Abdullah Raddadi
Suudi araştırmacı ve ekonomi uzmanı
TT

Fırsatlar ülkesi Özbekistan

1991 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nden (SSCB) ayrılıp bağımsızlığını kazanan Özbekistan, birkaç yıl öncesine kadar, dünyanın birçok ülkesini kapsayan gelişmelere ayak uyduramadı. Nitekim ülkeyi geliştirmek ve dünya ülkeleriyle stratejik yatırım ortaklıkları kurmakla ilgilenmeyen eski Cumhurbaşkanı İslam Kerimov, iktidarı sırasında devlet, Sovyet komünist politikalarına yakın bir politikayı benimsedi.  SSCB’ye bağlı olan Özbekistan’ın bağımsızlığını kazandıktan sonra ülke lideri konumuna gelen Kerimov’un, Komunist Parti üyesi olduğu bilgisi şaşırtıcı değil. Kerimov’un 2016’daki vefatına dek süren 27 yıllık iktidarı ardından 2003’te cumhurbaşkanlığı görevine Şevket Mirziyoyev geldi.
Mirziyoyev iktidarının ilk yılları da farklı değildi. Ancak yaptığı değişikliklerin sonuçları, turistlerin ülkeye vizesiz girişine izin verilmesiyle 2018 yılında ortaya çıkmaya başladı. Turist sayısı bir yılda iki katına çıktı. Yabancı yatırım ise o yıl üç katı artış gösterdi. Ülke ekonomisi 2019 yılında yüzde 5,6 oranında büyüdü; bu rakamın 2021'de ise yüzde 7'ye ulaşması bekleniyor. Ülke ekonomisi pandemi sırasında dahi yüzde 1,8 gibi yavaş bir oranda da olsa büyümeye devam etti.
Ülkedeki iş gücünün yaklaşık üçte ikisi tarım sektöründe kaydediliyor. Dünyanın en büyük pamuk ihracatçılarından biri olan Özbekistan’da buğday ve pamuk mahsulü, tarım arazilerinin yüzde 85'ini aşıyor. Nitekim Özbekistan milli hasılasının yüzde 17’sini tarım oluşturuyor. Nüfusun yüzde 65’i 35 yaşının altında olmasına rağmen halkın en az yüzde 60’ı kırsal alanlarda ikamet ediyor.
Orta Asya'da Çin ile Avrupa arasında yer alması dolayısıyla önemli bir coğrafi avantaja sahip olan Özbekistan’da Taşkent ve Semerkand gibi İpek Yolu’nın önemli istasyonları bulunuyor. Bu iki şehir, özellikle aralarındaki ulaşım altyapısı göz önüne alındığında, Çin'in İpek Yolu'nu yeniden hayata geçirme planlarında önemli bir rol oynuyor.
Diğer yandan, çevredeki ülkelere göre düşük olan kişi başına düşen milli gelir bin 500 dolar. Bu rakam petrol zengini komşu Kazakistan'da 9 bin dolara, Gürcistan'da ise 4 bin doları aşıyor. Altın ve mineral gibi doğal kaynaklar açısından zengin olan Özbekistan, doğalgaz rezervlerinde dünyanın önde gelen 20 ülkesi arasında yer alıyor. Bu kaynakları henüz iyi bir şekilde kullanmayan Özbekistan, bunları kullanma yönünde yabancı yatırımları çekmeye başlamış durumda. Bunlardan sonuncusu, Suudi ACWA Power şirketinin yaklaşık 2,5 milyar dolar değerindeki yenilenebilir enerji istasyonları inşa etmek için yaptığı yatırımdı. Nitekim Suudi Yatırım Bakanı liderliğindeki bir Suudi heyeti huzurunda Suudi-Özbek Ortak İş Konseyi kuruldu.
Tüm bu hususlar; Özbekistan’ın mevcut yatırım fırsatları, iddialı siyasi değişim vizyonu, seçkin coğrafi konumu, bol doğal kaynakları, Taşkent, Semerkant ve Buhara gibi şehirlerindeki zengin tarihi mirası olan genç bir ülke olduğunu gösteriyor. Nitekim Özbek ekonomisinin son yıllarda en hızlı büyüyen ekonomi olması şaşırtıcı değil. Şuana kadar eksik olan ise, şimdiki cumhurbaşkanlarının sahip olduğu hırslı siyasi iradeydi. Özbekistan milli hasılasının önümüzdeki yıllarda sürekli olarak yükselmeye devam etmesi de şaşırtıcı değil, zirâ yabancı yatırımlar Suudi yatırımları ile sınırlı kalmayacak. Özbekistan'ın Orta Asya'da kullanılmayan yatırım fırsatları, aynı zamanda enerji, madencilik, tarım ve turizm alanlarında iş fırsatları ülkesi olabilir.