Hüseyin Şubukşi
TT

Irak’ın yaraları ve ziyaretçi

Şarku'l Avsat Genel Yayın Yönetmeni Gassan Şerbil, deneyimli ve profesyonel bir gazetecidir. Sektörün mutfağında yetişmiş ve “en-Nahar” ve “el-Hayat” gibi etkili gazetelerde önemli görevlerde bulunduktan sonra bugün Arap dünyasındaki ilk Arap gazetesinin yöneticisi olmuştur. Haftalık yazıları, rafine dili ve akıcı üslubu ile bölgesel meselelerle ilgilenenler için bir başvuru merciidir. Takipçileri tarafından sürekli paylaşılan tweetlerini de unutmak mümkün değil. Nitekim onun paylaşımları, kolay görünmekle birlikte benzerinin söylenmesi çok zor olan (sehl-i mümteni) sözlerden oluşan bir kapsül gibidir.
Sayın Gassan Şerbil ile ne zaman bir araya gelsem, gazetenin durumuna dair kısa bir konuşmadan sonra her zamanki konuyu açar, kendisine şöyle derim: “Üstad! Önceki kitaplarınızı okuyup bitirdik. Gazeteyi daha fazla okuyucunuzdan mahrum etmeyin.” O, bunun üzerine başını hafifçe sallar ve tebessüm ederek, “Memnuniyetle” derdi. Bu yüzden, Gassan Şerbil’in Riyad Rayyis Yayınevi tarafından -önceki kitapları da bu yayınevinden yayınlanmıştı- yayınlanan yeni kitabı ‘Irak'ın Yaralarına Ziyaretler’ beni mutlu eden bir sürpriz oldu.
Gassan Şerbil, içeriği, konusu ve zamanlaması bakımından oldukça önemli olan kitabında, Irak tarihinin çağdaş döneminin belgelenmesini tamamlamak adına karmaşık ve iç içe geçmiş Irak siyasetinin derinine dalmaya devam ediyor. Nitekim, “Savaştan Savaşa Irak: Saddam Buradan Geçti” isimli kitabında Baas dönemini ele almıştı. Bu kitap, Irak tarihin hararetli bir dönem için tarihsel bir referans kaynağıdır. Söz konusu referans, insanların geçerliliğine itiraz edemeyeceği belgelere dayanan bilimsel bir metodolojiyi temel almaktadır. Gassan Şerbil bunu, araştırmacı gazeteci kimliği ve röportajlardaki diyalog becerisiyle geliştirmiştir. Gassan Şerbil, bu kitabının girişinde Irak'taki mevcut durumu özetliyor. Iraklılar için asıl sorunun henüz bir vatan bulamamaları olduğunu ve Saddam Hüseyin rejiminin düşmesinden sonra bunu aramak için yola çıktıklarını söylüyor.
Yazar, ‘Iraklı kişiliğin’ derinliklerine iniyor ve Irak'ın sosyal bileşeninin son derece hassas olan mozaik yapısına odaklanıyor. Ona göre bu yapı bir tarafın çıkarı için parçalanırsa, toplum bütünüyle altüst olur. Ayrıca yazar, ABD’nin Irak'ı işgal etmesine, Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesine, Baas Partisi'nin dağılmasına, ordunun dağıtılmasına, Irak'ın tamamen işgal edilmesine, İran'ın nüfuz sahibi olmasına izin verilmesine dek önemli olayların siyasi analizine dayanıyor. Tüm bunları, kanıtların yanı sıra Irak siyasi sahnesini etkileyen siyasi figürlerin ifadeleriyle belgeliyor. Irak siyasi sahnesinin çeşitli aktörleri ve en önemli sembol isimleriyle yürütülen bu diyaloglarda, Irak gibi çok önemli ve etkili bir ülkede neler olup bittiğini anlamaya yardımcı olacak bir bilgi hazinesi vardır.
Okuyucu, açık bir şekilde kitabın Irak trajedisinin son bölümü olmadığını, bilakis tehlikeli ve etkili bir aşamanın oldukça önemli bir dökümü olduğunu anlıyor. Sayın Şerbil’in araçları, deneyimleri ve kitabın konusunu yazar değil de kahraman yapma hususundaki arzusu, sahneye koyduğu her yeni yazarı tarihin bir belgesi olarak dayatan bir malzeme haline getiriyor.
Irak'ın çok karmaşık ve hala capcanlı olan bir meselesi var. Dolayısıyla bunu araştırmaya çalışanlar her zaman önlerine çıkan mayınlardan birine basar ve çabaları başarısız olur. Bu nedenle, Gassan Şerbil’in son kitabı Irak'ın parçalı siyasi durumuyla ilgilenenleri şaşırttı. Sayın Şerbil’e bu son kitabından dolayı teşekkür ederiz. Allah yardımcısı olsun. Çünkü bir dahaki karşılaşmamızda yine gelecek kitabının tarihi hakkındaki sorumla karşılaşacak.