Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Araplar ve Türkler arasında kararsız kalanlar

Erdoğan yönetiminin Mısır’la normalleşmeyi hızlandırılma isteğinin sebebi ne olursa olsun şu açık ki bu sebep Ankara’yı çok zorluyor.
Erdoğan’ın himayesine sığınıp Mısır’ın sıkıntılarına sevinenlerden bazıları, ruhlarını şeytana satan vatan hainleriyle daha fazla alay etme fırsatı vermediler. Hatta içlerinden biri, Nahda Barajı meselesinde Hristiyan Etiyopya’yı kışkırtıp, Abdulfettah Sisi’ye değil kendi vatanına zarar verecek kadar ileriye gitti. 
Al-Arabiya/Al-Hadath kaynaklarının dün (Pazar günü) bildirdiğine göre: Ankara Kahire’ye gönderdiği mektupta normalleşmeye yönelik adımların uygulanmasına önem verdiğini ve adımların hızlanması için Mısır’ın şartlarını yerine getirmekte kararlı olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin mektubunda aynı zamanda Mısır’ın egemenliğine saygının yanı sıra Mısır ve diğer Arap ülkeleri ile kurulan ilişkilerin saygı ilkesine dayanması arzusu da yer alıyordu.
Erdoğan rejiminin acelesi olduğu açık, bu sebeple Ankara, Kahire’yle temasların hızlı bir şekilde ilerlemesini talep etti, garanti ve vaatler vererek niyetini belli edip Mısır’ın şartlarının yerine getirileceğini ve yol haritasının uygulanacağını bildirdi.
Daha önce Türkiye’nin neden acele ettiğine dair ihtimalleri konuşmuş ve bunun bir tür vur kaç taktiği ve “takiyye” siyaseti olduğunu söylemiştik.
Buradaki asıl mesele kendi vatanlarının arsızca karşısında duran bazı Mısırlıların alçaklığıdır.
Mütenebbî’nin dediği gibi: Kim aşağılarsa aşağılanması kolaylaşır.
Türkiye’deki Mısırlıların bu durumu; Libyalılar, Suudiler, Ürdünlüler, Tunuslular, Kuveytliler, BAE vatandaşları ve diğer Arap-Türk toplulukları için de geçerlidir.