Abdullah Raddadi
Suudi araştırmacı ve ekonomi uzmanı
TT

ABD aç

Bir gürültüyle geldi, dünyaya kaba üslubuyla seslendi ve Beyaz Saray’dan ayrılırken de ABD’yi büyük bir keşmekeşin içine sürükledi. Tarih, Donald Trump’ın iktidarda olduğu dönemden pek çok şeyi hatırlayacak ancak en çok hatırlayacağı şey başkanlık koltuğunu bırakma şekli ve dönemi sona erdikten sonra ABD’yi içine soktuğu durum olacak. Kendisinden sonra Joe Biden ABD’nin karşılaşmadığı planlar, stratejiler, öneriler, endişeler ve sorunlar ile yüklü bir şekilde ülkesini, salgının parçalarından, ekonomik etkilerinden ve selefinin yol açtığı bölünmelerden toplama görevini üstlenerek geldi.
ABD bugün aç. Dünya lideri ancak can almaya devam eden sağlık felaketinin sonuçları yüzünden halkı aç. ABD’de geçtiğimiz yıl 25 milyondan fazla yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakası ve yaklaşık 430 bin ölüm kaydedildi. Ölümlerin önümüzdeki ayın sonunda yarım milyona ulaşması bekleniyor. Bu yüzden Biden’ın ilk 100 gününde önceliği ülke çapında 100 milyon aşıyı dağıtmak olacak. Ancak bu durum ABD Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi’ne (CDC) göre hiç de kolay değil.
Biden görevi devraldıktan sonra krizi aşmak için 1,9 trilyon dolarlık ekonomik planını açıkladı. Plana göre 400 milyar dolar aşı geliştirme ve dağıtımına ve 350 milyar dolar eyaletlere ve yerel hükümetlere yardım için ayrılacak. Geri kalan miktar da kişi başı yaklaşık bin 400 dolarlık çekler şeklinde ABD halkına yardımda bulunulacak, asgari ücret yükseltilecek ve şu an yaklaşık 16 milyon ABD’linin yararlandığı işsizlik yardımı programlarının bütçesi artırılacak. Trump’ın görev süresinin sadece son haftasında 900 binden fazla ABD’linin işsizlik yardımı programlarına katılmasıyla işsizlik oranı, bir yıl önce bugüne kıyasla neredeyse iki katına çıkarak yüzde 6,7'ye ulaştı. Biden’ın planı, tüm dünyayı etkisi altına alan 2008 mali krizi sırasında Obama’nın sunduğu plandan daha cüretkar görünüyor. Zira Obama o dönem yaklaşık 800 milyar dolar ile yetinerek bir trilyonu geçmemişti.
Biden’ın paketi bir seneden az bir süre içinde sunulan üçüncü paket. İlki geçtiğimiz mart ayında sunulan iki trilyon dolarlık bir paket, ikincisi de aralık ayında sunulan 900 milyon dolarlık bir paketti. Bu iki paket, 2019’daki ABD’nin milli hasılasının yaklaşık yüzde 14’ünü oluşturuyordu. Şimdi ise Biden farklı bir şekilde yönlendirildiği anlaşılan üçüncü bir paketi sunuyor. Bu paket şirketlerden ziyade daha çok ABD halkına yönelik. Ancak bununla birlikte Biden “yardımların sadece ahlaki amaçlı olmadığını aynı zamanda ABD’nin ekonomisi için bir öncelik” olduğunu ifade etti. İş bulamadıkları için kiralarını ödeyemeyip ailelerini geçindirmekte zorluk çeken milyonlarca ABD’li yoksulluktan mustarip. Durum bu şekilde devam ederse, ABD ekonomik bir çöküş yaşayabilir. Bu yardımlar kaçınılmaz görünüyor ancak borçları kendi milli hasılasını geçen ABD’nin omuzlarına daha fazla borç yüklüyor. ABD’li bir yetkili, dünyanın her 100 yılda bir gelen bir salgınla karşı karşıya olduğunu söyleyerek şu an bu borcun mazur görülebileceğini söyledi!
Biden’ın planının başarılı olması ve ülkesini bu krizden kurtarmasının püf noktası aşıların dağıtılma hızında gizli. Nitekim halihazırda hizmet sektörü ABD’deki işsizliğin büyük bir yüzdesini oluşturuyor. Ne bir restoran ne bir kafe ne bir eğlence mekanı var ve bu durumun ağırlıklı olarak iş gücüne dayalı bir sektörde devam etmesi, para pompalamanın ve yardımların yeterli olmayacağı anlamına geliyor. Bu yüzden çözüm, bu sektörün eski haline döndürülmesidir. Bu da ancak aşının dağıtılması ve halkın bağışıklığının artmasıyla yapılabilir. Görünen o ki ABD onlarca yıldan beri en kötü halini yaşıyor. Nitekim salgından dolayı bitmiş, içindeki bölünmelerden dolayı parçalanmış, borçların altında ezilmiş ve yüzyıldan fazla bir zamandır görülmeyen şiddet olaylarına şahit olarak seçimlerden yeni çıkmış durumda. ABD bugün bir buhranda ve yeni başkan, neredeyse tüm politikalarında farklı bir görüşte olduğu selefinin mirasını devralmış bulunuyor. Bugün yalnızca selefinin bozduğu şeyleri düzeltmekten sorumlu değil. Aynı zamanda ülkeyi sağlık ve ekonomik felaketlerden kurtarmak, bu felaketlerin ardından toparlanmasına yardımcı olarak bir yıl önceki haline döndürmek, ardından dünya lideri olmaya devam etmek ve devletin en iyi duruma gelmesini gerekli kılan Çin rekabeti ile yüzleşmekten sorumlu.