Hüseyin Şubukşi
TT

İptal kültürüne karşı güzel bir geçit töreni!

Geçtiğimiz günlerde Antik Mısır’ın 20’den fazla kral ve kraliçesine ait mumyaların başkent Kahire’nin merkezindeki Tahrir Meydanı’ndaki Mısır Müzesi’nden yeni ve seçkin merkezi olan Mısır Medeniyeti Ulusal Müzesi’ne taşınması münasebetiyle düzenlenen büyük töreni dünya çapında milyonlarca kişi takip etti. En ince ayrıntılar düşünülmüştü ve üstün performans gösterildi. Gözleri kamaştıran bu seçkin etkinlik dünya medyasından hak ettiği ilgiyi gördü. Tören, yabancıların uzmanlığına başvurulmadan saf bir şekilde Mısırlıların elleri, çabaları ve fikirleri ile gerçekleştirildi. Çok geniş bir coğrafi alanı kaplayan uzun soluklu etkinlik sırasında herhangi bir aksaklık veya kaza yaşanmadı.
Törenin gerçekleştirilmesinde binlerce kişi görev aldı. Hepsinin ortak özellikleri uyum, ustalık ve iyi performanstı. Hiç şüphesiz bu durum törenin göz kamaştırıcı olmasının en önemli sebeplerinden biriydi.
Ayrıntılarda ve satır arasına saklanan mesajlarda olağanüstü bir dikkat vardı. Törende çalınan müzikler, söylenen şarkılar, kostümler, mücevherler ve kısa filmler… Her şey büyük olayı kutluyordu. Mısır medeniyetinin oluşmasında günümüze kadar katkıda bulunan herkesin adı anılarak saygı gösterilmesi de oldukça dikkat çekiciydi.
Büyük törende taşınan mumyalarının ait olduğu Antik Mısır medeniyeti ön plana çıkarılmış olsa da yeni müzede Yunan, Roma, Yahudi, Kıpti, Bizans, İslam ve Nübye dönemleri de duyulan saygı çerçevesinde objektif ve şeffaf bir şekilde öne çıkarıldı. Eski ve rekabet halindeki kültürlerden ve medeniyetlerden oluşan çok önemli ve çok karmaşık bir gruba bu derece saygılı ve eşit bir şekilde ışık tutulması, iptal kültürünün (cancel culture) eşi görülmemiş bir güç ve acımasızlığın hakim olduğu, zehirli bir küresel atmosferin ortasında geliyor. İptal kültürü, içinde dönemin koşullarına ilişkin en ufak bir anlayış barındırmadığı için sadece kendisiyle çelişen her şeyin tamamen ortadan kaldırılmasını ve ardından tarihi, uygun siyasi doktrin ve yönelimlere uyacak şekilde ayıklanmış olarak yeniden yazılmasını hedefliyor.
Kısacası, yeni bir tarih yazımı sadece galipler tarafından değil, aynı zamanda tutucu kişiler tarafından da yazılır. Dünyanın dört bir yanında birçok insan 1940’lı yılların sonunda gerçekleşen Komünist Çin girişimini halen hatırlıyor olabilir. Büyük Çin Komünist lideri Mao Zedong “ülkenin kimliğini yenilemek” ve “utanç verici geçmişten tamamen kurtulmak” için söz konusu dönemde Kültür Devrimi olarak bilinen girişimi başlatmıştı. Böylece kökleri, insanlığın varoluşunun kronolojik tarihine kadar dayanan bir medeniyete sahip olan Çin’in tarihinin Mao Zedong ve devrim yoldaşları için sadece 1940’ların sonundan itibaren başlatılması önemli ve gerekliydi. Bu, pratikte bundan önceki her şeyin ortadan kaldırılması anlamına geliyordu. Böylesine basit bir şekilde!
Günümüzde gerek başka bir görüşün sistematik bir şekilde bastırılması gerekse yayılması ve zorla kabul edilmesi gereken, onaylanmış anlatımdan farklı olan her şeyin önceki tarihinin silinmesi olsun iptal kültürünün modellerinin halen çeşitli görünümleri mevcut. ABD’li yazar Alex Graves’in oldukça basit ve anlaşılır şekilde yazılmış “Cancel Culture” adında bir kitabı var. Graves bu kitabında iptal kültürü politikalarını benimseyen toplumlardaki bozukluğu anlatıyor. Zira bu kültür insanoğlunu başarılı ve seçkin kılan barış, başarı ve refah içinde yaşayabilmesini sağlayan tüm bilgileri fiili olarak ortadan kaldırıyor. Ne yazık ki bu barış, başarı ve refah olguları yavaş yavaş yok oluyor. Kültürlerin ve medeniyetlerin kutlanması, birikimli ve kolektif medeniyet ve kültürel mirasın incelenmesi ile tüm medeniyetler varlığını korur ve kendilerinin şanlı ve sonsuz olduğu yazılır. Ortadan kaldıran iptal kültürlerine gelince; tarihin de bizlere gösterdiği gibi bu kültürler her zaman tarihin sınırları dışında kalacaktır.
Antik Mısır’ın kral ve kraliçelerine ait mumyaların taşınması için büyük bir tören ve sergi düzenlenmesi, saf ve haklı bir Mısır etkinliği olmasına rağmen kutlanmayı ve saygı gösterilmeyi hak eden farklı medeniyetlerde var olan kültürel özelliklerin tanınmasına saygı gösterilmesi ve takdir edilmesi açısından bir fırsattır. Özellikle tüm dünyayı saran ırkçılık, nefret ve şiddetle dolu gergin ve sarsıcı bir atmosfer varken bunun içerisinden iptal kültürünün çıkması doğal ve tahmin edilebilir bir şeydir.
Sevgi, barış, hoşgörü ve saygı kültürüne selam olsun.