Abdullah Raddadi
Suudi araştırmacı ve ekonomi uzmanı
TT

Tünelin sonundaki ışık

Bir yıldan biraz daha uzun bir süre önce, işsizlik oranlarındaki artış, ekonomik çöküşler, karamsarlık ve hüküm süren kasvet gibi o dönemde pandemi nedeniyle dünyaya hakim olan durumu ele aldığım "Ekonomik felç uzun sürmeyecek" başlıklı bir makale yazmıştım.
O dönemde Çin pazarı biraz toparlanmaya başlamıştı ve bu toparlanma, önünde neredeyse düşmek üzere olduğu bir uçurumla karşı karşıya kalan dünya için bir umut ışığı olmuştu.
Bugün ise durum farklı ve birçok ülke tünelin ucundaki ışığı görmeye başladı, bazıları da bu tüneli aşarak ekonomik büyüme ve sosyal istikrar ışığına ulaştı. Nitekim IMF (Uluslararası Para Fonu), küresel ekonomi için bu yıl yüzde 6’lık bir büyüme öngörüyor.
Yakın gelecek, dünyadaki birçok ülke için parlak görünüyor ve bazı ülkelerin bu yıl tarihi büyüme oranlarına ulaşması bekleniyor. Bu ülkeler arasında, salgın öncesinde Avrupa Birliği'nden ayrılmanın etkilerinden, salgın sırasında bir yönü ile doğru olmayan bir sağlık politikasının ardından virüsün yayılmasından muzdarip olan İngiltere de yer alıyor. Bugün İngiltere eşi görülmemiş bir iyimserliğe tanık oluyor; 280'den fazla CEO’nun katıldığı anket, iyimserlik oranlarının 1973'ten bu yana en yüksek seviyede olduğunu ortaya koydu. Nasıl olmasın ki, İngiltere bu yıl yaklaşık yüzde 4'lük, gelecek yılda da yüzde 7,3’lük bir büyüme bekliyor. Bu, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana İngiltere’nin kaydedeceği en yüksek büyüme oranı. İngiltere'de perakende satışlar ilk çeyrekte yüzde 5,4 arttı ve işsizlik oranı da yüzde 4,9'a düştü.
ABD’de, Başkan Biden tarafından onaylanan yardım paketi bu yıl çok şeyi değiştirecek gibi görünüyor, nitekim IMF, ABD ekonomisinin 2021 yılı büyüme tahminini yüzde 5,1’den yüzde 6,4’e çıkardı.
Goldman Sachs, bu yılın ikinci çeyreği için ABD ekonomisinde büyüme beklentisini yüzde 10,5’a çıkarttı ve bu, ABD için 1978'den bu yana en yüksek büyüme oranı.
IMF ayrıca ABD ekonomisinin önümüzdeki yıl yüzde 3,5 oranında büyümeye devam edeceğini de öngördü.
Bu yıl ekonomik büyümenin ustası olan Çin’e gelince, ilk çeyrekte yüzde 18,3 gibi tarihi bir büyüme kaydetti.
IMF, onun için bu yıl yüzde 8,4, gelecek yıl yüzde 5,6 oranında bir büyüme öngörüyor. Raporlar, havacılık sektörünün Çin'deki faaliyetlerinin bir kısmına geri döndüğünü ve Çin'deki özel havacılık faaliyetinin bugün pandemiden öncekine oranla iki katına çıktığını belirtiyorlar.
Bu üç ülkeyi gözlemleyenler iki ortak faktör bulacaklardır; bunların ilki, her türlü aşıyı kullanarak nüfusu virüse karşı bağışık hale getirmedeki kabiliyetleri.
Bugün dünyada uygulanan doz sayısı 1 milyara ulaştı. Bu dozların yaklaşık yüzde 20'si Çin'de (yaklaşık 210 milyon doz) uygulanırken, ABD 225 milyon doz aşı uygulayıp, nüfusun yüzde 28’ini tamamen aşılayarak Çin'den daha iyi bir performans gösterdi. İngiltere’de hükümet, 45 milyon dozu aşarak nüfusun yüzde 18'ini tamamen aşıladı.
Bu üç ülke birlikte dünyada verilen aşı dozlarının yaklaşık yarısını oluşturuyorlar.
İkinci faktör ise, ekonomilerine verdikleri sonsuz hükümet desteği. ABD hükümeti ekonomisini bir dizi yardım paketiyle destekledi ve bunların sonuncusu da Başkan Biden’ın 1.9 trilyon dolarlık paketiydi.
İngiliz hükümeti salgınla savaşmak için 190 milyar sterlinden fazla para harcadı.
Çin'e gelince, Çin hükümeti altyapı projelerine yönelik hükümet harcamalarını artırarak özel ve endüstriyel sektörü canlandırdı, böylece piyasada tüketici talebine alternatif bir talep yarattı. Bugün dünyadaki herhangi bir ülkenin durumunu ve yakın ekonomik geleceğini bu iki faktöre bakarak değerlendirmek mümkün.
Bu yılki ekonomik tahminler iyimserliğe teşvik ediyor. Ekonomik çark dönmeye başladı ve emtia ile enerjiye yönelik küresel talep arttı.
Bu durumun devam etmesi için bu salgınla baş ederken dikkatli olmalıyız. Ocak ayında bu yıla dair tahminlerini yayınladığında IMF, bugün olduğundan farklı bir dünyaya bakıyordu, bu nedenle ilk çeyrekte somut iyileşme belirtileri gördüğü birçok ülke için büyüme tahminini artırdı.
Ancak bu durum her an tersine dönebilir, nitekim Dünya Bankası Ocak ayında Hindistan ekonomisinin bu yıl yüzde 12'den fazla büyüyeceğini tahmin etmişti, gelgelelim Hindistan'daki sağlık durumu olduğu gibi seyrederse bu pek mümkün görünmüyor.
Bundan dolayı, dünya tünelin ucundaki ışığı görse de başka bir tünele girmemeye dikkat etmeli.