İstemi Yılmaz
TT

Kafkasya’da Türk rüzgârı İran’ı korkutuyor

Televizyonda Tahran ile Bakü arasındaki gerilimi tartışan uzmanlar, arka plana yansıttıkları bozkurt işareti yapan İran ordusunda görev yapan Azerbaycan Türkü kökenli askerler üzerinden soruyorlar; “İran, Türk’ü Türk’e mi kırdırıyor?
Bugün milliyetçilik gözlüklerini takmış uzmanları, çok değil, yaklaşık 5-6 sene önce ekranlardan Irak ve Suriye’deki Şii milislerin etnik kökenlerine işaret ederek Türkiye’nin çıkarlarının mezhepsel ittifaktan yana olduğunu vurguluyordu.
Elbette bu hızlı dönüşümün sorumlusu uzmanlar değil, dengeler.
Türkiye uzun süre Ortadoğu’daki mezhepsel çatışma üzerinden geliştirdiği okumayı bir kenar bırakmak durumunda kaldı. Geçen sene gerçekleştirilen ve Ankara’nın Silahlı İnsansız Hava Araçlarıyla (SİHA) bizzat cephede yer aldığı Dağlık Karabağ Savaşı, Kafkasya’da “Türk rüzgarının” yeniden esmesini sağladı. Ne Karabağ’da işgalci konumundaki Ermenistan ne de Erivan’ın sarsılmaz müttefiki Rusya... Bölgenin yeniden Azerbaycan hakimiyetine geçmesinden en çok rahatsızlık duyan İran’dı. Azeri kuvvetleri, 27 yıl sonra ilk kez, İran’daki Azerbaycan Türklerinin yoğun olarak yaşadığı eyaletlerin sınırına yerleşince Tahran’ın “iç tehdit” korkusu hortladı.
Karabağ muharebesi sırasında Türklerin yoğun olarak yaşadığı Tebriz gibi kentlerde İran’ın tarafsızlığını protesto eden nümayişler düzenlenmişti. “Karabağ bizimdir! Yaşasın Azerbaycan!” sloganları atılan mitinglerden sonra İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in emriyle yetkililer “Karabağ şüphesiz Azerbaycan toprağıdır. Azeri ordusunun yanındayız” şeklinde bir açıklama yapmak zorunda kalmıştı.
Savaşın üzerinden bir sene geçtikten sonra yeniden muhafazakâr bir Cumhurbaşkanına kavuşan İran, ilk andaki şaşkınlığını üzerinden atmış gibi görünüyor. Tahran yönetimi, Türkiye-Azerbaycan ortaklığı karşısındaki sessizliğini bozmaya kararlı. Tam da bu nedenle Tahran yönetimi Azerbaycan sınırında “Hayber Fatihleri” adını verdiği bir askeri tatbikat başlattı. Zırhlı ve topçu birlikleri, İHA’lar, elektronik savaş birimleri ve helikopterlerin yer alması tatbikatın basit bir hamle olmadığının göstergesi. Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in tepki gösterdiği tatbikatın gerekçesi ise daha da şaşırtıcı: “Siyonist rejimin İran'ın ulusal güvenliğine karşı yürüttüğü faaliyetlere karşı tedbirleri artırmak.
Tahran yönetimi karşısına aldığı her aktörü İsrail’le ilişkilendirerek rejimin meşruiyetini sağlamlaştırmayı amaçlıyor. Tel Aviv ile Bakü arasındaki askeri iş birliği anlaşmaları Azerbaycan’ın sözde “Siyonist” kimliğinin kanıtı. İsrail medyasını tavrı da Azerbaycan’ın Tel Aviv ile birlikte hareket ettiğine yönelik kuşkuyu körüklüyor. Her gün bir İsrail gazetesinin manşetinde Azerbaycan’ın İsrail’den hava savunma sistemi satın alacağı veya Lübnanlı Şii milis gücü Hizbullah’la ilişkili kişilerin Bakü’de gözaltına alındığına dair haberler görmek mümkün.
Aliyev yönetimi ise Nahçıvan’da Türk Silahlı Kuvvetleri ile birlikte “Sarsılmaz Kardeşlik 2021” isimli bir askeri tatbikat düzenleyerek İran’a beklemediği bir yerden gözdağı veriyor. Nahçıvan, gerek İran’a olan sınırıyla gerekse de Azeri üst aklının Karabağ’dan sonraki “Kızıl Elması” olması hasebiyle sembolik bir önem taşıyor. Ankara’yla ortaklığın derinleştirilmesi “Siyonizm” enstrümanını elinden alarak İran rejimini boşa düşürüyor.
Sonuç olarak, Kafkasya’da Türkiye-Azerbaycan iş birliği Ermenistan’dan sonra şimdi de İran’ın rüyalarını kaçırıyor. İlk kurşunla Rusya ile yakın müttefikinin alan kaybetmesini sağlayan bu ortaklık, Tahran’ı hedef alarak ABD ve NATO’yu yeniden bölge denklemine dahil ediyor.