- İYİ Parti operasyonu, MHP içerisinde Bahçeli ekibine yönelik iktidar mücadelesinin başladığı gün devletin devam eden bir operasyonudur.
- İki, bu operasyon İYİ Parti'yi Millet İttifakı'ndan koparma olmuyorsa, itibarsızlaştırma girişimidir.
- Devlet Bahçeli ve Erdoğan'ın İYİ Parti ile olumlu açıklama yapmasına rağmen, bugüne kadar istenilen yanıtların alınamamasının, Özdağ üzerinden yapılmış etkili parti içi operasyondur.
- Ve en önemlisi son kongrede tasfiye edilen isimlerin Özdağ üzerinden parti üst yönetimi ile bir hesaplaşma girişimidir. Ve genel başkanlık hayallerinin olmayacağını görerek, partiyle ilişkilerini koparma girişimidir.
- Ve yine Özdağ ile ilgili TBMM'de bekletilen dokunulmazlığın kaldırılması ile ilgili hazırlanmış fezlekenin meclis gündemine getirilmemesine yönelik, hocanın CNN Türk ve Ahmet Hakan üzerinden yapılmış ön alma çalışmasıdır.
(FETÖ'cü birinin) "Yeğeni olması. Yeğeni olması bir şey ifade etmez. İnsanların kardeşleri yeğenleri şu'cu bu'cu olur. Sorun olmaz" diyen Prof. Dr. Ümit Özdağ, CNN'de ki programda İYİ Parti eski GİK Üyesi, Parti Sözcüsü, İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'ya yönelik olarak FETÖ üzerinden neden itibar cellatlığı yaptı?
Tam da Özdağ için TBMM'de dokunulmazlığının kaldırılması gündeme geldiğinde bu açıklamayı yaptı ve programda neden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sevgi ve saygılarını gönderdi?
Özdağ, partisinin il başkanı için itibar cellatlığı ve İYİ Parti'nin FETÖ ile anılmasını kamuoyunda güçlendirmeye yönelik katkıyı tüm kamuoyu yoklamalarında partisinin oyları artarken neden yapmıştır?
Bir genel başkanlık hayalinin artık gerçekleşmeyeceğini gördüğü ve de dokunulmazlığının kaldırılma kaygısı ve korkusunun Özdağ'ın ilkesel olarak karşı çıktığı, parti içi meselelerinin kamuoyu önünde tartışılmasını yok saymasının, TBMM'de Özdağ için dokunulmazlık fezlekesinin gündeme getirilmeyeceğini ve bekletileceğini, tozlu raflara kaldırılacağını şimdiden söyleyebilirim. Amaç hedefine ulaşmıştır.
CNN'e isteyerek ve bilerek çıktı! Davet kendisinden değil bizzat Hakan'dan gelmiştir!
Ahmet Hakan, CNN'de 19 Ekim tarihinde yayımlanan "Tarafsız Bölge" programının YouTube kanalında tanıtım açıklamasında şunları yazıyor:
"İYİ Parti kongresinde ne oldu? İYİ Parti'li küskünler ne istiyor, ne yapacak? Liste krizinin perde arkasında neler var? Partide hangi sorunları yaşadı? İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ partide yaşadığı kırılma anlarını Ahmet Hakan'la Tarafsız Bölge'de anlattı."
Ahmet Hakan programın açılışında Özdağ'ı neden programa davet ettiğini şöyle açıklıyor:
"Neden teke tek Ümit Özdağ ile görüşüyoruz. İYİ Parti'de karışıklık var. Bu konu adam akıllı kamuoyu önünde net bir şekilde konuşulmuyor. Ümit Hoca bana 'bu konuyu konuşmak istiyorum' dedi. 'Tamam, bende bu konuyu merak ediyorum' dedim. Daha önce de Ümit Hoca'ya İYİ Parti içerisindeki gelişmeleri sorduğumda 'Parti içi meselelerin kamuoyu önünde konuşulması çok alışık bir şey değildir. Bana İYİ Parti'yi sormayın. Parti içi konuları kamuoyu önünde konuşan biri değilim' demiştiniz. Neden şimdi Tarafsız Bölge'de parti içi konuların konuşulacağı programı kabul ettiniz?"
Özdağ, Hakan'ın programın açılışında yaptığı konuşmaya yönelik bir katkı yapmıyor. Sadece seyrediyor ve şunları söylüyor:
"Bu konuyla ilgili çok teklif geldi. Konuşmadım. Parti içinde de kimse benimle bu konuyu konuşmuyor. Beni genel başkan davet etmedi. Bende meseleye nasıl baktığımı, kamuoyu ile paylaşmak istedim."
'Özdağ mı talep etti yoksa Ahmet Hakan mı davet etti" sorusunun yanıtını vermeyen Özdağ, geçiştirme yapıyor. Parti içi meseleleri kamuoyu önünde tartışmaya ilkesel olarak karşı çıkan Hoca, kendisiyle kimsenin konuşmadığını, genel başkanı davet etmediğinin belirterek düşüncelerini paylaşmak için CNN'e çıktığını anlatıyor.
Düşüncemi açık açık yazayım. Açılış konuşmasına bakınca programa çıkma talebi Özdağ'dan gelen bir teklif olmadığı, bizzat Ahmet Hakan'dan gelen bir teklif olduğu konuşmalardan anlaşılıyor. Hakan'ın açıklaması tartışmaların nereye yansıyacağı bilinerek önceden ön alınmaya çalışılıyor.
Hakan, Tarafsız Bölge programını teke tek yapan biri değil. Teke tek yapmasının nedeni Özdağ'ın hangi konuyu konuşacağını biliyor olması. Ve kamuoyu algısı da iyi hesaplanmış. İYİ Parti'ye bizzat kurucularından olan Ümit Özdağ üzerinden operasyon çekiliyor. Özdağ'ın açıklamalarıyla Hakan hem habercilik yapıyor, hem de İYİ Parti'ye yönelik yapılmak istenen operasyona büyük katkı sunuyor.
Özdağ, Millet İttifakı'na karşı çıkmış!
Programda Özdağ bilmediğimiz, belki de benim bilmediğim bir konuya açıklık getiriyor. Seçimlerden önce CHP'ye ittifak yapılmaması gerektiğini ve seçimlere tek başlarına katılmalarına yönelik görüş açıkladığını, parti yönetiminde bu konuyu savunduğunu ancak tek başına kaldığını anlatırken, bilerek kamuoyunu yanıltıyor. Diyor ki; "Cumhur İttifakı, Millet İttifakı kurulduktan sonra kuruldu."
Cumhur İttifakı'nın temelleri 16 Nisan referandumundan önce atıldı. Resmen 20 Şubat 2018 tarihinde kuruldu. Millet İttifakı ise 5 Mayıs 2018 tarihinde açıklandı.
Sizce İYİ Parti seçimlere tek başına katılsaydı kime hizmet etmiş olurdu? Ve Özdağ'ın önermesi kimin işine yarardı? Erdoğan'ın ve Bahçeli'nin İYİ Parti ve Akşener ile ilgili açıklamalarına bakınca, İYİ Parti içerisinde kimlerin iktidar kanadı ile görüştüğünü anlamak zor olmuyor!
Özdağ, Altaylı ile neden görüştü ve FETÖ'cü olmadığına neden kefil?
Kamuoyunda İYİ Parti İl Başkanı Buğra Kavuncu ile ilgili FETÖ'den tutuklu bulunan eski MİT'ci Enver Altaylı'nın yeğeni olduğuna dair algı oluşturulmasına yönelik açıklama yapan, Özdağ, "Partinin kurulma aşamasında Enver Altaylı benden randevu aldı. Ben kendisini 4 yaşından beri tanırım. Anneannemin evinde çok sık gördüğüm biriydi. O yıllardan beri tanırım. Daha sonra FETÖ'ye yakın olduğunu biliyorum. Bundan da rahatsızdık. FETÖ'ye yakındı ancak FETÖ'cü olmadığını biliyorum" derken, yargılandığı davada düzenlenen iddianamede hakkında; "FETÖ kurucusu ve yöneticisi olmak", "siyasi ve askeri casusluk" yapmakla suçlanan Altaylı'ya kefil olurken, hakkında düzenlenmiş hiçbir iddianame bulunmayan İl Başkanı Kavuncu'ya kefil olmayarak, açık açık elinde bir bilgi olmadan FETÖ'CÜ suçlaması yapmaktan geri durmuyor? Neden?
Altaylı'nın o görüşmede kendisine "Partiyi kurmayın" dediğini, "Neden kurmayalım" diye sorduğunu ve kendisine "Çünkü partiyi kapatacaklar" dediğini, bunun üzerine "Ne yapalım" diye sorduğunda "Sokağa dökülün" dediğini, bununla da yetinmediğini, "Silahlı Kuvvetlerden atılanların çoğunun FETÖ'cü olmadığını" söylediğini ve kendisine "Atılanların kim olduğunu biliyorum" diyerek görüşmeden ayrıldığını ve görüşmeyi hem devlete hem de Meral Akşener'e bildirdiğini anlatıyor.
Soru şu: Akşener'e anlatırken, Altaylı'nın "Partiyi kurmayın, sokağa dökülün" sözünü nasıl aktardı? Bunu mutlaka bir gün Akşener anlatacaktır.
Desem ki, Özdağ bir MİT çalışanı veya devlet görevlisi mi ki, o görüşmeyi devlete ayrıntılı olarak rapor ediyor? Ve asıl soru şu: Altaylı ile görüşmeden önce devlete bilgi verdi mi?
Programın asıl amacı Kavuncu üzerinden İYİ Parti'yi itibarsızlaştırmak!
Programın asıl bombasına sonlarına doğru geliniyor. Özdağ parti içerisinde ilk kırılmanın yerel seçimlerde Ordu Belediye Başkanı olarak İdris Naim Şahin'in aday gösterilmek üzere yaşandığını ve "İstifa ederim" resti ile Şahin'in adaylığını engellediğini ve ilk kırılmanın o gün yaşandığını belirtiyor ve Ahmet Hakan, programın asıl bombasını sona doğru patlatıyor; "FETÖ konusunda başka kırılma yaşadınız mı?" diye soruyor.
Altaylı'nın FETÖ'cü olmadığına kefil olan Özdağ, anlatmaya başlıyor: "...yeğeninin kurucular arasında olacağını öğrendim. FETÖ'cü bir sivil toplum örgütüyle bağı olduğunu söyledim. Ve benim müdahalemle bu arkadaş kurucu yapılmadı. Daha sonra partiye geldi, GİK üyesi oldu. Bununla ilgili genel başkanı uyardım. Genel Başkan Yardımcısı, Parti sözcüsü oldu, Parti İl Başkanı oldu. Bu benim için en büyük hayal kırıklığıydı."
Hakan: Buğra Kavuncu, Altaylı'nın yeğeni mi?
Özdağ: Evet öyle. Yeğeni olması bir şey ifade etmez. İnsanların kardeşleri, yeğenleri şu'cu bu'cu olur. Sorun olmaz. Yıllarca FETÖ’cü bir derneğin başkan yardımcılığını yapmış. Genel Başkan Devletin iki üst düzey mensubu ile görüştüğünü ve devletin elinde bir bilgi olmadığı söyledi. Ancak devlet her bilgiyi paylaşmaz. Yurt dışında en büyük örgütü olan iş adamları derneğinin başkan yardımcılığını yapmış. Bu dernek kapatılmış. Bunun izahı yok, bunun izahı bana yapılmadı. Genel Başkan'la iki devlet görevlisiyle görüşme yaptığını ve hakkında bir kayıt olmadığı söylenmiş. FETÖ konusunda hassasiyet göstermiş ve mücadele etmiş biri olarak bu izahla tatmin olmam.
Hakan: Buğra Kavuncu şu anda partinizin il başkanı mı? Onun için FETÖ'cü diyebiliyor musunuz?
Özdağ: Bu örgütün neresinde, neden yer aldığını, görev aldığını açıklamak zorunda. Geçmiş ilişkilerini izah etmeyen, partiyi manipüle etmek isteyen, görev aldığı sivil toplum örgütünün önceki ve sonraki başkanı FETÖ'cü ise... Bugüne kadar olumlu ve olumsuz bir açıklamanız yoksa. Sosyal medya hesaplarınız bomboşsa, bu şekillendirilmiş demektir. Hayatın normal akışına aykırı demektir. Bunun doğru olmadığını düşünmediğim için, daha partiye gelmeden önce bu uyarımı yaptım. Meral Hanım da, hakkında böyle bilgi yok dedi.
"Parti kurulurken bize haksız olarak FETÖ suçlaması yapıldı" diyen Ümit Özdağ, FETÖ'cü Sivil Toplum Örgütlerinde başkan yardımcılığı yapan herkesi elinde belge ve bilgi olmadan FETÖ’cü diye yargılayabiliyordu.
Gülen'in Mesih olduğuna inananların FETÖ'cü olmadığına inanıp, işbirliği yapanların ahlaki olarak yanlış olduğunu söyleyen Özdağ, İstanbul İl Başkanı olan Kavuncu ile ilgili çekinmeden FETÖ'cü olduğu suçlamasını yapabiliyor.
****
Geçmişte ister Türkiye içerisinde, isterse yurt dışında olsun FETÖ'cü görünmek, onların derneğinde üye ve yönetici olmak, okullarına çocuklarını göndermek, aileye gelin almak, aileye kız vermek itibardı. Bunu görmeden insanları suçlamak, itibar cellatlığı yapmak bir hocaya yakışan davranış değildir. Ve bir çırpıda imajını yerle bir etmiştir.
Bugüne kadar kendisine yer vermeyen iktidar medyasında birden manşetleri süslemesi de, yaptığı açıklamanın ne işe yaradığını ve neden yaptığını da açık açık ortaya koymaktadır.
Özdağ, itibarını yerle bir etmiştir!
Kıbrıs seçimleri üzerinden, "Soroz'un evladı kaybetti, Toros'un oğlu kazandı. Sayın Cumhurbaşkanına saygı ve sevgilerimi iletmek istiyorum. Kıbrıs'ın bağımsızlığı konusunda Sayın Cumhurbaşkanı'nın yanında olacağımı ifade etmek istiyorum" diyen Özdağ, CNN'de yaptığı açıklamalarla Cumhur İttifakı'na ve iktidara can simidi uzatmış ve aynı zamanda fezlekesinin meclis gündemine gelmemesi için zımmi bir anlaşma yapmıştır.
****
Özdağ, parti içerisinde mücadelesinin devam edeceğini söylese de, parti içerisinde kalması artık mümkün değildir ve kısa zamanda ihraç edilir. Millici gördüğü Cumhur İttifakı'nın yanında yer alır ve MHP'ye geri döner. İYİ Parti'yi Cumhur İttifakı'na katma girişimlerinin ete kemiğe bürünmesi şimdilik Ümit Özdağ'la yetinilecek bir adım olarak kalacaktır. Ancak, partiye de bir gözdağı verilmiştir. Bu gözdağı İYİ Parti'ye geri adım attırır ve Millet İttifakı’ndan kopmasına neden olur mu? Yanıtımızı söyleyelim.
Bununla ilgili çok girişim yapılıyordur. Ancak görünen şudur. Bu adımlar şimdilik geri döner. Çünkü İYİ Parti'nin ortaya çıkışı Bahçeli karşıtlığı üzerinden ortaya çıkmış bir girişimdir. Bahçeli ile bir ittifak içerisinde olmak İYİ Parti'yi ilkesel olarak bitirir. Ve en önemlisi Erdoğan karşıtlığı üzerinden siyasetine son vererek Cumhur İttifakı'nın bir parçası olma girişimi, hem İYİ Parti için, hem de Meral Akşener için tam bir siyasi intihar olur.
Kavuncu'ya Fidan ve Akar kefil!
İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu perşembe günü Ümit Özdağ hakkında iftira atmaktan dolayı hakkında savcılığa şikayette bulundu. Kavuncu, basın mensuplarına yaptığı açıklamada; Genel Başkan Meral Akşener'in, Ümit Özdağ'ın "Kaynağım istihbarat" demesi üzerine, MİT Başkanı Hakan Fidan ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'dan kendisi hakkında bilgi aldığını söyledi. Bu açıklamayı Akşener'in izin vermeden yapması mümkün olmayan Kavuncu, yaptığı açıklamayla Fidan ve Akar'ı da tartışmaların içine katmış oldu. Ayrıca Kazakistan'da kurulmuş olan KATİAD ile ilgili de detaylı açıklama yapan Kavuncu, derneğe devletin kurumlarının da, farklı siyasi görüşlerden ve farklı tarikattan insanlarında üye olduğunu söyledi.
Son söz: Gördüğünüz hiçbir şey göründüğü gibi değildir. FETÖ'cü suçlaması iktidarın ve siyasette, bürokraside bir yerlere gelmek isteyenlerin silahı haline dönüşmüş durumda. Yarın kimi vuracağı da hiç belli değil. Bu tartışmanın kaybedeni açık ve seçik Ümit Özdağ'dır. Bugüne kadar biriktirdiği tüm itibarını, hırsından ve fezleke korkusundan dolayı yerle yeksan etmiştir. Yazık.