O korkunç günü unutmak kolay değil. Aradan 20 yıl geçse bile dünyanın herhangi bir yerinde buna benzer bir günün tekrar yaşanacağı düşüncesi hala kalpleri huzursuz ediyor ve korkutuyor. İşin ürkütücü yanı tekrarlanabilir de.
20 yıl aradan sonra El-Kaide savaşçılarının sayısı arttı, konuşlanma alanları genişledi, silahları gelişti ve asker toplama süreci devam ediyor.
Afganistan, Suriye, Irak, Yemen, Somali, Orta Asya, Güneydoğu Asya ve Avrupa'da eğitim ve savaş kamplarında varlıklarını sürdürüyorlar ve ağları genişlemiş durumda. Mağrib El-Kaidesi, Arap Yarımadası El-Kaidesi, Eş-Şebab Örgütü, Ensaru'ş-Şeria Örgütü, Sina Yarımadası El-Kaidesi, Hint Altkıtası El‑Kaidesi, Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ), Hurrasü'd-Din (Dinin Muhafızları) Örgütü, Özbekistan İslami Hareketi, Türkistan İslam Partisi, Leşker-i Tayyibe Örgütü, Kafkasya İslam Emirliği, Hakkani Örgütü (Ağı), Mısır İslami Cihat Örgütü ve Ceyş-i Muhammed (Muhammed’in Ordusu) Örgütü varlıklarının birer göstergesi.
El-Kaide’ye savaş açıldığı, lideri Usame bin Ladin’in ve binlerce askerinin öldürüldüğü, geri kalanlarının izinin sürüldüğü 20 yıl içerisinde sayılarının ikiye katlanmasının ve dünya çapında oluşturdukları tehlikenin artmasının sebebi ne?
Bunun sebebi savaşın sadece askeri güçle sınırlı kalması. El-Kaide bir fikir, bir güç değil. Herhangi bir çölde veya gettoda ve herhangi bir sınıf arasında gelişebilir. Hitler sadece silahlarla yok edilmedi. Batılı hükümetler Nazizm'e karşı ideolojik savaşlar başlattılar ve bu ideolojinin yayılmasını önlemek için yasalar çıkardılar. Nazizmin aktifleşmesine izin verilirse tehlikeli bir şekilde geri döner ve Avrupa ve ABD’de hayal kırıklığına uğramış ve öfke dolu aldatılmışlar arasında rağbet görür.
İran gibi radikalizm ve savaşma fikirlerini besleyen, söylemini pazarlayan ve faaliyetlerine hizmet etmek için kendisini destekleyen milisler oluşturan rejimler var olduğu sürece terörizm devam edecektir. İran'la mücadele etmek, 1979'da Humeyni'nin iktidara gelmesiyle ortaya çıkan radikal dini düşünceyle mücadele etmek demektir.
11 Eylül suçunu işleyenlerin torunları halen dijital dünyada ve sosyal medyada faaller. Bu kişilerin silahları, fonları, medyaları, savunucuları ve sempatizanları var. Bu canlı ağlar üzerinden tehlikenin var olduğunu hissediyoruz. Bu tehlikenin kökünü kazıma çabaları yeterince ciddi veya kapsamlı olmadığı için 11 Eylül 2001'in bir şekilde tekrarlanabileceğini hissediyoruz.
Bu hareketin ve tehlikenin sınırı yok. O zamanlar New York ve Washington'a yapılan saldırılar sürpriz saldırılardı. El-Kaide’nin Atlantik Okyanusu'nu geçerek ABD topraklarına ulaşmasını beklemediğimiz gibi bu saldırıların herhangi bir türde veya boyutta gerçekleşmesini de beklemiyorduk. Ancak geriye dönerek iyice düşündüğümüzde, El-Kaide'nin o zamanlar dünyanın gözleri önünde büyüdüğünü görüyoruz.
El-Kaide fikir olarak Bin Ladin, El-Bağdadi ve diğer liderlerinin öldürülmesinden sonra canlı, aktif ve tehlikeli olarak kaldı. Tüm kötü fikirler gibi, bir kişi bu fikri savunmaya hazır olduğu sürece ölmüyor. El-Kaide mensuplarının cami minberlerinde çağrı yapması engellendikten sonra Facebook, Twitter ve YouTube “minberlerine” yöneldiler.
Radikal fikirlerle mücadele edilmez, bu fikirler ve bunları aktardıkları platformlar baskılanmazsa daha yaygın ve tehlikeli hale geleceklerdir. Kısacası, kendisinden önce gelen radikal bir ideoloji yoksa hiçbir terör örgütü doğmayacaktır ve bu radikal ideolojilerin var olmasına ve yayılmasına izin veren bir ortam olmazsa ortada radikal bir ideoloji de olmaz.
TT
11 Eylül de tekrarlanabilir
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة