Hüda Huseyni
Lübnanlı gazeteci-yazar ve siyasi analist
TT

Biden hazır… Avrupa da İran ile yeni bir anlaşma için çabalıyor

Önümüzdeki 6 önemli ay, yeni nükleer anlaşmanın dengelerini değiştirecek. Washington, birkaç yerde oyların yeniden sayılmasından, şüpheye yer bırakmayacak yargı kararlarından ve seçim kurulunun onaylamasından sonra, 20 Ocak sabahında yeni bir döneme uyanacak. Joe Biden’ın seçim kampanyası sırasındaki açıklamalarından, dahası seçilmesinden bu yana kendisiyle yapılan röportajlardan, Beyaz Saray’a yeni bir ruh kazandırmayı planladığı anlaşılıyor. Korona pandemisi, iklim değişikliği, ticaret, İran ve nükleer dosyası, hepsi de yeni yönetimin gölgesinde belki de ilk günlerden itibaren değişimin beklendiği konular.
Birçok kişi her ne kadar İran ile ilgili olarak, başkan seçilen Biden döneminde bu konudaki yeni gerçekliği sabırsızlıkla beklese de, iki tarafın da zaman çizelgesi oldukça dar. Başkan Donald Trump’ın görev süresinde son ayına girmesi ve saatindeki son kumları da harcamaya başlaması gibi, Haziran 2021’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yaklaşmasıyla İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hükümetinin saatindeki kumlar da azalmaya başladı. Ruhani üçüncü kez aday olamaz ve halefi de henüz belirlenmiş değil. Her ne kadar son olarak Hatemul Enbiya Yapı Karargahı Komutanı Said Muhammed, Dini Lider Ali Hamaney’in kadrajına girmiş olsa da.
Joe Biden'ın zaferi, bölgedeki tüm oyuncular açısından yeni bir nükleer anlaşma için yarışın başladığı anlamına geliyor. İlgili uluslararası oyuncular, Ocak - Haziran ayları arasındaki 6 ay süresince hazırlık aşamasındaki anlaşmayı etkilemek için her türlü çabayı gösterecekler. Zira şimdi konuşmayanların sonsuza kadar sessiz kalması gerekecek. Bu nedenle tüm oyuncular bu zaman diliminden yararlanmaya çalışacak. Bu anlamda iki başkan arasındaki geçiş dönemi çok önemli. Trump’ın Senato'daki Cumhuriyetçileri (yel değirmenleriyle savaşır gibi) 6 Ocak’ta rüzgarların yönünü değiştirmeyi umut etseler de Biden’ın başkanlığının kesinleşeceği yönünde beklenti artıyor.
İlk kurşun, müzakerelerin yeni kurallarını kanla yazmak isteyenler tarafından İran’ın büyük nükleer bilimcisi Muhsin Fahrizade’nin tasfiye edilmesiyle atıldı. Avrupa, daha resmi sonuçlar açıklanmadan Biden’ı tebrik etti ve hemen hesaplarını gözden geçirip rotalarını çizmeye başladılar. Avrupa ülkeleri yeni bir diyaloga hazırlık olarak, muhtemelen nabızları ölçmek ve çeşitli kanallar aracılığıyla Tahran ve Washington'a resmi olmayan mesajlar iletmek için bu dönemden yararlanacak. Avrupa, İran seçimlerinden önce hızlı başarılar elde etmek için Biden yönetimi ile İran arasındaki müzakerelerin başlamasını kolaylaştırmayı ve hızlandırmayı umuyor. Avrupa'nın çıkarları basit; uluslararası endişeleri gidermek ve Kapsamlı Ortak Eylem Planı’na dönerek temaslara kaldıkları yerden devam etmek. Ancak İran değişmeye istekli görünmeyen karanlık yüzünü gösterdi. Cidde Limanı’nı sabote etmek ve Kızıldeniz üzerinden yapılan uluslararası seyrüseferi tehlikeye atmak amacıyla Husiler aracılığıyla bu limandaki bir petrol tankerini hedef aldı. Ayrıca Avrupalıların kendisiyle bir ekonomik konferans düzenlemeye hazırlandıkları bir zamanda Fransa’da mülteci olarak yaşayan muhalif gazeteci Ruhullah Zem’i kaçırıp İran’da idam etti. Tüm dünyayı kasıp kavuran ve bu suçu kınayan kampanya olmasaydı söz konusu konferans düzenlenecekti.
Ne var ki ABD’deki yayınlarda ve makalelerde sanki müzakereler gerçekten başlamış gibi bir hava estiriliyor. Çeşitli kamplardan insanlar da pozisyonlarını tanıtmak ve destek toplamak için nabız yoklar gibi davranıyorlar. Bundan ne gibi bir sonuç çıkarılabilir? Demokratlar İran ile nasıl başa çıkılabileceğini ve Trump'ın azami baskı kampanyasının ne kadar sürmesi gerektiğini tartışıyor. İran liderliği de kendisine sunulan fırsatın farkında ve kapsamlı bir anlaşmanın varlığına rağmen ABD'nin keskin bir şekilde baskı politikasından taviz vermesini, yaptırımları kaldırmasını ve gelecekte yakınlaşmaya yönelmesini istiyor. İran bu kapsamlı anlaşmaya bağlı kalırsa önünde birçok kapı ve fırsat açılacak. Ancak İran’daki farklı siyasi partiler ihtilaf içinde.
Genel olarak İran ivmenin olumlu olduğunu düşünüyor. Trump’ın kaybetmesini çok istiyordu ve istediği oldu. İranlıları müzakere masasına döndürmeye yönelik bir dizi girişim bulunuyor; onlar da nükleer dosyada müzakere kartlarını artırmaya çalışıyor. Ruhani zamanın dar olduğunun farkında. Dolayısıyla geniş tabanlı bir ara anlaşmaya ulaşmak için tarafların bu güçlü isteğinden yararlanarak mümkün olan her şeyi yapması gerektiğini düşünüyor. Ruhani, geçiş dönemini, müzakerelerde diğer katılımcılara kendi sınırlarını dikte eden bir çerçeve çizmek için kullanacak. Ruhani halihazırda gerçekten karmaşık bir İran politikası sunmaya çalışıyor. Bir yandan tüm yaptırımların kaldırılması, tazminat ve Trump gibi gelecekte taraflardan birinin anlaşmadan çekilmesini engellemek için ekonomik garantiler dahil olmak üzere katı ön koşullar öne sürerken diğer yandan da çözüm için diyaloga hazır olduğu görüntüsü veriyor.
Tahran'daki siyasi haritanın reformist tarafı Ruhani döneminde müzakereleri hızlandırmaya çalışacak. Reform bloğu, en önemli diplomatik başarısının 2015'te imzalanan ve rejimin hayatta kalmasını ve istikrarını güvenceye aldığına inandığı nükleer anlaşma olduğuna inanıyor.
Ruhani, İran'ın yaşadığı ciddi ekonomik kriz için özellikle önemli olan olası ekonomik faydaların altını çizerek, halihazırda formatı belirlenmeye devam eden müzakereleri pazarlamaya çalışacak.
Diğer yandan katı ve ilkeci kampın Ruhani'nin başka bir anlaşmaya varmasını zorlaştırması bekleniyor. Bu katı taraf, müzakerelerin İran'a zaman kazandıracak, müzakereleri zamana yayma olanağı tanıyacak bir ekonomik rahatlama sağlamanın yolu olduğuna inanıyor. İran'ın bu şekilde müzakerelerdeki konumunu iyileştirecek pazarlık kartlarını biriktirmeye devam edebileceğini, böylece halihazırda Ruhani'yi tatmin edebilecek başarılardan daha önemli başarılar elde edebileceğini düşünüyorlar.
İki kampın ortasında Dini Lider var. Hamaney, bu iki kamp arasında manevra yapmaya, ABD ile diyaloga karşı temel muhalefetinin (özellikle Trump’ın anlaşmadan çekilmesiyle korkularının doğruluğu kanıtlandıktan sonra) üstesinden gelmeye çalışacak. Dini Lider’in aynı zamanda cumhurbaşkanlığı seçimlerinden kısa bir süre önce Ruhani ve reformistlere önemli bir başarı fırsatı sağlama konusunda da çekinceleri var.
İran ister hızlı ister uzun yolu seçsin ekonomi, belirleyici, önemli ve temel sorun olmayı sürdürecek. Batı ve rejimin kendisi, İran'ın ekonomik durumunu iç arenada belirleyici bir etkiye sahip bir faktör olarak görüyor. Bu ayrıca rejimin yaklaşan müzakerelerde anlaşmayı kabul etme veya buna karşı çıkma konusundaki istekliliğini de etkileyecek. İran liderliği şüphesiz sokaklarda daha fazla kitlesel protesto istemiyor. Ekonomisini iyileştirme konusundaki güçlü arzusu İran'ın temel zayıflığı. Biden yönetimi ve uluslararası toplumun müzakerelerde bunu ustaca kullanmaya çalışması akıllıca olacaktır.
Önümüzdeki altı ay uluslararası sahnede, diplomatik alanda ve belki de başka sahalarda gelişmelere tanıklık edecek. Bölge dışındaki diğer güçlerin bu zamanı, siyasi ve bölgesel gündemi belirlemek için kullanmalarına izin verilmemeli. İran ile ilgili kritik konularda (her şeyden önce nükleer sorun ve İran saldırılarını engellemek için alınması gereken bölgesel güvenlik önlemlerinde) olumlu sonuçlar elde etmek ve İran'ın etkisini azaltmak amacıyla Biden yönetimini etkilemek için bu konuda menfaati olan herkes fiilen müdahale etmeli. Altı ay, birçok şey yapmak için uzun bir dönem gibi görünse de tarihle karşılaştırıldığında bir andan ibaret. Ancak bu aynı zamanda bölgedeki ve dışındaki olaylarda yıllarca yankıları sürecek çok belirleyici bir andır.