboud (Ebu Muhammed), onun tartışmasız bir şekilde en büyükleri olduğunu söylerdi. Her iki durumda da 19.yy’ın başları ile 20.yy’ın başları arasında Lübnan'daki pek çok dilbilimcinin ve dil tutkununun varamadığı bir seviyedeydi. Bu aralık, sözlüklerin, derlemelerin, ansiklopedilerin ve büyük çevirilerin ortaya çıktığı bir dönemdir.
Dilbilimcilerin çoğu Hıristiyandı, fakat bazıları daha sonra İslam’ı kabul ettiler. Bu kimselerden meşhur olanlar arasında en ön plana çıkan isim ise Mısır, Tunus, Malta ve Londra'da yazarlık ve çevirmenlik yapmış olan Ahmed Faris eş-Şidyak’tı.
Şidyak’ın İslam’ı kabul etmesiyle ilgili çok şey yazıldı. Bu rivayetlerden en yaygın olanı, onun kilisenin kardeşine yaptığı zulmün intikamını almak için bunu yaptığıydı. Faris’in Maruni fanatizminden nefret ettiği ve bu yüzden Ahmed adıyla İslam'a dönüşünü ilan ettiği de söylenir.
Yıllar boyunca bu teoriye itiraz etmedim ve yapabilecek durumda değildim. Ancak Profesör Muhammed el-Hacresi’nin İnsanlığın Mirası başlıklı çalışmasını okuduğum zaman, buradaki nedenlerin daha derin olduğu kanaatine vardım. Araştırmada, Şidyak’ın dönüşünün sebebinin Mısır’da yaşadığı 9 yıl boyunca el-Ezher çevresinde oluşu öne çıkarılmıştı. Burada el-Ezher çevresiyle yakın ilişkiler kurmuş, yaklaşmış ve alimlerden istifade etmişti. Ancak Şidyak’ın kendisini okuduğunuzda, Mısırlılar arasındaki yaşamdan etkilendiğini görüyorsunuz.
Tarihin babası olarak anılan Yunanlı Herodot'un Mısır yolculuğunu ve halkını anlatırken söylediklerini okudunuz mu? Şidyak’ın kitaplarında da aynı anlatının iki bin yıl sonraki kopyasını bulacaksınız. Şöyle anlatıyor ülkeyi:
 “Kahire’yi anlatabileceğim kalem ve mürekkep nerede? Bu güzel ve kutlu şehir, gören herkesten övgü alıyor. Çünkü burası hayrın, faziletin ve cömertliğin madenidir. İnsanları nazik, kibar ve yabancıya karşı yardımseverdir. Sözlerindeki tatlılık, neşelenmeniz için bir başka şey ihtiyaç bırakmaz. Selam verdiğiniz zaman sizi selamlar, ziyaret ettiğinizde iştiyakla sizi görmek için ziyaret ederler. Onları ziyaret ettiğiniz zaman gönüllerinin evlerinden daha geniş olduğunu görürsünüz. Bu şehrin alimlerinin övgüsü ise ufka yayılmıştır.”
Profesör el-Hacresi, Şidyak’ın İslam’ı kabul etmesindeki amaç dolayısıyla onu itham edenleri eleştiriyor ve şöyle diyor: Şidyak’tan sonra çocukları Müslüman oldu. Kızı, Müslüman olana kadar onu seven bir İngiliz subay ile evlenmedi. İslam daha sonra torunlarına da intikal etti.