Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Libya ve ulusal uzlaşı projesi

Ulusal Birlik Hükümeti’nden sonra Libya'nın ciddi, ikna edici ve etkili bir ulusal uzlaşı projesine ihtiyacı var. Güney Afrika modeli, diğer modellere göre Libya’ya en yakın model olabilir. İç savaştan sonraki Lübnan modelinin en yakın model olduğunu söyleyenler var, ama ben bu yaklaşıma katılmıyorum. Çünkü Lübnan modelinde savaşın nedenleri mezhepseldi, bu ise Libya örneğinde bulunmuyor. Libya adı altında federal yapılara ayrılma girişimleri ve çağrılarına rağmen, Libya’da sorunun mezhepsel olmaması ulusal uzlaşı fırsatını daha kolay hale getiriyor.
Çözüm, galip ve mağlup bir taraf olmadan Libyalıların aynı masaya oturmalarıdır. Bir galip ve mağlup varsa ulusal uzlaşı gerçekleştirilemez. Ulusal uzlaşı projesinin başlangıcı, yeni Libya projesinin inşası için atılan ilk gerçek adımdır. Bu söylemin yazıda kalmaması için, zararların telafi edilmesi, hataların düzeltilmesi, zulümlerin giderilmesi ve hakkın yerini bulması sağlanarak aktif hale getirilmesi gerekiyor. Allah Teala’nın yüce kitabında buyurduğu gibi “Kötülüğü, en güzel muameleyle karşıla.” Böylece dünün düşmanları bugünün dostuna dönüşebilirler.
Anlaşmazlıkları aşmak, ötekini kabul etmek ve onunla birlikte yaşamak, imkansızı talep etme mantığından uzaklaşmak ulusal uzlaşının ilk adımlarıdır. Savaş ve çatışmanın neden ve faktörlerini saymak önemli, ancak bu bazen ulusal uzlaşıyı engelleyebilir. Bu nedenle, Yüce Allah'ın “Kim sabreder ve bağışlarsa, şüphesiz bu, azme değer işlerdendir” kavline uyup gerçek bir niyetle affa yönelmeli.
Affetmek ve bağışlamak azme değer işlerdendir ve ancak güçlü ve sabırlı olanlar bunu başarabilirler. Bazılarının diğerlerine karşı kötülük taşımamaları ve ulusal uzlaşı projesinde bir aksamaya yol açmamaları için açık, net ve iyi tanımlanmış bir ulusal proje ortaya konmalı. Bunun ilk adımı uzlaşı konferansı olabilir. Daha sonra zararların ilk önce manevi, ardından maddi olarak karşılanması ve kimlerin hata yaptığının bilinmesi gibi pratik adımlarla devam edebilir. Son olarak da, “Şimdilik sen onları hoş gör ve “size selâm olsun” de. Yakında bilecekler” ayetinde buyrulduğu gibi hoş görme ve affetmenin sırası gelebilir.
Herkesin hataları var, dolayısıyla hatalara takılı kalmak kabul edilemez. Öncelikle kendimizi düzeltmeli ve eğrileri doğrultmalıyız. Siyasi ve kültürel dinamizmi harekete geçirmeli, bireylerin kabileye gönüllü kölelik fikrinden vazgeçecekleri bir demokratik kavramı kökleştirmeliyiz. Olumsuz anlamıyla kabile kültürünün rehini olmuş zihinleri özgürleştirmeliyiz.
Geçmişin hatalarından kurtulmak için önce kendimizi değiştirmeliyiz. Nitekim Allah da “Gerçek şu ki, insanlar kendi iç dünyalarını değiştirmedikçe, Allah onların genel durumunu değiştirmez” diye buyurmaktadır. Yüce Rabbimiz baskı ve zorlama değil seçme özgürlüğü tanıyan bir dille insana kendisi değişimi kabul etmedikçe Allah’ın hiç kimseyi değiştirmediğini söylüyor. Geçmişte yaşanan hataların tekrarlanmaması için, şu veya bu şekilde taraf veya sorumlu olan güvenlik, gençlik, kültürel, dini ve ekonomik kurumlar geliştirilmeli. Bunlar farkındalık veya idrak eksikliği nedeniyle taraf olmuş olabilirler, sebepleri ne olursa olsun önemli değil. Zira bizim asıl olarak, demokrasi kavramını ve zamanın evrimini anlamaları için bu kurumları geliştirmeye ihtiyacımız var.
Ayrıca, kar amacı gütmeyen sivil toplum örgütleri aktif hale getirilmeli. Bunlar, başkalarını umursamayan kendi içine kapalı ve üyeleri ile sınırlı ırkçı bir ideolojiye, dolayısıyla yıkım, gecikme ve ötekini dışlama faktörüne dönüşmemeli. Hepimiz Libya vatandaşlarıyız ve bu benim için en güzel unvan. Birilerinin ödeme yaptıkları uydu kanallarıyla nefret kültürünün yayılmasının ardından sevgi kültürünü yaymalı, bağışlama ve hoşgörü projesini hızla başlatmalıyız.
Ulusal uzlaşı ne kazanan ne de kaybedenin olmadığı bir denklemle başlatılmalı, çünkü en büyük kazanan anavatan, Libya’dır. Bu yüzden onun indirgenmesi, halkının iradesinin başarısızlığı kanıtlanmış bazı dış fikirler, vizyonlar ve bağlılıklar taşıyan dar bir parti çerçevesi tarafından rehin alınması kabul edilemez.
Libya, yıllarca bir vekalet savaşı içinde yaşamaya devam edemez. Libyalılar savaştan ve göçün acılarından bıktıklar ve hızla yıkılmış vatanlarını inşa etmeye başlamalılar.