Abdurrahman Raşid
Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni
TT

İhvan’sız bir hayat

Suudi Arabistan'da Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) Teşkilatı’na katılmayı men eden ve bu hususta uyarı içeren bir fetva yayınlandı. Bu fetva Suudi Arabistan'daki en yüksek dini kurum tarafından verildi. İhvan-ı Müslimin ismiyle açık bir teşkilat adı olmasa da farklı dini isimler altında İhvan ülkede aktif durumda. Corn Flakes’in sabah kahvaltısı stratejisine benziyor, farklı çeşitler ancak tek bir şirket.
İhvan-ı Müslimin, 1928'den kurulmuş olan eski bir teşkilattır. Uzun geçmişine rağmen, İran devrimine kadar popüler bir varlığa ulaşamamıştır. Humeyni hareketi, bölgede iktidara gelen ilk dini yapılanma oldu. Adeta bir ölüyü andıran İhvan-ı Müslimin teşkilatını sokağa fırlatan ilk kıvılcım buydu. Bunun öncesinde İhvan-ı Müslimin, Arap toplumlarında siyasi yaşam yelpazesi içinde varlık gösteriyordu ve komünizm, elitizm gibi onlarca yıl herhangi bir halk tabanına sahip olamadı.
Mısır Eski Cumhurbaşkanı Enver Sedat Mısır'daki sosyalist Nasırcı mirasından kurtulmak ve dışa açılmak projesi kapsamında içerisinde İhvan-ı Müslimin ve sol harekete mensup isimlerin de olduğu tutukluları serbest bıraktı. Bu adımı ile hedeflediği şeyin 1967 yenilgisinin akabinde, altmışların sonunda, kendi kabuğuna çekilen ve yarı ölü bir halde olan Nasırcılık'a darbe vurmak olduğunu düşünmüyorum. Enver Sedat, İhvan-ı Müslimin teşkilatını siyasi olarak evcilleştirebileceğini düşündü ve gazetelerini basmalarına ve faaliyet göstermelerine izin verdi. Tekrar İslami grup adı altında hareket etmelerini kabul etti. Çok geçmeden, 1974 yılında ona darbe yapmaya kalktılar ve saldırılarında 17 kişi öldü. İhvan-ı Müslimin, saldırının faillerinin ayrı bir grup olduğunu iddia etti ve Mısır sokaklarında kendilerine yönelik düşmanca faaliyetlerin arttığını öne sürdü. 1981 yılında teşkilat hakkındaki son kanaatini belirten Enver Sedat: “Ne İhvan-ı Müslimin ne de başka bir İslami grup var. Hepsi bir.” Çıkarımı ve gerçeği bulması geç oldu. Kısa bir süre sonra suikasta kurban gitti. Yerine, İhvan-ı Müslimin ile birlikte yaşamayı seçen ve onlara daha büyük bir alan açan Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek geçti. Ancak İhvan-ı Müslimin’in onunla olan ilişkileri Enver Sedat'la olan ilişkilerinden daha iyi değildi. Hüsnü Mübarek’in onlardan kortuğu gözlerinden okunuyordu. Onu defalarca öldürmeye çalıştılar. Bunlardan en belirgin olanı Etiyopya suikastiydi. Onun yönetimi sırasında daha tehlikeli hale geldiler. Parlamento, eğitim, medya, sosyal hizmetler, sendikalar, yatırım, İslami bankacılık, hayır işleri gibi bürokratik sisteme içeriden sızdılar. Mübarek'in 2011'deki "Arap Baharı" devriminde iktidardan devrilmesi hikayenin sadece son satırıydı. İhvan-ı Müslimin onun itibarını zedelemiş ve kamuoyunu onun aleyhine kışkırtmıştı.
Mısır, İhvan-ı Müslimin’in dünyadaki ana sahasıydı. Farklı isimler altında bir teşkilat olarak her yerde mantar gibi filizlendiler. Sudan'daki Sadık el-Mehdi hükümetine, Filistin yönetimine karşı düşmanca tavır aldılar. Ürdün, Kuveyt, Suudi Arabistan, Cezayir, Tunus ve Yemen'e sızdılar.
Kendilerine karşı sıkı tedbir alan Suudi Arabistan’ı, farklı bir taktikle atlatmayı başardılar. Vaiz kılığına girdiler, görünüşlerini, isimlerini ve sembollerini değiştirdiler. Geleneksel Selefilik, Suudi Arabistan’da bir taneydi. İlkesi; din ibadettir, siyaset devlet içindir ve hükümdar Allah’a karşı sorumludur. Suudi Arabistan'da takım elbiseyi ve kravatı kullanmadılar, kısa giysiler giydiler, uzun sakal bıraktılar ve takma isim kullandılar. Suudi Arabistan’ın kırsal kesimlerinde aktif oldular. Truva atı nihayet kaleye girmeyi başardı ve ardından şiddet olayları patlak verdi. Rol taksimi oyunu, bir yanda siyasi entelektüel bir kol bir yanda silahlı bir kol. Enver Sedat’ın dediği gibi hepsi bir. Aynı grup Avusturya, Fransa, İngiltere ve başka yerlerde yumuşak toprak bulduklarında oraya girdiler ve faşist ve tekfirci bir hareket olarak hakimiyet kurdular. Ilımlı Müslümanları izole etmek ve ortadan kaldırmak için İslam'ı, Kuran'ı ve peygamberliği kullandılar.
İhvan-ı Müslimin bir fikir hareketidir. Din ve Kuran elbette güç kazanmanın bir yoludur. Siyasi İslamcı benzer dini gruplar genellikle birbirleriyle bağlantılıdırlar: Humeynicilik, El-Kaide, Hizbullah, Hamas, El- Kassam, Sudan İslami Hareketi, Tunus Nahda Hareketi ve diğerleri Cakarta'dan Viyana'ya yayıldı. Avrupa bu gruplar için en büyük kuluçka merkezidir. Avrupalıların durumu çelişki barındırıyor. Hem “İslamcı" terörizmden şikayet ediyorlar hem de aşırılık yanlısı İslami grupları eğitim görmek, para toplamak, toplulukları yönetmek ve sözde hayır kuruluşları için hükümet desteği almak gibi hususlarda serbest bırakıyorlar. Sonuç olarak; radikal terörizmi doğuruyor.