Cuma Bukleyb
TT

Libya’da fırtına öncesi sessizlik

Son zamanlarda Libya sahnesini fırtına öncesi sessizlikten pek farkı olmayan garip bir sessizlik kapladı. Bu sessizlik pek tekin görünmüyor ve hem içeride hem de dışarıda her seviyede bir tür endişe kaynağı olarak görülüyor. Yeni yılın ilk ayının ilk haftası geçmek üzere. Ancak, Yüksek Seçim Komisyonu cumhurbaşkanlığı adaylarının resmi listesini henüz yayınlamadı. Seçimlerin 24 Ocak'ta yapılması planlanmıştı, fakat şimdiye kadarki tüm göstergeler bunun imkansızlığını gösteriyor. Çünkü 24 Aralık’ta mevcut olan yasal ve siyasi engeller hala devam ediyor.
Başkent Trablus, son dönemde silahlı gruplar arasındaki gerginliğe sahne oldu. Ayrıca basında, eski İçişleri Bakanı Fethi Başağa’ya bağlı birliklerinin Mısrata kentinden geldiği yönünde bazı haberler yer aldı. Kulislerin ardında neler yaşandığından haberdar olanlar, bu savaşçı birliklerin durumun kontrolden çıkmasını önlemek için tedbir amaçlı geldiğini söylüyorlar. Çünkü silahlı bazı gruplar, Abdülhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti'nin diğer herhangi bir hükümetle değişmesini engellemek için Trablus'ta hareketlendiler. Dibeybe, yaptığı çeşitli açıklamalarda, sonuçları üzerinde uzlaşılan adil ve meşru seçimlerle gelen bir hükümet dışında hükümeti devretmek istemediğini doğruladı.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams, tüm tarafları hükümetin devamlılığına değil, seçimlerin gidişatına odaklanmaya çağırdı. Bu durum, zımnen Ulusal Birlik Hükümeti'nin seçimler tamamlanana dek görevlerini sürdürmesi arzusunu gösteriyor. Medyada yer alan haberlere göre Libya dosyası, ABD Başkanı Joe Biden ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında geçenlerde gerçekleşen diyaloğun gündemindeydi. Öte yandan Libya meselesiyle ilgili Avrupa, Arap ve bölge ülkelerinin başkentlerinden herhangi bir açıklama yapılmadı. Bu sessizlik, sürecin önceden belirlenmiş ve üzerinde anlaşmaya varılmış bir plana göre ilerlediğinin kanıtı değildir. Bekleme oyunu (waiting game) tabiri caizse bütün Libyalı ve yabancı tarafları cezbetmektedir. Ancak temkinli ve gergin bir bekleyiş var. Şu ana kadar rüzgârın yönünde değişiklik olduğuna dair bir işaret yok.
Kulislerde ve kapalı kapılar ardında toplantılar yapılıyor, entrikalar çevriliyor ve saflar yeniden düzenleniyor. Bu arada başsavcı, tüm bunlar yaşanırken Kültür Bakanı hakkında mali yolsuzluk şüphesiyle tutuklu yargılanmasına karar veriyor ve yaklaşık bir hafta sonra serbest bırakılıyor. Bu durum Dibeybe’yi öfkelendirdi ve bu olayın öncesinde hükümet, Millî Eğitim Bakanlığı’nın ders kitaplarını temin edememesi gibi bir krizle karşı karşıya kaldı. Oysa başbakan, kitapların basımı için tahsis edilen miktarın bakanlığın banka hesabına yatırıldığını açıklamıştı. Libya’nın çeşitli şehirlerinde farklı eğitim seviyelerindeki öğrenciler hala kitapsız. Daha da kötüsü, Sayın Dibeybe’nin iktidara geldikten sonraki birkaç ay içinde elektrik kesintisi sorununu çözme sözü buhar olup havaya karıştı. Son haftalarda başkentte ve diğer şehirlerde günde en az dört saatlik elektrik kesintileri yaşanmaya başladı.
Başbakan, sorunu çözmek yerine, gençlerin evlenmelerine destek olma programını sürdürmek için bir milyar Libya dinarı tahsis etme kararı çıkaracağını teyit eden bir açıklama yaptı. Birkaç yıl içinde aynı amaç için hükümetin iki milyar Libya dinarı ayırdığı biliniyor. Sanki gençlerin evlenmelerine yardım etmek, bir tılsım misali, her gün daha da ağırlaşan yaşam problemlerini çözmeye katkıda bulunacakmış gibi. Birçok siyasi yorumcu, başbakanın bu tasarrufunu kınadı ve bunu sorumsuzca bir davranış olarak değerlendirdi. Hatta bazıları, onu seçim kampanyasını kamu hazinesinden finanse etmekle suçladı.
Başkent Trablus'ta kontrolün kaybedileceğine ilişkin bir korku hâkim. Bu durum, silahlı gruplar arasında başka bir savaşa yol açabilir. Bu yerli yerinde ve gerçekçi bir korku. Nitekim Başkanlık Konseyi içinden ve dışından pek çok isim, silahlı güçlerin liderleriyle toplantılar yaparak ortamı sakinleştirmeye çalışıyor. Ancak bu çabalar geçici bir enjeksiyon mesabesindedir. Bu liderlerin çıkarlarının tehlikede olduğunu hissetmeleriyle beraber etkisi geçecektir.