İstemi Yılmaz
TT

Türkiye’ye Yunan kıskacı

Türkiye diplomaside büyükelçilerin Viyana Sözleşmesi sınırlarını zorlayan açıklamaları ve Suriye’de askeri operasyon gündemiyle meşgulken, asıl tehdit uzun süredir görmezden geldiği bir noktadan geldi. Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleri bahanesiyle silahlanmaya milyarlarca avro harcayan Atina yönetimi hem askeri hem de diplomatik adımlarla Ankara’yı dört bir yandan sıkıştırıyor. Üstelik kullanılan enstrümanlar, Türkiye’nin dışarıda olduğu kadar içeride de sorunlar yaşayacağının habercisi.
İki ülke son senelerde Doğu Akdeniz’deki doğal gaz ve petrol arama faaliyetleri nedeniyle sık sık karşı karşıya geldi. Özellikle Kıbrıs çevresinde kümelenen enerji kaynakları, bölünmüş adada hangi tarafın sondaj meşruiyetine sahip olduğuna yönelik yeni bir tartışma başlattı. Gerilim kısa sürede savaş gemilerinin demir aldığı bir tabloya evrilince taraflar müttefik arayışına girdi. Neticede Türkiye, Libya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle, Yunanistan ise Mısır, İsrail ve Güney Kıbrıs’la askeri-ticari ittifaklar kurdu.
Rekabetin iki NATO üyesi ülkenin birbirine namlu doğrultacak kadar yükselmesinden rahatsız olan ABD ve AB’nin ısrarlarıyla taraflar masaya oturdu. Fakat aylardır devam eden pazarlıklardan istenen verim alınmamış gibi görünüyor. Bunun için Atina’nın attığı adımları dikkatlice gözlemlemek yeterli.
Askeri alanda Yunanistan iş birliği kapsamını genişletmekten geri durmuyor. Geçtiğimiz hafta Yunan jetleri ve Mısır savaş uçakları, Nisan ayında imzalanan “Askeri Ortaklık Programı” çerçevesinde, Doğu Akdeniz’de Girit’in güneybatısında “GRC EGY EX07” adlı ortak bir tatbikat gerçekleştirdi. Jetler adayı üs olarak kullanırken Yunan Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floros, Fransız mevkidaşı Thierry Burkhard tarafından ağırlanıyordu. Zirveden “Fransız ordusuna Yunan limanlarını kullanma izni” çıkarken, Floros hazır gelmişken Atina’nın 3 milyar avroya teslim alacağı Rafale tipi uçakları da deneme fırsatı buldu. Bununla birlikte Floros, Fransa’dan 3 adet FDI Belharra tipi fırkateyn de sipariş etti.
Pek tabii Fransız askeri unsurlarının “hangi hedefe karşı” Yunanistan’daki limanlara demirleyeceğini tahmin etmek güç değil. Bugün geldiğimiz noktada Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis askeri-diplomatik ittifakların amacını şöyle açıklıyor: “İttifaklarımızı kurduk, çizgilerimizi net çizdik. Biz güvendeyiz. Jeopolitik bir tehdit olduğunu düşünmüyorum.”
Aslında Ankara, Atina’nın askeri ittifaklarına ve agresif stratejisine alışkın. Ancak Yunanistan’ın tutumu ittifaklarla sınırlı değil. ABD Başkanı Joe Biden’ın Fener Rum Patriği Bartholomeos’u “Ekümenik Patriği” sıfatıyla kabul etmesinden ve Türkiye’ye “Ruhban Okulu’nu açma” tavsiyesi vermesinden bir gün sonra Amerikan Kongresi’nin 11 üyesi Türkiye aleyhine bir mektup kaleme aldı. Metinde, Türkiye’nin ABD ve müttefikleri için “tehlike arz ettiği”, bu nedenle de teslim alınamayan F-35’ler yerine F-16’ların Ankara’ya satışının gerekirse Kongre’de engelleneceği ifade edildi. Uyarı mektubunu Yunanistan’a bağlayansa metni hazırlayan Kongre üyelerinin kimliği. Söz konusu siyasetçilerden üçü Yunan kökenli Nicole Malliotakis, Gus M. Bilirakis ve Chris Pappas. İsmi geçenlerin Washington’daki Yunan lobisinin bir parçası olduğunu söylemek hata olmaz. Bu tip lobicilik faaliyetleri o kadar mühim ki Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias Kathimerini gazetesine verdiği mülakatta, tam da buradan aldığı kuvvetle, “ABD için Türkiye’nin fikrinin bir önemi yok” cümlesini kuruyor.
Sonuç olarak, Avrupa Birliği üzerinden Türkiye’ye baskı yapma stratejisi Almanya’nın desteğiyle sekteye uğrayan Yunanistan bu sefer Beyaz Saray’dan medet umuyor. Atina hükümeti Ankara’yı içeride ve dışarıda zora sokacak hamleleri yaparak geri çekilmiş durumda. Bundan sonra sahne ABD’nin. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden’ın hafta sonun görüşüp görüşmeyeceği hala bir muamma. Yunanistan’ın baskılarının nasıl sonuç vereceğini zaman gösterecek.