Abdurrahman Raşid
Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni
TT

Pandemiden petrole ve savaşlara

Hayatımıza ve dünya hayatına zarar veren önümüzdeki günler ve aylar hakkında konuşabileceğimiz çok şey var. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) insanlığın baş düşmanı, anın düşmanı ve olası ekonomik çöküşlerin sebebi. Petrolün gelecekteki durumu meçhul. Fiyat ve üretim açısından gerilemesi bölge için İran, terör ve salgın üçlüsünden daha tehlikeli sayılıyor. Zira bölgedeki ülkelerin kaderi buna bağlı. Türkler ve İranlılardan sonra bölgemizde Çin’in rolü başladı ve gizemli teknolojiler, silahlar ve davranışlar baş gösterdi. Donald Trump başkanlıktan ayrıldığı için yeni Washington da daha az gizemli değil.
2020’nin bitişi henüz dünyanın sonu anlamına gelmiyor ancak bu bir yılın ne kadar korkutucu geçtiğinin farkındaydık. Sanki 2. Dünya Savaşı gibi tüm uluslar can kaybı yaşadı ve ekonomileri kan kaybetti. Şöyle büyük bir ders çıkardık: Çıkarlarda ortak olmasak da afetlerde ortağız. İkinci çıkardığımız ders de bilim insanlarının ve doktorların hayatlarımızı koruma konusunda en az büyük ordular kadar önemli olduğu oldu. Salgın yılından sonra 2021 aşı yılı olabilir.
Gerçek bir ekonomik ve askeri krizle boğuşan İranlılar için en kötü sene oldu. İranlılar, Rus kuvvetlerinin konuşlanması ve İsrail’in düzenlediği ve karşılık veremedikleri 500 askeri hava saldırısı ile Suriye’deki mevzilerini kaybettiler. Gazze’de ve hatta Yemen’de de kaybettiler. Mustafa el-Kazimi’nin Irak Başbakanlığına geçmesi ilerleyişlerini durdurdu. Joe Biden’ın ABD başkanlık koltuğuna oturmasıyla onlara karşı olan bu kalelerin hepsi çökebilir.
Geçtiğimiz yıl evrende üç kelime yankılandı; korona, Trump ve Biden. Siyasi açıdan: salgın, rejimlerin çökmesine yol açmadı; ancak büyük ölçüde finansal güçleri altüst etti ve aynı hızda bizimle olmaya devam ederse, küresel ve diğer küçük ekonomilerin iflas etmesine de neden olabilir. Lübnan’a bakın, liranın değeri artık basıldığı kâğıda değmez.
Trump, ABD ve dünya çapında bir kilometre taşıydı ve koltuğundan ayrılışı, yeni gelen yönetimin dolduramayacağı tehlikeli bir boşluk bırakacak.
Son iki yılda çok şey değişti. Bu yüzden ileride yaşanması muhtemel olan olayları anlamaya çalışmak bunlarla etkili bir şekilde başa çıkmaya yardımcı olacak.
Bölgemizde en çok etkisi olan ülkelerin politikalarını ve güdülerini anlamaya ihtiyacımız var. Irak, Suriye, Lübnan, Körfez, Kuzey Afrika, Kızıldeniz ve Yemen’deki nüfuz bölgelerini paylaşmak için yarışan Türkiye ve İran gibi bölgesel değişim güçlerinin hamlelerini önceden kestirmemiz gerekiyor. Bu kaos daha da büyüyebilir mi yoksa sönebilir mi? Ne zamana kadar? Libya ve Suriye’deki çatışmalarda gördüğümüz gibi bölgesel çatışmalar, tıpkı bir mıknatıs gibi dış güçleri kendine çekiyor.
En eski çatışmalardan biri de Filistinlilere indirgenen İsrail çatışması! Yeni yılımız Filistin davasının yılı ve hatta henüz ikna olmamış olanlar için bile İsrail ile barışma yılı olabilir.