Dr. Yasir Abdulaziz
TT

Haberlerin yeni “eşik bekçileri”

Gelen haberlere göre çeşitli sosyal medya siteleri, yeni haber ve analiz hizmetleri vermeye başlamak üzere. Bu çerçevede söz konusu siteler, tanınmış medya kuruluşlarına ait haber ögelerini şu an yaptığı gibi bu kuruluşların haklarına bağlı kalmadan sunmakla yetinmeyecek, aksine yeni haber hizmetlerini de yasal bir zemin üzerine dayandıracak. Bu sayede onlar, yayınlanması için anlaşmaya vardığı haber ögelerini hem yayınlayabilecek hem de bazı editöryal sorumluluklar getirmede hak sahibi olacaklar.
Açıkçası bu durum, sürekli gelişen ve hakimiyet alanını artıran sosyal medya platformlarının, dünyanın en önemli ve en büyük “eşik bekçileri” olma yolunda ilerlediğini gösteriyor. Öyle ki bu platformların üyelerinin büyük ve yenilenebilir ağlar üzerinden haberlere ulaşma ve haberleri araştırma isteği apaçık ortadadır.
Avusturya asıllı Amerikan vatandaşı Psikolog Kurt Lewin, 20. yüzyılın ortasında “eşik bekçisi” kuramını geliştiren kişidir. Bu kuram, bir yandan haber kuruluşlarının çalışmasının kurumsal doğasıyla bir yandan da haber endüstrisindeki merkezi kontrol politikalarıyla uyumlu bir şekilde hareket ederek 60 yıldan fazla süredir medya araştırmalarının büyük bir bölümüne egemen olmuştur.
Lewin’in geliştirdiği bu kuram, şöyle özetlenebilir: Haber ögesi, hedef kitleye ulaşana kadar uzun bir yol kat eder. Bu yolculukta öge, ana noktalardan (kapılar) geçer. Bu kapılarda neyin geçip neyin geçmeyeceğine, neyin olduğu gibi yayınlanıp neyin düzeltme ve değişikliğe tabi tutulacağına, neyin tek başına yayınlanacağına ve hangi ögenin sayfanın başında hangisinin de sayfasının sonunda yer alacağına dair kararlar alınır.
Lewin, haber ögesinin yolculuğu boyunca ana noktalardaki tüm karar alıcıların birer “eşik bekçisi” olduğunu söylüyor. Eşik bekçilerinin içinde bulunduğu durumların yanı sıra çalışmalarını ve kararlarını kontrol eden koşullara önem verilmesi gerektiğini belirtiyor. Çünkü eşik bekçileri, kitle üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.
Tabi bu kuramın geliştirildiği dönemin şartlarını göz ardı etmemeliyiz. Bildiğimiz gibi o dönemde dünya düzeni, iki blok arasında tehlikeli bir bölünmeye tanık oluyordu. Bunlardan ilki, doğuda ve dünyanın diğer bölgelerinde gelişmiş ve anahtarlarını geniş çaplı haber akışını engelleyip Sovyetler Birliği’nin çıkarlarına hizmet edecek şekilde yönlendirme konusunda anlaşmaya vardığı eşik bekçilerine teslim ettiği otoriter bloktur. İkinci blok ise esasında Batı merkezlidir. Bu blok, liberal değerlerinin kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde haber kuruluşlarının çalışmasını kontrol edip mesajları yönlendirme gücünü engellemesine pek müsaade etmedi.
Şu an yeni ve köklü bir değişiklik bekler olduk. Çünkü en önemli ve en etkili haber galerisi, eşik bekçilerinin kontrolünde olmayıp yenilebilir kapsamlı bir depo haline gelecek. Bu haber galerisinin anahtarı da sadece yeni dev platformların sahiplerinin elinde olacak. Bu platformların gelişme şeklini gördük ve yeni hizmetlerinin başarılarını deneyimledik. İpin ucunu kaçırdığımızda bunun sonuçları birkaç yıl içerisinde ortaya çıkacaktır. Haber dünyasının yeni hatları çizilecektir. Bu dünyanın anahtarları da tek bir elin parmaklarını geçmeyen birkaç şirketin elinde olacaktır.
Yetkililerin haber kuruluşlarının ortaya çıkardığı medya düzenini hedef alıp bu düzene baskı yaptığı ve toplumsal olayların çoğaldığı bir ortamda sosyal medya platformlarının, haber kaynağı olarak kullanım oranının sürekli arttığını anlamak için çok da araştırma yapmaya gerek yok.
Bu platformların haberler üzerindeki nüfuzlarını artırmasındaki en etkili faktör ise alıcı mekanizmalardaki değişikliktir. Şöyle ki yapılan güvenilir araştırmalara göre köklü haber kuruluşlarının ayakları altındaki halıların çekildiği bir zamanda farklı toplumlardaki gençlerin ve çocukların sosyal medya platformları aracılığıyla haberlere maruz kalma oranı sürekli artmaktadır.
Teorisyenler ve akademisyenler, “eşik bekçiliği” kuramını yeniden gözden geçirmekle ilgilenecekler. Şöyle ki dünya genelinde uzun yıllar siyasi sorumlulara, emniyet müdürlerine, iletişim bakanlarına ve editörlere verilen bu görev, birkaç kişinin kontrolünde olacak gibi duruyor. Haber dünyasındaki etkili siyasi ve mesleki irade ise ulusal devletin ve medya kuruluşlarının kontrolünden çıkıp dünya haberlerinin taçlandırılmış “eşik bekçileri” olacak dev teknoloji şirketlerinin sahiplerinin elinde yoğunlaşan bir araca dönüşecek.