Abdurrahman Raşid
Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni
TT

Büyük değişim sahnesi: Bulvar

Yaşam kalitesi ifadesi ilk ortaya çıktığında yeni Suudi Arabistan'da bazılarına bu bir halkla ilişkiler kampanyası gibi geldi. Hiç yaşamın olmadığı bir yerde kaliteden söz edilebilir mi? Bu günlerde ve üç yıl önce başlatıldığı tarihten bu yana Riyad Sezonu’na yapılan bir ziyaret yaşamı, insanları ve oldukça gelişen cezbedici ortamı yansıtarak mutluluk ve iyimserliğe davet ediyor.
Riyad Sezonu’nda gözlemlediğim kadarıyla Riyad'ın 14 bölgesinden biri olan Riyad Şehir Bulvarı şenlikleri gibi sosyal ve ekonomik değişiklikler ve yenilikçi ve yaratıcı fikirler mevcut.
Yakın bir geçmişte itici olan buradaki yaşam şimdi çekici mi oldu? Bugün birkaç hafta içinde milyonlarca ziyaretçinin katılım göstermesi, olumlu değişikliklerin başarılı olduğuna yönelik toplu bir onaylamadır. Ekonomi çemberi, yakın geçmişte mümkün değilken yüz binlerce kişiye istihdam sağlanmasıyla genişledi. Suudiler daha iyi bir hayat arayışıyla tatillerde en çok dışarıya giden halklardan biriydi, ancak şimdi Suudilerin de yerel seçenekleri var.
Riyad Sezonu'nu, değişikliklerin başarısının sergilendiği küçük bir tiyatro sahnesi olarak görüyoruz. Aktifleştirilmemiş büyük ekonomik güçlerle 30 milyondan fazla insanın yaşadığı bir ülkede vatandaşlar ve sakinler için yaşam kalitesinin ne demek olduğunu şimdi anlıyoruz. Suudi Arabistan Krallığı, bölge ülkeleri gibi, petrolün keşfinde veya petrol bölgelerine göç edilmesi hususunda ekonomik ve siyasi denklemi sadeleştirirdi.
Bugün herkes sistemlerden ve kanunlardan tutun sonuç ve performans ölçmeye kadar devletin bütün araçlarını değiştirmeye ve geliştirmeye iten bir yol haritası ile başarılı ve sürdürülebilir bir devlet inşa etmek üzere büyük fikirleri ve sınırsız arzularıyla kalkınma projesini yönetenin ve meşaleyi taşıyanın Veliaht Prens Muhammed bin Selman olduğunu biliyor. Pek çok ülke dünyada kendisine güneş altında bir yer bulma umuduyla gelişmeye çalıştı. Çoğu beş yıllık planlarla ya da büyük bir havaalanı veya otoyollar gibi doğrudan ihtiyaçlarına hizmet eden hedeflere sahip maddi projelerle çalıştı. Ancak Suudi Arabistan’ın kalkınma projesi farklıydı. Zira bugün olduğu gibi dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri olmakla yetinmeyip en büyük 10 ekonomisinin arasında girmeyi hedefliyor. Ayrıca sadece petrol kaynağına bağımlı olarak yaşamak istemiyor.
Beş yıl önce projenin başlangıcında bu hedeflerin ortaya atılması siyasi bir reklam gibiydi. Beş yıl içerisinde olanların zaman çizelgesini inceleyen ve geçtiğimiz nisan ayında vizyonu hakkında objektif ve ikna edici bir argüman sunan Veliaht Prens’in konuşmasını dinleyen biri kendisini kuruluş aşamasındaki güçlü bir ekonomiye sahip bir ülkenin karşısında bulacaktır. Hiç şüphesiz her devletin içerisinde kullanılmamış gizli kaynaklar vardır ve bunların kullanılması da liderlerinin düşünce, hırs, uygulama ve herkesi birlikte çalışmaya teşvik edebilme gücüne bağlıdır. En nihayetinde bir hırslar vardır, bir de daha az hırslar.
İdari, bürokratik ve toplumsal bir savaş verilmezse ortada ganimet olmaz. Değişen yasalar ve mevzuatlar, toplumsal davranışta bir değişikliğe yol açtı. Toplumsal değişim ekonomik kalkınmaya yardımcı oldu. Bu da, petrol fiyatlarının ciddi bir şekilde düştüğü sırada bile, çalışmalar vaatlere göre devam ettiği için devletin nüfuzunu güçlendirdi. Farklı gruplarda her düzeyde olumlu değişimler yaşandığını fark ediyoruz. Örneğin kadınların hayattaki fırsatları eski Suudi Arabistan’daki durumlarına kıyasla 180 derece değişti. Kendilerine araba kullanma hakkı verildi, bütün eğitim alanlarının kapıları açıldı ve farklı çalışma sahalarında iş fırsatları yakaladılar. Bunun da ekonomiye katkısı oldu. Bu yüzden Riyad Sezonu, düşüncelerin, değişimin ve sonuçların sergilendiği büyük bir tiyatro sahnesiydi.