Gassan Şerbil
Şarku'l Avsat Genel Yayın Yönetmeni
TT

Büyük Şeytan yorulduğunda

Joe Biden ve Mustafa el-Kazimi bugün baş başa görüşemeyecekler. İran Dini Liderinin gölgesi aralarında hazır olacak. Tıpkı daha önce Iraklı yetkililerin Amerikalı yetkililerle yaptıkları görüşmeler sırasında Kasım Süleymani'nin gölgesinin onlara eşlik etmesi gibi. Bu nedenle Iraklı yetkililer, Amerikalılarla görüşme günahından önce ve sonra, sert suçlamaların ve mesajların düzeyini düşürmek için Tahran'a danışmayı alışkanlık haline getirdiler. Bu görüntü, rahmetli Başbakan Refik Hariri'nin Batılı bir randevuya giderken ve dönerken Şam'dan geçtiği günleri hatırlatıyor. Elbette yer, devir ve kişiler arasındaki farkları unutmuyoruz.
Tahran'ın taleplerini, öfkesini veya endişelerini kendisinin yüksek sesle dillendirmesine  gerek yok, çünkü artık bölgede kendisini bu görevden muaf tutan birileri var. Müttefiklerin ve vekillerin duygularını ifade etmek için kendi yolları var ve bunlar elektronik ortamdaki kampanyalardan hükümetleri sarsmaya, seçimleri önlemeye, patlayıcılara, yolundan sapmış roketlere ve insansız hava araçlarına kadar uzanıyor. Bazen bir mesaj vermek şurada veya burada bir aktivisti ortadan kaldırmayı da gerektirebiliyor. Iraklı araştırmacı Hişam el-Haşimi'nin katillerinin ortaya çıkarılması, bu tür büyük ve önemli bir görevin devletin bir subayı tarafından ve beylik silahıyla gerçekleştirilebileceğini gösterdi. Aktivistlerin cesetlerinin, rotalarını düzeltmeleri, politikalarındaki yatıştırma ve uzlaştırma düzeyini düşürmeleri için yetkililere yönelik mesajlar veya nasihatler olduğunu söylemek abartı olmaz. Gerçek şu ki, ordu ve silahlı grupların eşleştirilmesine dayanan bu sihirli karışım, devletsizlik mantığını pekiştirmek, anayasayı, kurumları ve vatandaşları küçük orduların ve sahadaki liderlerinin gözetimi altında bulundurmak için etkili bir reçete olarak görülüyor. Susturucuların aktivistlerin kanını döktüğü bir ülkenin, binlerce uçurum tarafından tehdit edilen bir ülke olduğu kesindir. Böylece, Haşimi suikastının faillerinin ortaya çıkarılmasından günler sonra, Sadr Şehri’ndeki intihar saldırısının faillerinin ortaya çıkmasından saatler sonra ve Biden-Kazimi toplantısından bir gün önce, susturucular partisi yine harekete geçti ve bu kez Basra'da aktivist Ali Kerim'in cesedi bulundu. Ali Kerim “Büyük Şeytan”ın ajanı olmakla itham ediliyordu.
Mustafa Kazimi 7 Mayıs 2020'de başbakan olduğundan beri, bomba imha uzmanı gibi çalışıyor. Kimi zaman patlamanın gerçekleşmesini engelleyebiliyor ama kimi zaman da bombayı etkisiz hale getirmekte başarısız oluyor. Devlet fikri lehine mütevazi de olsa her bir ilerleme kaydettiğinde, devletsizlik dişlerini göstererek, Irak’ın damarlarına bir avuç roket ya da ceset akıtıyor. Kazimi, Irak hamurunun meşru bir oğlu olduğu, bilgi ve raporlar dünyasından geldiği için, disiplinsiz olarak adlandırılan unsurların son derece disiplinli olduklarını biliyor. Bir ipin genel kargaşa dalgalarını birbirine bağladığını ve susturucuların yalnızca kapsamlı bir orkestranın bir parçası olduğunu da biliyor.
Kazimi, Amerikalıların Irak'ta yaptığı hataların boyutunu biliyor ve bunlar büyük, korkunç hatalar kumaşından. Onların aptalca Irak ordusunu dağıtma kararının tüm kurumların çözülmesinin ve ülkenin devletsiz bir döneme girmesinin başlangıcı olduğunu biliniyor. Ancak bombalar arasında ilerleyen Kazimi, bazen zehri yudumlaması, bazen de bir sahnenin yarısını açığa çıkarması gerektiğinin, önemi tehlikesi ile eş değer uzun bir savaşın bir parçası olduğunun farkında. Kazimi'nin bildiği belki de en tehlikeli şey, bugün Irak'taki asıl sorunun, sayıları 3 binden az olan Amerikan askerleriyle ilgili olmadığı. Asıl sorun, İran’ın Amerikan kuvvetlerini Irak’tan çıkarmakta ısrar etmesi. Nedeni de Kasım Süleymani’nin intikamını alma kararını uygulamanın yanı sıra, Amerikan nüfuzunu yeni bir İran’ın doğuşu önünde bir mani olarak gören programını  tamamlamak. Tahran’dan 4 Arap başkentini yöneten büyük İran diyecek kadar ileriye gitmemek için yeni İran diyoruz.
Eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, güç dengesini okumakta yetenekli bir oyuncuydu. ABD'nin müthiş bir güç olduğunu biliyordu ama bir gün ayrılacağını ve bu coğrafyanın Irak'ı İran'ın yanında yaşamaya mahkum ettiğini hiç unutmadı. Talabani Washington ile görüşmeden önce ve sonra Tahran ile istişare ederdi. Üst düzey İranlı yetkililerden, ABD’nin pozisyonları gerçekçi olursa, İran’ın Afganistan’dan Lübnan’a kendisiyle müzakereye hazır olduğunu naklederdi. Fakat Kazimi’nin deneyimi ona tango dansına katılmaya hazır olduğunu göstermenin, adımların zamanından, partnerine, çıkarlarına ve mizacına saygı duymaya kadar mutlaka tangonun şartlarını kabul etmek manasına gelmediğini öğretti. Amerikalılar Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki ikametini uzatsalardı belki de İran dansın şartlarını kabul etmek zorunda kalacaktı. Biden’ın yönetime gelmesi, Barack Obama döneminin yönetimi üzerindeki gölgeleri, diğer her şeyi erteleyerek nükleer anlaşmayı kurtarmaya can atmasıyla birlikte, İran artık sızdığı haritalarda tek başına dans etmeye can atar oldu.
İran'ın talep veya hırslarının çıtasını yükseltmesi şaşırtıcı değil. Washington’da bazı çevreler, Ortadoğu'nun artık Amerikan politika masasında yağlı veya önemli bir yemek olmadığına dair tekrarlanan sinyaller gönderiyor. Tarihin dikenlerine takılıp kalmış bu bölgenin ihtilaflarından çekilmenin, Çin ile kızışan “stratejik rekabete” odaklanmak için bir ön şart olduğunu söyleyenler de var.
Kazimi, Büyük Şeytan’ın Afgan ve Irak haritalarının damarlarına kan ve dolar pompalamaktan bıktığını, binlerce askerin ölümü ve trilyonlarca doların kaybına kıyasla hayal kırıklığı yaratan bir sonuç gördüğünü biliyor. ABD'nin, Irak'taki rolünü onarmanın, Suriye'de dengeleyici bir oyuncu rolünü geri kazanmanın veya Lübnan'ı uçurumdan kurtarmanın yükünü taşımanın bedelini ödemeye hazır olmadığı açık. Diplomatlar arasında, Suriye’nin Rusya'nın payına düşmesinin veya refah ve istikrarı sağlamaktan ziyade milis güçleri oluşturmakta iyi olduğu için Suriye’nin Irak ve Lübnan ile birlikte İran için bir yüke dönüşmesinin ABD'yi ürkütmediğine inananlar var.
Beyaz Saray, Kazimi’ye muharip güçlerinin geri çekilmesi için bir zaman çizelgesi sunma cömertliğini gösterecek. Bu adımın 10 Ekim'deki Irak seçimlerinin düzenlenmesini kolaylaştıracağına inananlar var. Ancak geçmiş yıllardaki gelişmeleri gözlemleyenler, Afganistan'dan Lübnan'a seçimlerin, Büyük Şeytan yorulduğunda büyümeye aday konuların gidişatını değiştirmeyi başaramadığını belirtiyorlar.