Etiyopya’da bir olgu var: Etiyopya’nın barışı kısa ancak savaşları uzundur. Norveç Nobel Komitesi 2019'da Başbakan Abiy Ahmed'e Nobel Barış Ödülü'nü verdiğinde, bütün dünya Ahmed'in ülkedeki sükûnet süresini uzatacağı konusunda oldukça iyimserdi. Ancak birkaç ay geçer geçmez dünya şunu sormaya başladı: Barışa yine ne olacak? Nitekim eski istihbarat görevlisi olan Ahmed, Tigray kabilelerine ve bölgelerine karşı askeri bir operasyon başlatmıştı. Daha sonra askeri operasyon genişledi ve -Etiyopya'da adet olduğu gibi- bunu 400 ila 900 bin insanı kapsayan bir açlık ve korkunç bir kıtlık takip etti. Tigraylıların ellerindeki gıdalar onlara ulaşan yardımlardan ibaret ve bu yardımlar yalnızca hükümet aracılığıyla yapılıyor.
Yavaş yavaş, Abiy Ahmed'in vaatleri ve Eritre Cumhurbaşkanı İsaias Afewerki ile bir anlaşma imzalayan ‘barış getiren adam’ imajı eridi. Bununla birlikte Ahmed Tigray'daki savaşına Eritrelileri de dahil etti. Diğer gruplar arasında uzlaşma sağlamak için gerçek bir çaba göstermedi.
Açlığın ve kıtlığın yanı sıra Tigraylılar acımasız bir baskı ve gasp girişimleri ile karşı karşıya kaldılar. Eskiden yılda yüzde 10 oranında büyüyen ekonomi kötüleşti. Ahmed'in partisi bu yılki seçimleri muhaliflerin oy kullanması engellendiği için kazandı. Muhalif birçok lider hapse atıldı.
Ahmed beş yıl daha başbakanlık koltuğunu kazandıktan sonra vakit kaybetmeden ordudaki askerlerin sayısını artırdı ve Tigraylılara karşı geniş çaplı bir operasyon başlattı. Tigraylılar da bu operasyona güç kullanarak karşılık verdi. Birçok kişi Ahmed'i böyle bir politikaya teşvik edenin ve kendisini ülkeyi eski ihtişamına kavuşturabilecek ve kurtarabilecek biri olarak görmesini sağlayan şeyin Nobel Ödülü olduğunu düşünüyor. Hırsı öyle bir raddeye ulaştı ki 2050 yılında dünyaya iki gücün hükmedeceğini ve bunlardan birinin Etiyopya olacağını söyledi. Ahmed’in bu düşüncesi dünya halkları arasında ‘Etiyopya halkının özel’ olduğu konusundaki mutlak inancına dayanıyor. Abiy, Ortodoks Hristiyan inancına sahip annesinin çocukken kendisine, Kral Süleyman hanedanına mensup Etiyopya imparatorları arasında yedinci kral olacağını söylediğini ifade etti.
Çoğu Etiyopyalının mensup olduğu gibi Abiy Ahmed de Evanjelik Kilisesi’ne mensup. Bu kilisenin takipçileri kişinin imanı ile zenginlik kazanabileceğine inanıyor. Görünen o ki Ahmed, Tigray ile savaşına dini bir bakış açısıyla bakıyor. Özel danışmanı Papaz Daniel Kibrit, Tigraylıların yok edilmesi gereken şeytanlar olduğunu söyledi. Oslo Üniversitesi'nde profesör olan Cockatiel Trongol, Abiy’i yönlendiren şeyin inançları olduğunu söylüyor. Ülkede başbakan ile bir papaz arasında geçen telefon görüşmesi gündeme geldi. Söz konusu telefon görüşmesinde papaz başbakana Tanrı’nın kendisine asla müzakere etmemesi, bilakis onları (Tigraylılar) ezene kadar var gücüyle savaşması gerektiğini bildirdi. Ayrıca papaz başbakana Musa peygambere benzediğini ve kimsenin karşısında duramayacağını söyledi. Abiy de “Amen” diye cevap verdi.
TT
Barış getiren kişinin savaşları
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة