Prof. Dr. Ahmet Abay
Akademisyen
TT

Biraz motivasyon fena olmaz?

İnsanlar bazen karşılaştıkları sıkıntılar ve zorluklar sebebiyle karamsarlığa hatta ümitsizliğe düşebilirler. Böyle zamanlarda motive edilmeye ihtiyaçları vardır. Zira çoğu kişi sadece kendi çabasıyla bu durumdan kurtulamamakta, iyi bir motive ediciye gereksinim duymaktadır.
İman edenler için en iyi motive edici vahiydir. Vahyin motive edici özelliğinin izlerini başta Allah Resulünün hayatında görebilmek mümkündür. Hz. Muhammed risâlet görevini üstlenmesinden sonra hayatının her aşamasında yüz yüze kaldığı zorluklara karşı motive edilmiş ve ona yol gösterilmiştir. Yeni bir görevi üstlenen,  ne yapacağını bilemeyen Allah Resulüne geceleyin kalkıp hazırlık yapması gerektiği, zira gündüz bir sürü meşgalesinin olacağı, çıktığı bu yolda Allah’ın ona vekil ve dayanak olduğu, söylenilenlere karşı sabretmesi gerektiği, bilmediği şeylerin kendisine öğretileceği, kendisine öğretilenleri unutmayacağı, kendisine yapılan baskılara ve tehditlere boyun eğip itaat etmemesi gerektiği gibi birçok konuda destek verilmiş ve motive edilmiştir.
Mü’min bireyin hayatını her alanda inşa eden vahiy moral ve motivasyon konusunda da onu yalnız bırakmamış, yeri geldiğinde onu teselli etmiş, yeri geldiğinde yeni bir başlangıç yapması gerektiği hususunda yönlendirmiştir. Gerek Allah Resulünü gerekse mü’minleri teselli etmek, onlara moral vermek ve motive etmek amacıyla indirilen vahiylerden bir kısmını hatırlayalım;
Vahyin ilk indirilmeye başlandığı dönemlerde kendisini yalnız hisseden, vahyin gönderilişine bir süre ara verildiği dönemde onu üzecek söylemlere maruz kalan Allah Resulüne; “Rabb’in seni terk etmedi, darılmadı da! Asla ümitsizliğe, yılgınlığa kapılma; çünkü senin için her sonraki aşama, dâimâ bir öncekinden daha iyi olacaktır. O seni bir yetim olarak bulup sığınak olmadı mı? Seni kitaptan, imandan haberi olmayan (42. Şura: 52) yol bilmez bir kişi olarak bulup da, Kur’an’la tanıştırıp doğru yola iletmedi mi? Seni muhtaç bulup ihtiyacını gidermedi mi?[1]  Biz senin için göğsünü açmadık mı? Senin sırtını çatırdatan yükünü atmadık mı?”[2] denilerek hiçbir dönemde yalnız bırakılmadığı hatırlatılmıştır.
Allah Teâlâ’nın kendisini nasıl motive ettiğini öğrenen ve tecrübe eden Allah Resulü, hicret esnasında düşmanın Sevr Mağarası’na yaklaşması üzerine kendisine yol arkadaşlığı yapan Hz. Ebu Bekir telaşlanınca, Allah Resulü ona; “Üzülme! Allah bizimle beraberdir!”[3] diyerek onun moral-motivasyonunu yükseltmiştir. 
Uhud savaşında aldıkları yara sonucu morali bozulan mü’minlere; “Eğer siz bir yara aldıysanız, o topluluk da ona benzer bir yara aldı. Allah'ın iman edenleri ortaya çıkarması, içinizden şehitler edinmesi ve iman edenleri arındırıp, kafirleri mahvetmesi için bu günleri insanlar arasında döndürür dururuz. Allah zalimleri sevmez.”[4] denilerek teselli ve motive edilmişlerdir.
Hayatta insanın karşına çıkılabilecek bütün zorluklarla baş edebilmenin reçetesi şu şekilde verilir: “Zorluklar karşısında yılgınlığa düşmeyin, bu uğurda başınıza gelebilecek acı olaylardan ötürü üzüntüye de kapılmayın. Zira eğer gerçekten inanıyorsanız, eninde sonunda üstün gelecek olan, sizlersiniz.”[5]
İnsanın başına gelen bazı bela ve musibetler, yaşanılan daha büyük musibetlerin nedenlerini düşünmek ve o musibetten ders almak içindir. “Kaybettiğinize ve başınıza gelene üzülmeyesiniz diye Allah size keder üstüne keder verdi…”[6]
Rabbimiz Allah’tır deyip istikamet üzere olanlara gittiklerin yolun doğruluğu ve güzelliği konusunda onları motive etmek için meleklerin inip şu müjdeyi verecekleri haber verilir: “Korkmayın, üzülmeyin; size Allah tarafından söz verilen cennet müjdesiyle sevinin!”[7]
Yalnızlıktan ve kimsesiz kalmaktan mı korkuyorsunuz? Korkmayın, yalnız değilsiniz; “Her nerede olursanız olun, O sizinle beraberdir.”[8]
Rutin sizi sıkıyor, bunaltıyor mu? O zaman yeni başlangıç, yeni meşgalelere kapı aralayın; “Öyleyse, bir işi bitirdiğin zaman derhal başka bir işe giriş!”[9]
Birileri sizi sahip oldukları imkân ve güçlerle tehdit edip korkutuyorlar mı? Aldırmayın, sadece: “Allah kuluna yetmez mi ki, onlar seni O’ndan başkalarıyla korkutuyorlar?...”[10] ve “…Onlara karşı Allah sana yeter. O, işitendir, bilendir.”[11] hakikatlerini unutmayın.
Mal-mülk telaşı, ekonomik kaygılar sizi sarmaya mı başladı? Şunları hatırlayın;
“Nice canlılar var ki, rızıklarını kendileri elde edemezler. Allah, onları da rızıklandırır, sizi de. Zira her şeyi işiten ve bilen sadece O’dur.”[12]
“Sizin yanınızdaki (dünya malı) tükenir; Allah katındakiler ise kalıcıdır…”[13]
Mü’minlere verilen en büyük moral ve motivasyon desteği kanaatimce şudur; “…Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona sıkıntıdan çıkış kapıları açar. Onu hiç ummadığı yerlerden rızıklandırır. Allah'a dayanıp güvenene Allah kâfidir. Allah buyruğunu elbette yerine getirir. Gerçekten Allah her şey için bir ölçü, her iş için bir vâde belirlemiştir.”[14]
Bütün bunlar sanırım zorluklar, meşakkatler, sıkıntılar surlarında bir gedik açmak için yeterlidir. Zira ye’s, atalet, oturma, yatma ve sızlanma zamanı değildir. Merhum Necip Fazıl’ın; “Zaman bendedir, Mekân bana emanet / Kim var diye soranlar, Ben burdayım ilelebet!” dediği gibi biz de yılmadan, usanmadan ve moral bozmadan davayı omuzlamak için yeniden bismillah demeli ve ilelebet “kahpe rüzgârların nereden estiğine” takılmadan yolumuza devam etmeliyiz…

[1] Duha 93/3-8
[2] İnşirah 94/1-3
[3] Tevbe 9/40
[4] Al-i İmran 3/140-141
[5] Al-i İmran 3/139
[6] Al-i İmran 3/153
[7] Fussilet 41/30.
[8] Hadid 57/4
[9] İnşirah 94/7
[10] Zümer 39/36
[11] Bakara 2/136
[12] Ankebut 29/60
[13] Nahl 16/96
[14] Talak 65/2-3