Reuters haber ajansının aktardığına göre ABD'nin Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Rusya askerlerinin Ukrayna sınırında toplanmasına karşılık “Sizin de takdir edebileceğiniz gibi, tüm seçenekler masada ve çok çeşitli seçenekleri içeren bir araç takımı var” dedi.
Bu açıklamalar inandırıcı geliyor mu? Fal baktırmaya gerek yok. Cevap ortada. ABD’nin Moskova ile yeni müzakereler yapılmasına ihtiyaç duyması halinde ve herhangi bir dar çıkarı için daha sonra kaldırabileceği yaptırımlar dayatmaktan başka seçeneği yok.
Sadece şu anda değil, Obama ve Trump döneminden beri Washington’daki karar alıcıların gözden kaçırdığı şey şu ki, ülkeler şirketler gibidir, yükümlülüklerini terk ettiklerinde güvenilirlikleri yıkılır. Örneğin Almanya daha önce ABD’nin her dört yılda bir değişen dış politikasıyla baş etmenin imkansız olduğunu söylemişti.
Dolayısıyla Rusya, ABD ile ilişkilerinde bu tutarsızlığın farkında. Moskova Washington'u iyi okuyor ve ABD yönetiminin sahada dikkate değer ciddi bir adım atamayacağını adı gibi biliyor.
Şu anki Washington yönetimi bölgenin kartlarını karıştırdı ve müttefiklerinin, ortaklarının veya dostlarının dikkatini dağıttı. Zira ABD’nin İsrail de dahil olmak üzere bölge ülkeleriyle ilişkilerinin yapısını anlatacak net bir ifade ya da gerçek bir tutum yok.
Örneğin bu yönetim İran ile müzakerede bulunmak istiyor ancak Tahran’ın bölgedeki kanatlarını kırmak için savaş, askeri müdahale veya terör örgütlerini hedef alma tehdidi gibi ciddi siyasi araçların hiçbirine bağlı değil. Nitekim Washington'un İran'a karşı olumsuz tavrı Tahran'ı şaşırtabilir ve şüphelendirebilir.
Bu yönetim Lübnan hükümetinin dayanmasını ve terörist Hizbullah örgütünü Lübnan’ın bir unsuru olarak gören Fransız planına uymasını istiyor, ancak bir taraftan da Hizbullah’ı suçlu ilan edenleri ve onu terör örgütleri listesine alanları memnuniyetle karşılıyor!
Bu yönetim, Suudi Arabistan'ın güvenliğine olan bağlılığından bahsediyor, ancak Husileri yeniden terör örgütleri listesine almakta tereddüt ediyor ve sadece Suudi Arabistan'ı savunma konusunda değil, aynı zamanda İran'a bölgedeki terörist gruplarının bu kadar başıboş bırakılamayacağı konusunda da gerçek bir mesaj gönderen tavırlar almak konusunda tereddütlü.
Mesele kendini koruyabilecek gücü olan Suudi Arabistan değil, ki koalisyon güçlerinin şu anda Sana’da Husilerin mevzilerine karşı hassas operasyonlar gerçekleştirmesinden bunu anlayabilirsiniz. Asıl mesele bölgenin güvenliğini ve istikrarını korumak. Gelin size basit ancak ciddi bir örnek vereyim.
Irak’taki İran’a bağlı terör örgütlerinin Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi’ye yaptığı ancak başarısız olduğu suikast girişimine bakın. Kanıtlar ortada. Ancak gelin görün ki ABD tarafından gerçek bir tavır gösterilmedi!
Bu suikast girişimi başarılı olsaydı, şehit Refik Hariri'nin öldürülmesinden sonra olduğu gibi etkileri bir 20 yıl kadar sürecekti. Dolayısıyla Washington'un hiçbir seçeneği yok. Bu bir güç zayıflığı değil, daha ziyade siyasi bir basitliktir.
Başkan Biden Putin’e katil deyip -ki bu ABD’nin tıpkı Trump dönemindeki gibi sözlü ifadelerin aşırıya kaçtığı eşi görülmemiş bir siyasi aşamasıdır- sonra da ben kendisiyle anlaşmalar yapmak istiyorum diyemez! Eski ABD Başkanı Roosevelt'in meşhur bir sözü vardı: “Yumuşak konuş ama yanında daima kalınca bir sopa taşı!”
Peki Washington bugün nerede?
Son Haberler
TT
Aslında ortada seçenekler diye bir şey yok!
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة