Suriye çatışmasının seyri ve neden olduğu sorunlar konusunda birbirleriyle çelişen ve anlaşamayan tarafların hemfikir oldukları ender konulardan biri; Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönüşüdür. Birbirleriyle çelişenler Esed rejimi ve müttefikleri ile Suriyelilerin çoğunluğudur. Anlaşamayanlar ise Esed rejimi ile başta Ruslar olmak üzere müttefikleridir.
Bu ayrım ortasında, Suriyelilerin çoğunun mültecilerin ülkelerine geri dönmelerini desteklediklerini söylemeye gerek yok. Ama tam anlamıyla bir dönüşü yani bu insanların savaş baskısı veya Esed rejiminin temelini attığı ve müttefiklerinin takip ettiği, daha sonra da radikal ve terörist örgütlerin, suç çetelerinin üstlendiği öldürme politikasından korkarak terk etmek zorunda kaldıkları şehirlerine, köylerine, evlerine, topraklarına ve mülklerine dönmelerini destekliyorlar.
Ruslar son birkaç yıldır mültecilerin dönüşünden bahsetmeye başladılar. Son 3 yıl boyunca özellikle zorlu ekonomik ve sosyal koşullarının yanı sıra mülteciler meselesinin de siyasi ve güvenlik bir boyut kazandığı komşu ülkelerle ilişkilerinde bu konuyu ele alıp takip ettiler. Bu ülkelerin başında da mülteci sorununun çözülmesi veya diğer sorunlarına eklenen bu sorunun etkilerini azaltacak yardımlar elde etmek için her fırsatta mültecilerden şikayet eden Ürdün ve Lübnan geliyor. Ne var ki, Rusların çabaları çeşitli nedenlerle somut başarılar elde edemedi. Bu nedenlerin belki de en önemlisi Suriye rejiminin isteksizliğiydi.
Moskova ve girişimlerinin aksine Esed rejimi mültecilerin geri dönüşüne karşı olduğunu açıkça gösterdi. Rejimin lideri ve kurmayları bunu defalarca dillendirdi. Rejim, mültecilerin çoğunu yerinden etmekten doğrudan veya dolaylı olarak sorumlu olması yetmezmiş gibi daha da ileri giderek, milyonlarca Suriyeliyi yerinden edip öldürdükten sonra homojen bir topluma, kendisini destekleyen bir topluma ulaştığını söylemekten kaçınmadı. Pratikte, Şam ve Humus kırsalı gibi kendi kontrolü altındaki bölgelerde yerlerinden edilenlerin evlerine ve köylerine dönmelerini engelledi. Ayrıca Lübnan makamlarının iade etmekte ısrar ettiği Lübnan’daki mültecilerin geri dönüşlerini de zorlaştırdı. Böylece daha önce de belirttiğimiz gibi Ruslar bu konuda kendisine yaptıkları baskıya rağmen somut bir başarı elde edemediler.
Rusya’nın büyük çabalarının ardından son olarak Şam’da sönük bir katılımla Suriyeli mültecilerin geri dönüşü konulu uluslararası konferansının düzenlenmesi, rejimin pozisyonunda bir değişiklik olduğunu doğruladı. Nitekim Devlet Başkanı Beşşar Esed, katılımcılara yaptığı konuşmada, rejiminin bu düşünceyi kabul ettiğini onayladı. Rusya’nın duruşunu ya da bazılarının dediği gibi baskısını kabul etmek anlamına gelen bu dönüşüm üzerinde durmayı hak ediyor.
Aslına bakılırsa, rejimin mültecilerin geri dönüşü düşüncesine karşı tutumundaki değişiklik, Rusya’nın bu meseleye yönelik anlayışı, Suriye meselesiyle başa çıkma stratejileri çerçevesinde gündeme getirdiği hedefle bağlantılı. Bunlar ise temel bir gerçekten yola çıkıyor; Rusya, Esed rejiminin ana ortağıdır, dolayısıyla geçmişte yaptığı ve yapmakta olduğu her şeyi onaylamaktadır. Nitekim Rusya da rejimin halkına karşı politikalarına ve bu çerçevede giriştiği savaşlara katıldı. Bu bağlamda, ilk olarak muhalefetin kontrolündeki bölgelere operasyonlar düzenledi. 2015’te Halep’e saldırıyla başladı ve rejimin buradaki kontrolünü yeniden sağladı. Daha sonra Guta’ya yöneldi ve ele geçirdi. Askeri operasyonlar ve müzakereler aracılığıyla Horan’ı teslim aldı. Şimdi, İdlib ve civarındaki son gerilimi azaltma bölgelerine yöneldi. Rusya’nın bu operasyonları, Suriyelilerin söz konusu bölgeleri terk etmelerine yol açtı. Bazıları son derece zorlu koşullar altında sınırları geçip komşu ülkelere sığınmayı başardılar. Bu ülkeler sınırlarını açsalardı belki de milyonlarca Suriyeli daha iltica ederdi.
Rusya’nın mültecilerin geri dönüşünü gündeme getirmesinin sebebi, mültecilerin kötü durumu ve yaşadıkları sıkıntılar, onlara ev sahipliği yapan komşu ülkelerin, özellikle de Lübnan ve Ürdün’ün çıkarları değil, siyasi gerekliliklerdir. Rusya için iki önemli siyasi gereklilik var, bunların ilki; Suriye'nin yeniden inşasının pazarlanması ve bu maliyetli süreç için yardım ve yatırım sağlanması için uluslararası katılıma duyduğu ihtiyaçtır. Rejim ve Rusların bu konudaki ortak çabaları şu ana kadar uluslararası toplumu ikna etmekte başarısız oldu. Bu nedenle Ruslar, mültecilerin dönüşünü gündeme getirerek bu sorunu çözebileceklerini, uluslararası yatırım ve yardımlara kapıyı aralayarak bunları yeniden inşa kanalına akıtabileceklerini düşünüyorlar. Uluslararası toplumun ikna olması halinde, halihazırda ülkelerin mülteciler için tahsis ettikleri yardım paralarından veya mültecilerin geri dönüşü için yapmaları muhtemel para yardımlarından sağlanmış olsun her halükarda ciddi miktarda bir para söz konusu olacak. Ruslar ve İranlılar, belirli bir kısmının rejimin yeniden kendi ayakları üzerinde durması için yeteceğine güvenerek bu paraların bir kısmını kendilerine ayırmayı düşünüyorlar.
Rusya’nın mültecilerin geri dönüşü düşüncesini ve sloganını gündeme getirmesinin arkasındaki ikinci siyasi gereklilik, bu yöndeki çabaların ortaya çıkaracağı pratik sonuçlarla bağlantılıdır. Ruslar mültecilerin geri dönmelerini sağlayabilirlerse, geri dönenler Esed rejiminin kontrolü altında olacaklar ve 2021’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Baasçı-Putinci demokratik yollarla Esed’e oy verecek seçmenlerin listesine eklenecekler. Mülteciler iltica ettikleri ülkelerde kaldıkça, Esed’e oy vermeleri imkansız. Tutumları ve uygulamaları nedeniyle Suriyeliler ile iletişimi kesilen ve ilişkileri bozulan Rusya, mülteciler ülkelerine dönemeseler de bunun gibi Suriyelilerin çoğunu ilgilendiren önemli bir konuda harcadığı çaba sayesinde, az da olsa onların sempatisini kazanabileceğini düşünüyor.
Esed rejimi, mültecilerin geri dönüşü konusundaki Rus tutumunun özünü anladı ve bu nedenle açıkça tutumunu değiştirdi. Ancak, siyasi ve pratik açıdan, 3 kaçınılmaz adıma ihtiyaç duyan geri dönüş sürecine katılamaz. Birincisi, mültecilerin geri dönmeleri için belirli bir siyasi ortam hazırlamak, ki bu mümkün değil. Ordu ve güvenlik aygıtında yapısal ve işlevsel değişiklikler yapmak, yapı ve işlevlerini, 2011'de Suriyelilere karşı savaşa dahil olmadan önceki hallerine geri döndürmek. Ordu ve güvenlik organlarının yeniden yapılanmasının bir parçası olduğu siyasi uzlaşı sürecine dahil olmadan Esed rejiminin bu ikisini de gerçekleştirmesi imkansız. Üçüncüsü, mültecilerin evlerine dönmeleri için gerekli parayı sağlamak. Bunun için ciddi ve büyük bir meblağa ihtiyaç var ve şu ana kadar hiç kimse bunu ödemek ya da bu sürece katılmak istemiyor.
Sözün özü; şu anda gündeme getirilen mültecilerin geri dönüşü, başta mülteciler olmak üzere Suriyelilerin büyük bir çoğunluğun en büyük arzusu olsa da Rusya ve Esed rejimi yandaşlarının fikri ve sloganıdır. Yerine getirilmesi gereken şartların zorluğu nedeniyle her ikisi de bu projeyi hayata geçiremezler. Zira uluslararası toplum, mültecilerin geri dönüşü konusunun şüphesiz en önemli eksenlerinden biri olacağı Suriye meselesinin siyasi çözüm sürecine Esed rejimi katılmadıkça, ülkenin yeniden inşasını finanse etmeyi büyük ölçüde reddediyor.
TT
Suriyeli mültecilerin dönüşü: Slogan ve olasılık
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة