Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Almanya Müslüman Kardeşlerden kurtuluyor mu?

Almanya'nın Kahire Büyükelçisi Cyril Nunn, Almanya'da yasaklanmış grupların yasadışı kabul edildiğini, herhangi bir faaliyette bulunmalarına izin verilmediğini ve bunun Müslüman Kardeşler için de geçerli olduğunu vurguladı. Büyükelçinin açıklamasında kastedilen, Türk yetkililerin kısa bir süre önce geçici bir siyasi amaç için faaliyetlerini kısıtladığı Türkiye'de ikamet eden Mısırlı Müslüman Kardeşler’di.
Alman yetkilinin bu açıklaması, Müslüman Kardeşler’in, yandaşlarının ve örgüte bağlı olmayıp her biri kendine özel nedenlerle kendisine bağlananların gerçek etki ve hareket alanlarını açığa çıkarıyor.
Evet, Batı ülkeleri, özellikle de İngiltere ve Almanya ve tabii ki ABD ve Kanada, Müslüman Kardeşler için kadim etkinlik yerleridir. 1950'lerden bugüne dalga dalga bu ülkelere göç etmişlerdir.
Almanya - İngiltere'den bahsetmeyeceğiz ve özellikle de yurtdışındaki en büyük Türk topluluklarından biri olan Almanya’daki Türk toplumu, Müslüman Kardeşler için bir cennet, esenlik ve rahatlık ülkesidir. Müslüman Kardeşlerin Almanya'daki faaliyetlerinde dayandığı başlıca hareket, 1986 yılında kurulan Milli Görüş Hareketi’dir.
Hem Sünni hem de Şii siyasallaşmış köktendinci hareketleri izleyen ve takip eden Hafryat sitesi, Mısırlı araştırmacı Mahir Farghaly’nin Almanya’daki Müslüman Kardeşler’in faaliyetlerine yönelik araştırmasını yayınladı.
Araştırma, referans açısından oldukça cömert, ancak en önemli yanı, Müslüman Kardeşler’in  kurucusu Hasan el Benna'nın kişisel sekreteri ve damadı Said Ramazan’ın hikayesi üzerinden Müslüman Kardeşler’in Mısır kolunun Almanya’ya göçüne yaptığı göndermeler. Said Ramazan Almanya’da Müslüman Kardeşler için bir dayanak oluşturan ilk kişiydi. 1958’de Mısır’dan Cenevre’ye gelen Ramazan daha sonra Köln’de hukuk eğitimi aldı. Bu sırada Almanya’da daha sonra oradaki en büyük 3 İslami organizasyondan birine dönüşecek İslam Derneği’ni kurdu.
Bugün Almanya'da faaliyet gösteren Müslüman Kardeşler’e bağlı veya tabi düzinelerce kuruluş bulunuyor. Bunlar arasında Alman vatandaşları, belki de ikinci veya üçüncü nesil göçmenler var. Avrupa'nın genelinde ise, Avrupa Birliği içinde ve dışında 500'den fazla kuruluş var.
Farghaly bize ayrıca Almanya'da Müslüman Kardeşler’in iki eylem çerçevesi olduğunu da  açıklıyor. Bunların ilki resmi ve 3 büyük İslami yapı tarafından temsil ediliyor; Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi ve yaklaşık 60 İslami merkezi kontrol eden Almanya için İslam Vakfı. İkinci çerçeve ise gayrı resmi ve örgütsel çerçeve dışında Müslüman Kardeşler’e bağlı kişiler tarafından temsil ediliyor.
Alman İç İstihbarat Teşkilatı’nın daha önce Baden-Württemberg eyaletiyle ilgili yayınladığı  yıllık raporu, eyaletin iç güvenliğine tehdit oluşturan kuruluşlara yer veriyor ve bunlara  Müslüman Kardeşler’i de dahil ediyordu. Raporda eyaletteki örgüt üyelerinin sayısının 190’a ulaştığı belirtiliyordu.
BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan daha önce bu nedenle Riyad'da düzenlenen bir seminerde Batı’ya sitem etmiş ve kendisinden bu grupların Arap ülkeleri ve toplumlarına yönelik kötülüklerini durdurmasını talep etmişti.
Avrupa ve Batı'nın geri kalanının Müslüman Kardeşler, İslami Cihat ve İran’a bağlı Hizbullahları beslemekten, barındırmaktan ve desteklemekten vazgeçtiğini bir düşünün, neler olurdu?!