Hamad Macid
TT

Arap dünyasından 2021 mahsulleri

Irak, Sudan, Yemen, Libya, Tunus ve Cezayir'deki hükümetlerin ve siyasi hareketlerin, 2021’in en önemli mahsulleri olduğunu düşünüyorum. Bu yılın olayları, ‘Arap Baharı’ olarak isimlendirilen devrimlerinin, siyasi Richter ölçeğinde 9’un üzerinde bir depremden başka bir şey olmadığını doğruladı. Bu ülkelerdeki siyasi olaylar ve değişiklikler, deneyimleri arasındaki farklılıkları kabulle, söz konusu büyük siyasi depremin yansımalarıdır.
Tunus 2021'de, Arap Baharı ağacının düşen son yaprağı oldu. Arap bölgesinde köpüren ve dalgalanan fırtınalı olaylara direniyor. Halk, Arap devrimlerinin kıvılcımının çıktığı Tunus'un, kitleler ve onların demokrasi ve özgürlük özlemleri için bir fener olacağını sandı. Ancak Tunus, devrimini takip eden 10 kıtlık yılında Araplar ile demokrasinin halkları ilerletmesi arasında uzun dönemler ve uzun yıllar olduğunu da kanıtladı. Arap devrimlerinde bazı halkların umutsuzluğu, Arapların bedenlerinde tıpkı insan vücudunun içine yerleştirilmiş herhangi bir yabancı cisme direnmesi gibi demokrasiye direnen bir şey olduğu hissine bile ulaştı!
Arap demokrasilerinin çoğu -elbette ‘göreceli’- ülkelerini gelişimsel, politik ya da eğitimsel olarak ilerletmedi. İşte Sudan, bugünlerde askeri bileşenin dayattığı katı önlemleri destekleyenler ile onları reddedenler arasında ciddi bir bölünmeye tanık oluyor. Çıktıları benzer, girdileri farklı olan Tunus için de aynı şey söylenebilir. Tunus'ta yetkileri elinde toplayan, seçilmiş cumhurbaşkanıdır.
Sudan'daki askeri oluşumun önlemleri ve Tunus'ta bazıları arasında tartışmalara yol açan Cumhurbaşkanı Said'in kararlarını destekleyen herkesin özgürlüklerden nefret ettiği ya da maddi veya otoriter çıkarları olduğu doğru değil. Aksine, merkezdeki demir yumruğu destekleme konumları, demokrasiden ve demokrasinin onları açlıktan korumayan ve korkudan korumayan çarpıtılmış versiyonunun, aşırı bıkkınlıklarının bir ifadesidir. Parlamento seçimlerinin yapıldığı Arap ülkelerinin çoğunda var olan demokrasi, karşılıklı etkileşimlere, çarpışmalara, çatışmalara, gürültüye ve tantanaya uğuldama olmaksızın tanık oluyor. Parlamento seçimlerinin yapıldığı Arap ülkelerinin çoğunda yaşanan demokraside kargaşalar, çarpışmalar, çatışmalar, gürültüler ve tantanalar eksik olmazken bazı Arap ülkeleri, seçimlerin baş ağrısından ve anketlerin gürültüsünden uzk ‘rahat’ bir şekilde, daha iyi bir güvenlik ve kalkınma sürecine tanık oluyor.
Bu Arap demokrasileri görünüşlerini ve kabuklarını Batılı demokrasilerden, başbakanların ve bakanların sorgulanması veya devrilmelerinden elde ettiler. Bununla birlikte Arap ‘parlamenter’ ülkeler, demokrasiyi, istikrar ve yolsuzluktan arınmış bir refah vahası için bir köprü haline getiremediler.