Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Zor denizlerin kaptanı

Kuveyt, Basra Körfezi'nde bağımsızlığını ilan eden ve Protektora (Koruma) Anlaşması’nı sona erdiren ilk ülkeydi. Kuveyt’in bağımsızlığı için verilen ilk Arap hediyesi, Abdülkerim Kasım’ın Kuveyt’i Irak’a ilhak etmek istemesi oldu. Sınav oldukça zor ve acıydı. Fakat Kuveyt bir devlet gibi davranmayı başardı ve modern devletlerin ilkelerini benimsemeye devam etti.
Şeyh Abdullah es-Salim, etrafını münevver isimlerin çevrelediği aydın bir figürdü. Bağımsız bir devlet için en iyi korumanın, iç istikrar ve güçlü uluslararası dostluklar olduğunun farkındaydı. Cabir el-Ahmed devletin inşası sürecinde ülkenin zenginliği olan petrol endüstrisini kökleştirmeyi tercih etti. Emir Sabah el-Ahmed ise ülkeyi Arap ve dünya ülkeleri arenasına dahil edeceği bir diplomasi oluşturmayı seçti.
Sabah el-Ahmed, kırk yıldan fazla bir süredir içeride bir gölge adam, dışarıda ise yönetim konusunda yetenekli ve siyasette usta olan ışıldayan bir adamdı. Dışişleri Bakanlığı'nda göreve başladığında sanki büyük bir ülke planlıyormuş gibi hareket etti. Nitekim öyle de oldu. Kuveyt, Arap Birliği’nde, Birleşmiş Milletler’de ve diğer tüm uluslararası kuruluşlarda kendini gösterdi.
Kuveyt, bu ciddiyeti sayesinde çetrefilli Arap meselelerinde arabulucu rolü oynayabildi. Güvenilirlik ve ufkunun genişliği sebebiyle Sabah el-Ahmed, bir kriz olduğunda, bir savaş patlak verdiğinde ya da bir çatışma şiddetlendiğinde Arapların gözlerini kendisine çevirdiği bir arabulucu oldu. Her arabuluculukta asıl görevi bizzat kendisi deruhte etmek istiyordu.
Irak'ın Kuveyt'i işgali Irak'ın güvenilirliğini ve Arap rejimine olan inancı baltaladı. Fakat Kuveyt'in Arap kimliğine inancı sarsılmadı. Kuveyt'in kurtuluşundan sonra Şeyh Sabah'a bundan sonra nasıl bir şekilde hareket edeceğini sorduğumda şöyle cevap verdi: “Yükümlülüklerimizi ve görevlerimizi bir an bile terk etmeyeceğiz. Ancak bir daha asla yalan sözlere kanmayacağız. Kuveyt nasılsa öyle kalacak.”
Sabah el-Ahmed, Kuveyt Emiri olduğu sırada gerek yurtiçinde gerekse de yurtdışında önemli bir tecrübe kazanmıştı. Bununla birlikte bölgesel eylemin ve Körfez'in rolünün önemine inandı. Bu hususta birinci öncelik kendini korumak, diğeri ise Arap dayanışmasıydı. Araplar arasındaki kargaşanın, bencilliğin ve nefretin uzaklaştırılması gereken bir hastalık olduğunu düşünüyordu.
Emir Sabah tüm zamanını içeriye odakladı. Kuveyt'in sorunları büyüdü, devletin sorumlulukları arttı ve Arap bölgesinde krizler patlak verdi. Sabah el-Ahmed’in inşa sürecine katıldığı Kuveyt, o sıra 1 milyon iken şimdi 6 milyon oldu. Aynı zamanda petrol üretiminde altıncı sıraya yükseldi ve bu servet gelecek için farklı alternatifler aramayı zorunlu hale getirdi. Kuveyt bu yıl, belki de tarihinde ilk kez, bir bütçe açığı ve maaşların ödenmesiyle ilgili sıkıntılarla karşı karşıya kaldı. Öyle ki Kuveyt, iş gücünün yaklaşık yüzde 90'ını istihdam eden ülkedir.
Şeyh Sabah, Kuveyt'i birçok krizden çıkardı. Selefleri gibi, günü yönetti ve gelecek için bir şeyler inşa etti. Sorumlulukları konusunda çok ciddiydi ve halka çok yakındı. Halkı teftiş eder, bayramlarına katılır ve onlara teselli verirdi. Araplar onunla birlikte bilgeliği ve sükûneti de yitirdiler.