Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Ülkeleri küçük olsa da çok büyük

Muhadram hem cahiliye döneminde yaşamış hem de İslam devrini görmüş kimselere denir. Halife bin Selman, Bahreyn’in bağımsızlığından önce ve sonra resmi görevi üstlenmiş kuşaktan geliyordu. Adı, çöl ve deniz güçlükleri ile mücadele eden ülkelerden birden fazla kaynağı olan modern ekonomiye sahip ülkelere doğru Körfez’in geçen yüzyılda tanık olduğu gelişme ve kalkınma süreçlerinin yüksek bir aşaması ile anılıyordu.
Şeyh Halife bin Selman, kendi ülkelerinde Arap Yarımadası’nın içinden geçtiği en önemli merhaleleri yöneten örnek isimlerden biriydi. Sessizce ve azimle çalışmaktan başka bir şey bilmeyen, dimdik duran ve yorgunluk nedir bilmeyen bir adamdı. Bu bakımdan Başbakan olarak yürütme görevini unutulmaz bir şekilde yerine getirdi.
Şeyh Halife hem eski hem modern dönemi yaşamış “muhadram” bir kimseydi. Bahreyn’in kalkınmasına tanıklık eden insanlar Bahreyn’in eski bir alandan, inci satan dükkanlardan ve zorlu bir dalış sezonundan gökdelenlerle dolu bir finans piyasasına dönüşmesine şahit oldu. İsa bin Selman ve ardından Hamad bin İsa himayesinde idari yönetimi büyük bir ciddiyetle yerine getirdi. Şeyh Halife, Arap ve uluslararası siyaseti sürekli takip ederdi. Ülkelerin büyüklüklerinin topraklarında değil, bilinçlerinde olduğunu söylerdi. Şah döneminden beri İran, onun açıkça dile getirdiği emelleri ve bu küçük ada ile çirkin bir şekilde uğraşması karşısında Bahreyn için endişeliydi. Buna kimsenin aklına gelmeyen bir şey daha eklenmişti o da Katar’ın Havar Adaları’ndaki iddiası. Ne varki Uluslararası Adalet Divanı bu konuda hüküm vererek Körfez tarihindeki en kötü zorbalık sürecine bir son vermiş oldu.
Üçüncü kuşaktan Şeyh Halife bin Selman’ın yerine Şeyh Selman bin Hamad atandı. Hala iç ve dış sorunlar aynı ya da daha da artmış vaziyette. Ancak Şeyh Selman prestijli bir siyaset okulunda kendisini hazırladı ve Cambridge Üniversitesi Felsefe ve Siyaset Bilimleri bölümünden mezun oldu. Başta Körfez ülkelerinin tutumu olmak üzere temel konularda istikrarın eskiden olduğu gibi kalacağı umuluyor. Bahreyn anlamlı bir hareketle Körfez İşbirliği Konseyi’nin (KİK) eski Genel Sekreteri Dr. Abdullatif bin Raşid ez-Zayani’yi KİK politikalarındaki uzun deneyimin ardından Dışişleri Bakanı olarak atadı. Aynı şekilde önceden asker olması da diplomasi tecrübesini uzun askeri tecrübesi ile desteklemesi anlamına geliyor.
İran politikaları Körfez’in huzurunu değiştirdi ve onu dışarıda korunma ve içeride güçlenme yolları aramaya itti. Güvenliğin sağlanmasına ilişkin sert tutumuyla bilinen merhum Şeyh Halife ulusal güvenliğe ihanet anlamına geldiği için güvenlik dışında her konuya müsamaha gösterilmesinin kabul edilebilir olduğunu söylüyordu. Bu yüzden siyasi muhaliflere dönüş kapılarını açtı ancak bir yığın isyan ve sabotaj ile karşı karşıya kaldı. Güçlü, sert bir adam imajına sahipti ancak hoşgörü ve ihmal arasındaki farkı bilmeyenlerin nezdinde. O, tek bir detayı dahi atlamazdı. Küçük ve büyük hata diye bir şey olmadığını yalnızca yanlış ve doğru olduğunu tekrarlardı.