Memun Fendi
TT

Duymak istemediğiniz fikir

Uluslararası alandaki yüksek mahkemelerin çoğunda karar açıklanırken yargıçların üzerinde uzlaştıkları ve nihai kararı temsil eden çoğunluğun görüşüyle birlikte ​​azınlığın da görüşlerinin yayınlanmasını gerektiren bir gelenek vardır. Hatta ABD gibi bazı ülkelerde yargıçların kararın hangi bölümünde çoğunluğa katıldıklarını, hangi bölümlerinde ise karşı olduklarını yazdıkları kutucuklar bulunur. Bu uygulamanın amacı, karşıt görüşü yaymaktır. Çünkü çoğu zaman bu karşıt görüş, yasaların değiştirilmesini sağlayabilir ve yeniden incelenmesine izin vererek sistemin gidişatının düzeltmesine olanak tanıyabilir. Demokrasileri yaşayan bir varlık yapan da bu temel düzeltmedir. Hukukta karşıt görüş (dissenting opinion) olarak bilinen bu olgu, siyasette azınlık raporu (minority report) olarak bilinir. Sistemin hücrelerini yenileyen veya bir bütün olarak sistem için sonuçları devrim veya kaos olan klinik ölüm olasılığını azaltan da işte bu karşıt görüşlerdir.
Bölgemizde demokrasi egemen bir sistem olmadığı için yöneticilerin en azından karşıt görüşe sahip bir azınlığa (beklentilerin çıtasını yükseltmemek için uzmanlar demiyorum) sahip olmasını öneriyorum. Çevrelerinde güvenilir, bilgili, samimi ve kişisel çıkar peşinde olmayan küçük bir grup, hatta 3 kişi dahi bence yeterli olabilir. Önemli olan, doğru kararların alınması veya gerektiğinde gidişatın düzeltilmesi için liderlerin bu kişilere duymak istemediklerini de söylemeleri veya karşıt görüşü temsil etmeleri için güvence vermeleridir. Karşıt görüş sahiplerine tanınacak bu güvenli alan, herhangi bir sistemin yaşaması için olmazsa olmazdır.
Bu noktada, hesaba katılması gereken bir sorun daha var ki o da dildir. Çağdaş Arapçada İngilizcedeki “dissent” veya karşıt görüş sözcüğünün olumlu anlamları yoktur. Muhalif ve karşıt görüş bize göre yapıları zayıflatmayı amaçlayan, yalnızca farklı alternatifler önerdiği için ihanet damgası yiyen bir karşıtlıktır. Bu nedenle, bir azınlığın salt fikir ayrılığı düşüncesinden bahsedebilmek için öncelikle muhalefetin ve karşıt görüşlülüğün olumsuz çağrışımlarını ortadan kaldırmak gerekir.
Muhalif veya karşıt görüşün değeri nedir? Diğer kültürlerde siyasette karşıt görüş çok daha iyi, biraz daha iyi veya daha az kötü olabilecek alternatifler veya seçenekler (alternative policy positions) anlamına gelir. Alternatif politika seçeneği yoksa hatalarının ciddiyetine, hatta kimi zaman korkunçluğuna rağmen masanın başında oturanın dediği her şeye "evet" diyen, onaylayan ve tartışmayan bir grupla karşı karşıyayız demektir.
Mesela Nil Nehri’nin sularının döküldüğü (Mısır ve Sudan) ile doğduğu (Etiyopya ve Uganda) ülkeler arasındaki mevcut su sorununu ele aldığımızda, alternatif siyasi seçenekler konusunun kamusal alanda ciddi bir şekilde tartışılmadığını görürüz. Kapalı kapılar ardında neler döndüğünü bildiğimi iddia etmiyorum. Ancak sansüre maruz kalan medya, perde arkasında olup biteni minimal bir şekilde yansıtsa da bu kapıların arkasında olup biteni kamuoyundaki yansımalarından tahmin edebiliriz.
Nahda Barajı konusundaki alternatif seçenekler nedir? Gelecekte Mısır ve Sudan gibi Nil sularının döküldüğü ülkeleri etkileyecek sorunlar hangileridir? Çözüm, dünyanın geri kalanında sınır ötesi nehirlerle ilgili anlaşmalarda olduğu gibi su rejimini (water regime) benimseyecek diplomatik yol mu? Yoksa sert güç ile diplomasinin bir karışımı mı olmalı?  Kullanılması halinde sert güç bir sonuca götürür mü? Bir çıkış stratejisi olur mu? Etiyopya üzerinde daha fazla ekonomik ve diplomatik baskı uygulamaları için bölge dışından güçlere çağrıda bulunmak mı çözüm? Peki, etkili bir şekilde baskı yapacak yeterince dostumuz var mı?
Krizi uluslararası çapta büyütmemek ve meseleyi tamamıyla BM Güvenlik Konseyi'ne aktarmak çözüm olur mu? Sonuna kadar gidilirse, tüm bu seçeneklerin mantıksal sonuçları ne olacaktır? Bir yandan Etiyopya'nın çıkarlarını ve yaklaşık üçte biri elektrikten mahrum gelişmekte olan bir ülkenin kalkınmaya yönelik enerji ihtiyaçlarını, diğer yandan havza ülkelerinin su güvenliği konusundaki çıkarlarını dikkate alan bir uzlaşma alanı var mı? Konu ciddiye alınıp, azınlık görüşlerin her bir seçeneğin sonuçlarıyla ilgili endişelerini ayrı ayrı ifade etmelerine izin verilirse sorduğumuz bu sorular alternatif seçenekler ortaya çıkarabilir.
Ülkemin su güvenliğiyle ilgili Etiyopya ve Mısır arasındaki krizle ilgilenmediğimi iddia edemeyeceğim. Ama burada amacım bu değildir. Sadece karşıt görüşe dair düşüncelerimi açıklamama yardımcı olan bir örnek olmasıdır.
Kamuoyunda Hedasi-Nahda Barajı meselesini bunun su ve bölgesel güvenliğin geleceği üzerindeki etkilerine ilişkin tartışmaları gözlemleyenler, şüpheye yer bırakmayacak şekilde tartışmaların asgari düzeyde bir ciddiyeti yansıttığını göreceklerdir. Hatta bu tartışmalar çoğu zaman medyanın ustalaştığı yeni bir güzel sanat için üst düzey bir alıştırmadan ibaret kalmaktadır. Bahsettiğimiz, anlamlı hiçbir şeyin söylenmediği bir tartışmayı saatlerce sürdürme (the fine art of saying nothing) güzel sanatıdır.
Azınlıkta da olsa karşıt bir görüşe sahip olmak, şu ana kadar bilinmeyen bir şeyi anlamaya çalıştığımız ve mutfakta bir şeylerin döndüğü dışında hiçbir şey söylemeyen, televizyondaki yüksek maliyetli tartışmalarda geçirilen saatlerden kaynaklanan felaketleri önleyecektir. Eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi döneminde kapalı olduğu sanılan oysa televizyonda canlı olarak yayınlanan toplantıyı izlediğimizde, mutfakta neler olup bittiğini gördük. Ekranlarda izlediklerimiz tam bir skandaldı. Etiyopya ve başkalarına, kapılar arkasında dönenlerin açıkta duyduklarımızdan farklı olmadığını, mesele ile ilgili en basit gerçeklere dahi vakıf olma ve anlama konusunda aynı düşük düzeye sahip olunduğunu açıkça gösterdi. O günü hatırlayanlar için bu büyük bir skandaldı. Mesele yalnızca bir içeriğin (substance) olmaması değil, aynı zamanda işleri yürütenlerin toplantının gizli mi yoksa canlı mı olduğunu dahi bilmemelerinin ortaya çıkmasıydı.
Liderlerin çevresinde karşıt görüşlerin olması bizleri bu tür felaketlerden korur. Arap dünyasındaki karar alıcıların etrafında sadece dış politikada değil, iç politikada da kendileriyle aynı fikirde olmayanların bulunması çok önemlidir.