Ömer Özkaya
Yazar
TT

Yeni zamanın ruhu bedenini ararken

Yunan mitolojisinin hakkı çok yenen ve eşkıya olarak nitelenen ve zamanın tanrısı Kronos ile koordineli çalışan zamanın ruhu yani dizayn alt tanrısı Prokrustes’in, "han”ında misafir olan "yolcular"ı çok iyi ağırlayıp sonra kendi odasındaki biri uzun diğeri kısa yine kendine ait yataklarına yatırdığı anlatılır. Ne ki kısa yatağa uzun misafiri, uzun yatağa kısa olanı yatırır, uzunu ayaklarından kısaltır, kısa olanı da yine ayaklarından uzatır.
Bu mitolojik anlatının Dünya’nın işleyişi ve düzeni ve ile ilgili olduğu açıktır. Zamanın ruhuna uymayan misafirleri seçen Prokrustes, onları yeniden dizayn ederek günceller. Bu mitolojik öyküde bireylerin yerine devletleri koyduğunuzda resim daha da netleşir. Bireyler üzerinden o dönemde bolca bulunan kent devletlerinin de konu edildiği nedense göz ardı edilir.
Zamanın ruhunu es geçen büyük kent devletlerinin nasıl birçok fonksiyonunu kaybedip küçüleceğini, zamanın ruhunu yakalayan küçük kent devletlerinin de yeni fonksiyonlar kazanarak büyüyeceğini anlatan öykünün zamanımıza uyarlanması yoktur. 
Haydut ve eşkıya olarak nitelenen Prokrustes’in misafirlerinin malına mülküne dokunmadığı göz önüne alınırsa eşkıya olmadığı, misyonunun zamanın ruhunu temsil etmek olduğu, "misafirler"ini uzatma ve kısaltma işlemleri yaparak aslında misyonunu yitirmiş büyük kent devletinin sonunu, yeni misyon yüklenen büyümeye aday küçük kent devletinin de beka belgesini ibraz ettiğini saptamak gerekmektedir.
Daha sonra Prokrustes’i "öldüren" Kral Theseus’un da bizlere zamanın ruhu denen olgunun da bir ömrü olduğunu anlattığının da altını çizelim.
Mitolojik anlatı açıktır: Zamana ruh üflemek ve yeni bir süreci başlatmak için Prokrustes'i yani o anki zamanın ruhunu iyi takip etmek zorunluluktur. Yeni Prokrustes olmak için, yeni bir zaman tasarımı yani gelecek tasarımı yapmış olmak ve bunu realize etmek için de eski zamanı ruhuyla birlikte alıp atmak gibi bir işlem yapılmalıdır. Theseus'un yaptığı da budur.
Naomi Klein’in "İşte Bu Her Şeyi Değiştirir" adlı kitabından daha önce de bahsetmiştik. Klein’ın yeni Prokrustes’in hangi devlet ya da aklın olacağını belirlemeye çalışan ilginç kitabı, her geçen gün daha da enteresan hale gelmektedir.
Orman yangınlarının ve küresel ısınmanın tam bir felakete dönüştüğü bugünlerde iklim değişikliğini gündeme getiren kitap yenilenebilir enerji kaynaklarını savunmaktadır. “Fosil enerji kullanımı karbon salınımını artırdığı için ‘iklim değişikliği’ yaratarak küresel ısınmaya sebep olmakta ve bu da Dünya’yı yaşanmaz hale getirmektedir."
Naomi Klein’ın "yeşil enerji" ısrarı ve yeşil enerji taraftarlığı ile fosil yakıtçılar arasındaki mücadele ve rekabetin bilim ve bilimsel veriler üzerinden yapıldığını da vurgulamak önemlidir.
Paris İklim Şartı anlaşması ile küresel mahiyet kazanan "iklim değişikliği" ile mücadelede kullanılacak "enerji türü" üzerinden yeni küresel hegemonun hangi devlet veya hangi aklın olacağının belirlenmesinin hedeflendiği bu çok nitelikli ince stratejilerin kullanıldığı süreç, bilimi geçici de olsa bir nevi Prokrustes yapmaktadır.
Küresel ısınmanın geleceği ile ilgili yapılan çok nitelikli araştırmalar BM’in birçok platformunda ve sayısız uluslararası bilimsel zirvelerde tartışılmaktadır.
Küresel ısınmanın ilk olarak buzullardaki erime oranını yükselttiğini izlemekteyiz. Ayrıca kuzey ve güney kutuplarındaki buzulların erimesi sonucu hangi devletlerin yok olacağı ve hangi büyük kıyı kentlerinin yükselen deniz ve okyanus sularının altında kalacağı da araştırmalar ile deklare edilmektedir.
Hatta bazı bilişim teknolojisi şirketleri küresel ısınma sonrası yükselecek deniz ve okyanus sularının hangi haneleri su altında bırakacağını belirten aplikasyonlar üzerinde çalışmaktadır.
Küresel ısınmanın geleceğini öngörmek için yapılan araştırmalara ciddi fonlar ayrılırken, Paris İklim Şartı ile devletler sürece ortak edilirken, petrol üreticisi ülkelerin de yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmaları tehlike ve yeni enerji fırsatlarının boyutları hakkında bilgi vermektedir.
ABD’de Alman otomobil üreticisi Volkswagen’in araçlarının yapılan kontrollerde karbon salınımı oranlarını aştığı için cezalarla karşılaşması yeni sürecin önemli verilerindendi.
İlerleyen süreçte büyükbaş hayvanların dışkılarının karbon salınımını ve dolayısıyla küresel ısınmayı ne kadar etkilediğine ilişkin veriler de ortaya konarak "küresel ısınma" ve " iklim değişikliği" olgusunun ekonominin hangi kıvrımlarına kadar ulaşabileceğine ilişkin fikirler ortaya çıkmaya başlamıştır.
Küresel ısınmanın tatlı su kaynakları stratejilerine uzanması, sınır aşan sular kavramı ve su savaşları senaryolarının gündeme gelmesi, artan nüfus başına düşen kullanılabilir su oranı gibi sayısız veri küresel ısınma bağlamında kullanıma alınmıştır.
En temel olgular, demirbaş sorun ve müzakere alanlarıdır. “Bu olguların mühendisliğini iyi yapanlar yeni küresel hegemonlardır” saptaması bir kez daha hükmünü icra etmek ve yeni prospektüsü belirlemek için devrededir.
Sular ve uygarlıklar korelasyonu, tarihsel sabitlerdendir. Sularsız uygarlık yoktur. Suyun ve ormanların stratejik değerinin küresel egemenlik söz konusu olduğunda belirleyicilik kat sayıları bilindiği üzere çok yüksektir.
Bu bağlamda bir büyükbaş hayvanın tükettiği su miktarının kuraklık ve küresel ısınmada parametre olarak ortaya konulması hem bir trajedi hem de sorunun toplumsal boyut kazanması açısından semboliktir.
Bill Gates’in bu bağlamda yapay et tartışmalarını gündeme taşıması ise küresel politikalarda koz üretme ve koz yok etmede çarpıcı örneklerdendir.
Yeni zamanın ruhunu temsil etmek için eski zamanın ruhu Prokrestus'u ortadan kaldıracak Theseus olma yarışı doğal olarak küresel iktidar olmak için gerekli tüm donanımları uzun erimli elde etmeyi zorunlu kılmaktadır.
Siyasal Sol bir koordinatta durup, ABD siyasal ekonomik sağ koordinatlarına yönelik ciddi tenkitler üreten Naomi Klein’ın iklim değişikliği bağlamında "İşte Bu Her Şeyi değiştirir" tabelası altında gelişen yerel, bölgesel ve küresel olayların gerçekten her şeyi değiştirecek bir boyut kazanması Klein’a ciddi bir kariyer de kazandırmıştır.
Yeni kral Theseus’un iktidarını kurumsallaştırmak için, daha önce kurumsallaşmış olan Prokrustes'in iktidarını yani zamanın ruhunu belirleme gücünü ele geçirmesi kaçınılmazdır.
Prokrustes ile birlikte yine zamanın ruhunu oluşturan diğer iki "eşkiya"nın da Theseus tarafından yok edildiğini not ederek zamanın ruhunun farklı boyutları ve aktörleri olma gibi ilginç niteliğine dikkat çekmek de elzemdir.
Zamanın ruhu , "yeşil" dünyayı fosil dünyaya dönüştürür mü, ya da "yeşil" dünya, fosil dünyaya son verir mi sorusunun yanıtını da verecektir.
Fakat bu noktada küresel ısınma sonucu eriyen buzulların ortaya çıkaracağı kadim fosiller, buzullarda saklanan olası bakteri, virüs ve sayısız nesneler bir başka rekabet ve mücadele alanı olarak kendini göstermektedir.
“Yeni Amerika” bu bağlamda eriyen buzullardır. Okyanusların keşfinin kapısını aralayan Fransa, kutupların içine dalan İngiltere ve ilerleyen süreçte ABD ve Rusya, teknolojinin lideri Almanya ve bilişimdeki Çin-ABD rekabetinin sonrasında yüksek olasılıkla Çin bu “Yeni Amerika” için yoğun bir keşif faaliyetlerine girişeceklerdir.
Buzulların erimesinin kadim tarımın tohumlarına ulaşma olanağı yaratması ve bu bağlamda yeni bitki, ağaç, çiçek ve yiyecek türlerinin yanında genetik mühendisliği ile buzulların arasında DNA’sı bulunan yeni canlı türlerinin de yeniden yaşam alanı bulması çok heyecan verici olabilir.
Fizikteki "Var olan hiç bir şey yok olmaz" yasası çalıştırılacak olursa küresel ısınmanın buzulların altındaki "Kadim dünyayı" ortaya çıkarmaya yarayacak olması kazanç mı olur, felâket mi olur sorunsalını da üretecektir.
"Küresel ısınma ve iklim değişikliği”nin bu veriler ışığında Paris İklim Şartı ile küresel bir konsensüs içinde ele alınması diplomasisi isabetlidir.
Yine bu bağlamda Trump’ın Paris İklim Şartı konsensüsünden çekilmesinin anlaşılmaz bir tarafı yoktur.
Küresel ısınmanın ve bu bağlamda buzulların sakladığı coğrafyanın tüm süprizlerini bilmek ve öngörmek şu aşamada olanaksızdır.
Yerleşik bilim, teknoloji ve sanayi dünyasından "ışın dünyasına" geçişin eşiğinde yeni arkeolojik alanlar olarak buzulların yok olduğu topraklar kadim bilimlerin tekrar dönüşüne neden olacak verilerle dolu olabilir. Bütün devletleri ve tüm insanlığı heyecanlandıran bir süreçte olma olasılığımız çok yüksektir.
Naomi Klein’ın da ifade ettiği gibi "İşte Bu Her Şeyi Değiştirir" zamanın ruhunun da bir ömrü olduğu mitolojik gerçeğinden hareketle yeni Prokrustes’un yani "yeni zamanın ruhu"nun yeni yenilebilir enerji türleri, yeni para ve yeni tarım, yeni bilim ve ayıklanmış yeni insanlık olacağını ileri sürmek artık kehanet değildir. Bunu hangi devletlerin, devletin ya da hangi odakların başaracağı henüz bilinmiyor. Mücadele de bu sahada. Yeni süreçte kısaltılacakların ve uzatılacakların belirleneceği açıkken en yukarı bakmak gerekmektedir. En yukarı da Güney’dir.