Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Kara süvarileri ve denizlerin prensleri: Muhammed Esed kurucu Kral ile tanışır

“Tüm şüpheleri ortadan kaldıracak derecede kesin bir cevaptı. Elimdeki kitabın Allah'ın vahyi olduğundan o anda tamamen emin oldum. Zirâ insanlığa en az 13 asır önce verilmiş olmasına rağmen, yalnızca bu karmaşık, mekanik, korkulara yenik çağımızda gerçekleşebilecek olanı açıkça öngörmüştü. İnsanlar, açgözlülükten her zaman haberdardı. Ancak günümüzdeki benzeri görülmemiş şekildeki açgözlülük, yalnızca bir şeyler edinme hevesini aşmış, diğer her şeyin görüntüsünü bulanıklaştıran bir saplantı, dünden, bugünden ve yarından daha fazlasını elde etme, daha fazlasını yapma ve bulma arzusu haline gelmişti. Sonsuz yeni hedeflere duyulan ve asla doymak bilmeyen bu açlık, insan ruhunu kemirmeye devam ediyor: Şayet bilseydiniz, içinde bulunduğunuz cehennemi görürdünüz. Gördüğüm şeyin yalnızca uzak Arabistan'daki uzak bir geçmişten bir adamın insani bilgeliği olmadığını anladım. Ne derece akıllı olursa olsun, böyle bir adam bu 20. yüzyıla özgü azabı tek başına öngöremezdi. Kur’an'dan Muhammed'in sesinden daha yüksek bir ses çıkıyor…”
Böylece Berlin’de Müslüman olan Leopold Weiss, şehrin küçük Müslüman cemaati lideri olarak Muhammed [Resulullah’a (s.a.v.) ithafen] Esed (ilk ismine ithafen aslan anlamında) ismini aldı. Kararlı başka adımlar da atan Esed, Müslüman oluşu dolayısıyla babasıyla ilişkilerini kesti. Kendi gibi sonradan Müslüman olan Elsa ile evlendi. Gazeteciliği bırakarak hac için aniden Mekke'ye doğru yola çıktı.
Esed’deki değişikliğin psikolojik ve duygusal boyutları, fiziksel boyutlardan çok daha önemliydi. Ona göre İslam, geleneksel veya Batılı anlamda bir dinden çok daha fazlası, her zaman geçerli bir yaşam biçimiydi. İslam'da bir yandan dini bir sistem, diğer yandan günlük yaşam için pratik bir rehber bulmuş, aralarındaki denge ve uyumu keşfetmişti. Böylece “İslam, tüm parçaları birbirini tamamlayıp destekleyecek yönde uyumlu bir şekilde tasarlanmış mükemmel bir mimari yapı gibi görünüyor gözüme. Hiçbir şey gereksiz olmadığı gibi, hiçbir şey de eksik değil bu yapıda. Sonuç olarak mutlak bir denge ve sağlam bir dinginlik yapısıdır” ifadelerini kullanmıştı.
Mekke'yi ilk kez görmesinden dokuz gün sonra Esed'in hayatı yeniden önemli ölçüde değişti: Aniden hayatını kaybeden Elsa, basit bir hacı mezarlığına gömüldü.
Sonrasında bu kutsal şehirde kalan Esed, Büyük Camii kütüphanesinde tesadüfen Prens Faysal ile tanıştı. Böylece Faysal’ın babası ve Suudi Arabistan'ın kurucusu Kral Abdulaziz Âl-i Suûd ile görüşme davetini kabul etti.
Bu davet, kısa bir süre sonra, Esed'in bilgisinden, ruhsal derinliği ve açık fikirliliğinden etkilenen Kral ile neredeyse günlük görüşmelere yol açmıştı.
Görüşmek üzere…