Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Milis grubu Haşdi Şabi ve seçimlerin aleyhine dönmek

Haşdi Şabi benzeri milis gruplarının Irak, Libya, Yemen veya Suriye gibi bulundukları yer ve zaman değişse de, özellikleri, kaybettikleri anda demokrasi ve seçim sürecine yönelik politikaları, seçim sandıklarının sonuçlarını reddetme mekanizmaları değişmiyor. Argümanları da hazır; seçimde hile, mazlumiyet ve haksızlığa uğramışlık, diğer Müslümanları dışlayacak biçimde koruyucusu olduklarını sandıkları İslam’ın siyaset sahnesinden uzaklaştırılması. Fetih Koalisyonu, Hukuk Devleti, Asaib Ehli'l Hak, Iraklı Hizbullah Tugayı ve Haşdi Şabi çatısı altındaki diğer milis grupların Irak’taki yasama seçimleri sonuçlarına itirazları, demokratik sürecin aleyhine dönmek ve silahlı siyasi İslam fraksiyonlarının adeti olduğu üzere seçim sandığı sonuçlarını reddetmektir. Siyasi İslam fraksiyonları, kaybettiklerinde demokratik sürecin aleyhine dönüp seçim sonuçlarını kabul etmezler. Irak’tan önce Libya’daki siyasi İslam grupları seçimleri kaybettiklerinde sonuçları kabul etmemişler, silahlanıp ülke ve halkını helak eden ve etmeye devam eden şiddetli bir savaşa girişmişlerdi.
Seçim sandıklarının sonuçlarına karşı çıkma, başta silahlı olanlar olmak üzere siyasal İslam fraksiyonlarının adetidir. Dini sloganları kullanan tüm fraksiyon ve partiler, çoğu zaman silahlı partiler ve devlet otoritesine karşı çıkan milislerdir ve örnekleri Lübnan'dan Yemen, Libya, Irak, Suriye ve Filistin'e kadar çok ve çeşitlidir.
Halkın tüm kesimlerinin katıldığı, uluslararası denetim altında yapılan, herhangi bir ihlal veya hilenin kaydedilmediği seçim sonuçlarının inkar edilmesi, sonuçları inkar edeni, sırf kaybettiği için karşı çıkmaya karar veren, yenilgiyi kabul etmeyen, ne zaman biteceğini ve sonuçlarının ne olacağını kimsenin bilmediği bir savaşı başlatmaya karar veren zarar verici bir tarafa dönüştürüyor.
Seçimlerde hile, oylama ve sayım işlemlerinde kullanılan teknolojinin dışarıdan kontrol edildiği iddia edildi ve eski Irak Meclis Başkanı Mahmud el-Meşhedani; “Seçim sahtekarlığın arkasında Iraklılar değil, siber bir saldırı duruyor. Bunu sadece ülkeler uygulayabilir, Iraklılar böyle bir teknolojiye sahip değiller” dedi. Irak Başbakanının Seçimlerden Sorumlu Danışmanı Abdulhüseyin el-Hindavi ise bu iddiayı mutlak bir şekilde yalanlayarak; “Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu, tüm sandıklarda manuel sayımı tamamladı ve manuel sayımın sonuçları elektronik sayımla aynı çıktı” karşılığını verdi.
Yalan, haksızlık, seçimlerde hile, Irak İslam Partisi'nin öne sürdüğü gibi siyasi İslam’ı dışlama, "ulusal (İslami) kimliğin siyasi temsilcilerine darbe indirme”, Sadr Hareketi’nin seçimlerden birinci çıktığı göz önüne alındığında mantıksız ve aklın kabul edemeyeceği argümanlar. Irak’ta 71 sandalye kazanarak en büyük parti haline gelen Sadr Hareketi, ülkede geniş bir Şii uzantısı olan İslami bir parti. Hal böyleyken İslami kimliği ortadan kaldırmak için seçimlere hile karıştıranlar nasıl Irak’taki en büyük ve popüler İslami partiyi birinci yapar?
Dünyayı özel sunucuları kontrol ederek düzenlenmiş harici bir siber saldırının varlığına ikna etmeye çalışmak, bilimsel ve politik olarak olgun olmayan bir çaba. Dahası bunu iddia ednler ve söyleyenlerin komplo teorisi takıntısından muzdarip olduğunu düşündürüyor.
Zayıf deneyim, siyasi iflas ve iktidar takıntısı, dünyanın herhangi bir yerindeki siyasi İslam fraksiyonlarının seçim sonuçlarını reddetmesinin ardındaki ortak faktörlerdir. Yani bu, Irak ile sınırlı değil. Irak’tan önce Libya'da siyasi İslam, seçim sonuçlarını reddetmiş, sırf seçimleri kaybettiği için uçaklarıyla birlikte sivil havaalanlarını yok eden, petrol sahalarını ateşe veren bir savaşın fitilini ateşlemişti. Lübnanlı Hizbullah ile Yemen'deki Husiler de aynısını yaptı. Husiler darbe yaparak Yemen'de bugüne kadar yanmaya devam eden bir savaş başlattı. Siyasi İslam sloganının taşıyıcıları, ülkeler ve zamanlar farklı olsa da aynılar ve tek bir özellikte birleşiyorlar; demokrasiyi amacı meşrulaştıran bir araç olarak kullanmak. Amaç ise iktidarı ele geçirmek ve orada kalmak. Onlar için demokrasi ve seçim sandığı sadece bir kez yanan kibrit gibidir. Seçim sandığını kaybederlerse, kurşun ve mühimmat sandıklarına başvururlar.