Her meslekte, çalışanlar arasında daima bir savaş vardır. Tek fark bu savaşın ne kadar şiddetli olduğudur. Bence en kötü savaşlar, yaratılışın başlangıcından bu yana politikacılar arasında yaşananlardır. Bunu direkt medya savaşları ile farklı düzeylerde yaşanan yazarların savaşları izliyor. Yazarlarınki, medya savaşlarının bir parçasıdır. Medya savaşları sertlik bakımından, dövüşen horozlardan birinin ölümü ve diğer horozun ölümün eşiğine gelmesiyle sona eren Meksikalı horozların dövüşüne benzer.
Bu ticarette işin içinde olan herkes -güreş arenasının sahipleri, horoz sahipleri ve horoz eğitmenleri- herhangi bir ahlak duygusundan yoksundur. Ancak aralarında en kötüsü seyircilerdir. Televizyonda bu gibi bir dövüşü bir kez izlediğinizde, bu seyircilerin dış görünüşlerinden, kıyafetlerinden, heyecanlarından ve horozları galeyana getirme ve öfkelendirmelerinden hemen ne gibi bir yapılarının olduğunun farkına varırsınız. Seyircilerin bu kışkırtması öyle bir raddeye varır ki, artık dövüşen iki horozun öldürme zevkinden dönmesi mümkün değildir ve nasıl biterse bitsin önemli olan şey diğerinin hezimete uğramasıdır. Genellikle galip gelen horoz tüyleri yolunmaya gönderilir ve sonra kızartılır. Çünkü artık başka bir dövüşe çıkacak durumda değildir. Bu yüzden ister kazansın ister kaybetsin her iki durumda da ölü sayılır. Tüm rolü, sarhoşlardan ve aptallardan oluşan bir kesimin cinayet arzusunu tatmin etmektir. Bu insanlar genellikle her şeyde başarısız olurlar. Özel hayatlarında, kamusal hayatlarında, işlerinde… Bu yüzden var olmanın gücünün beyninde değil de ibiğinde olduğunu sanan boş bir horoz üzerinden zafer için yalvarırlar. Bu mantıklarından ötürü her zaman kaybeden olurlar ve daima ikinci sıradadırlar. Bu kişilerin aklının hacmi ile horozun aklının hacmi arasında herhangi bir fark yoktur. Hayattaki tüm başarıları, iki horoz arasındaki bir dövüşte kazanan takımın destekçileri arasında yer almaktır. Bu dövüşte taraflardan birinin kazanması, kârın bütün anlamlarını ve düşmana yapılan eziyetin verdiği sarhoşluğu temsil eder.
İnternet ve sınırsız yetenekleri ile siyaset ve medya savaşlarının yöntemlerine bir boyut daha eklendi: İletişim araçları. Bu, medya gibi iki kısma ayrılıyor: Zevk, fayda, yaratıcılık, ortaklık, bilim, ilerleme ve ferahlık veya kıskançlık, iftira, küfür, kabarık tüyler ve öfkeyle ya da çığlıklarla sallanan bir ibik.
Allah’a şükürler olsun, ben kurtulanlar tayfasındanım. Gazetecilik kariyerimin herhangi bir aşamasında horoz gibi diklenenlere ya da bu dilde konuşanlara aldırış etmediğim gibi bunun ticaretini yapanlara ya da savunucularına da aldırış etmedim. Toyluğum yüzünden bir gün aldırış ettiğimde ise bu benim için unutulmayacak ve affedilmeyecek bir düşüş olmuştu. Çünkü ben, bana benzemeyen insanlar gibi olmuştum ve cevap vermenin savunmak olduğunu düşünmüştüm. Ancak bu ekstra bir kayıptan başka bir şey değildi.
İletişim araçları savaşları hakkında duyduklarıma ya da okuduklarıma baktığımda aslında bunların bir bölünme, kışkırtma, nefret ve kötü söylem aracı olduğu gözüküyor… Allah'a şükür, horozculuk kültürünün izleyicileri sınırlı ve her yönde kendini belli ediyor. Bu yüzden bu kültürün takipçileri azalıyor. Siyaset ve medya savaşlarından bahsettik ve sahne ışıklarına değil de karanlık Meksikalı horozların dövüş arenalarına yaraşır biçimde acımasızca birbirleriyle kavga eden sanatkarların savaşlarını kaçırdık.
TT
Galip horoz aynı zamanda mağluptur da
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة