Hamad Macid
TT

Taliban bilmecesi!

Son zamanlarda Afganistan sahnesinde yaşananların hepsi bir bilmecedir. Bunun için bu konuda sosyal medyada karmaşık ve politik bir çekişmeye giren profesyonel ve amatör siyasi analistler arasındaki tartışma şiddetliydi. Zira Taliban’ın, Afganistan’ın büyük bir bölümüne hızlıca hâkim olup bu hakimiyeti tek bir kurşun sıkmadan yumuşak işgal şeklinde başkent Kabil’e girişle taçlandırması onları şaşırttı. Buna rağmen Taliban Hareketi’nin lideri, öğrencilerine başkente tek bir kapıdan girmemelerini emretti. Yani Taliban unsurları başkente farklı kapılardan girdi. ABD Başkanı Joe Biden’ın dediği gibi sayısı 300 bine ulaşan eğitimli Afgan ordusundan hiçbir grup, bu kapıların birinde bile Taliban unsurlarına mukavemet göstermedi ve herhangi bir silahlı grup onlara karşı koymadı. Hatta bireysel direniş bile gerçekleşmedi.
Sahnenin dramatik bir bölümle sona ermesi, siyasi analistleri şaşırttı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı ele geçirmelerinin ardından Taliban savaşçıları, Afganistan’ı terk eden cumhurbaşkanın ofisinin etrafında toplanıp Nasr Suresi’ni okudu. Fetih Suresi’nin okunuşunun ABD vatandaşlarını ve Afganistan’ın eski cumhurbaşkanından binlerce işbirlikçi Afgan’a kadar ABD Büyükelçiliği’nin himaye ettiği kişileri tahliye etmeye çalışan Amerikan helikopterlerinin sesine karışması, söz konusu analistlerin şaşkınlığını daha da artırdı.
Amerikan hükümetinin, 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından el-Kaide’nin en tehlikeli lideri Usame bin Ladin’i himaye eden, saklayan ve destekleyen Taliban Hareketi’ne Afganistan’ı teslim etmiş gibi görünmesi bu analistlerin kafalarını karıştırdı. ABD’nin Afganistan’ı kontrol edişinden 20 yıl sonra Taliban unsurları, Washington’un burada 1 trilyon dolar kaybetmesine neden oldu. Ayrıca 2800 ABD askeri ölürken 20 bin asker de yaralandı. Tüm bunların yanı sıra ABD’nin heybeti zedelendi ve Avrupa’yla olan ittifakı sarsıldı. Aynı zamanda ABD, bazı stratejik müttefiklerine 11 Eylül saldırılarını desteklediği ya da doğrudan veya dolaylı bir şekilde bu saldırılara yol açtığı şüphesiyle bakıyor. ABD, söz konusu müttefiklerin de el-Kaide’nin terör saldırılarının hedefi haline geldiğini bilmiyor ya da bilmek istemiyor.
ABD’nin medya ve eğitimin yanı sıra askeri ve fikri yönden teröre direnme, terörle mücadele etme ve terörün kökünü kurutma konusunda ciddi hareket etmemesi siyasi analistleri şaşkına çevirdi. Hatta ABD, aşırılığa ya da işgalciye direnmeye teşviğe dair gizli bir şeyin olup olmadığını araştırmak için bazı Arap ülkelerindeki eğitim programlarını satır satır okumaya başladı. Aynı zamanda ABD, Afganistan sahnesinden çekildi. Böylece Taliban, bu sahnenin kontrolünü devraldı. Hatta bundan daha tehlikesi de Taliban Hareketi, Taliban tecrübesini kopyalamaları ya da Taliban Afganistan’ına yeniden sızmaları için DEAŞ ve el-Kaide terör hücrelerine ilham verebilir. Böylece bu gruplar, Afganistan’a yeniden konuşlanabilir ve kadrolarını eğitebilir. Ayrıca Afganistan; Ortadoğu, Afrika ve Orta Asya ülkelerinde yürütülen terörle mücadele operasyonlarının yerinden ettiği unsurların toplanma noktası olabilir.
Afganistan bilmecesini çözme konusunda insanların şaşkınlığına ve fikir ayrılığına düşmesine sitem etmemeli. Zira zaman, bu bilmeceyi çözüp açığa çıkaracaktır. Bekleyip göreceğiz.