Abdullah Raddadi
Suudi araştırmacı ve ekonomi uzmanı
TT

Madenciliğin geleceği

"Yetiştiremiyorsan, yeraltından çıkarmalısın." Bu, madencilik sektörünün yaşamın her alanında kullanılan temel malzemelerin tedarikçisi olarak bugün dünyamızda oynadığı rolü anlatan meşhur bir söz. Dünya madencilik sektörü olmadan yaşayamaz. Bu sektörün arabalar, tesisler ve konutlar için demir, temel ürünler ve başka şeyler sağlamadaki rolüne bakılabilir. Bu sektörün bazı endüstrilere katkısı hakkında basit bir fikir vermek adına ABD Maden Bilgi Enstitüsü bir rapor yayınladı. Söz konusu rapor ABD’de her yıl kenara atılan 130 milyon akıllı telefonun yaklaşık 2 bin 100 ton bakır, 46 ton gümüş ve 4 ton altın içerdiğini ortaya koydu. Bu oran bir ülkedeki tek bir sektörden gelen atılmış ürünlerde ise, dünyanın tamamındaki diğer sektörleri düşünebiliyor musunuz?
Madencilik, küresel ekonomik dinamolardan biridir. Zira madencilik endüstrisi yıllık 1 trilyon doların hareketinden sorumludur. Dünyadaki 70'den fazla ülkenin temel olarak dayandığı madencilik, düşük gelirli ülkelerdeki yabancı yatırımların yüzde 60 ila 90'ını oluşturmaktadır. Madencilik, küresel talebin artmasıyla geçtiğimiz 20 yılda bir devrime tanık oldu. Çin'in büyümesi, madenlere yönelik talebin artmasında önemli bir rol oynadı. Madencilik, vergi ve ihracattan elde edilen doğrudan gelirlerin artmasına yardımcı oluyor. Ayrıca özellikle kırsal ve uçta kalan bölgelerde iş fırsatlarının oluşmasına ve altyapının geliştirilmesine katkıda bulunuyor. Buna ilaveten yabancı yatırım şirketleri aracılığıyla zengin doğal kaynaklara sahip ülkelere teknoloji götürülmesine etkin bir şekilde de katkıda bulunmuştur.
Geçtiğimiz hafta Suudi Arabistan Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanlığı, Krallığın stratejik öneme sahip bu sektördeki rolünü ve vizyonunu vurgulamayı amaçlayan Uluslararası Madencilik Konferansı’nı başlattı. Suudi Arabistan, şu ana kadar kullanılmayan maden kaynakları bakımından zengin ülkelerden biri sayılıyor. Zira Krallığın maden rezervleri 1,3 trilyon dolar olarak tahmin edilirken, bu sektörün ekonomiye katkısı yıllık en az 17 milyar dolar değerinde. Bu, Krallığın hedeflediği ekonomik çeşitliliği elde etmek için yatırım yapılabilecek gelecek vaat eden sektörlerden biri olarak gözlerini bu sektöre çevirmesini sağladı. Suudi Arabistan Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanı'na göre, Krallık bu sektörün ekonomiye katkısını 2030 yılına kadar yıllık 64 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Bu da şu anki katkısının neredeyse dört katı demek.
Bu hedef uluslararası düzeyde yaşananlara göre çok da abartılı değil. Örneğin Arjantin'de madencilik sektörüne yapılan yatırımlar 1995 yılında yaklaşık 56 milyon dolar iken, 2008 yılına gelindiğinde bu rakam 2,4 milyar dolara (40 kattan fazla) yükseldi. Arjantin'in maden ihracatı bu dönemde yüzde 275 oranında artış gösterdi. 1990'larda Tanzanya'da ise madencilik sektörüne yapılan yatırımlar yıllık 10 milyon doları geçmezken, 10 yıldan kısa bir süre içerisinde yapılan yatırımlar yıllık 50 milyon doları aştı. Madenciliğe büyük ölçüde bağımlı ülkelerden biri olan Moğolistan'da 2000 yılında 260 milyon dolar değerindeki madencilik ihracatı 2010 yılında 2,3 milyar dolara yükseldi ve bu sektörün milli hasılaya katkısı yüzde 7,8'den yüzde 25'e çıktı. Madencilik sadece gelişmekte olan veya düşük gelirli ülkeler için önem arz etmiyor. Aynı zamanda Avustralya ve Kanada gibi ülkelerde de önemli bir sektör olarak görülüyor. Zira Avustralya’da madencilik sektörü, milli hasılanın yaklaşık yüzde 15'ini oluşturmakta ve ülkedeki işgücünün yüzde 10'undan fazlasını istihdam etmektedir. Kanada'da ise sektör milli hasılanın yaklaşık yüzde 5'ini oluşturmaktadır.
Birçok araştırmaya göre madencilik insani gelişme üzerinde olumlu bir rol oynuyor. Yapılan araştırmalardan biri, zengin maden kaynaklarına sahip ülkelerin, diğer ülkelere kıyasla insani gelişme endeksinde daha iyi bir seviyede olduğunu ortaya koydu. Güney Amerika'nın en büyük maden ihracatçısı olan Şili, son 20 yılda en hızlı büyüyen ülke oldu ve insani gelişme endeksinde en iyi sıralamaya sahip oldu. Afrika'da madenlere en çok bağımlı ülkelerden biri olan Botsvana'nın sıralaması da aynı endekste gözle görülür biçimde arttı.
Dünyanın geleceğinin temel olarak madenciliğe yapılan yatırımlara bağlı olduğu söylenebilir. Çünkü mevcut endüstrilerin çoğu ve gelecekteki eğilimler maden endüstrisinin performansına dayanıyor. Enerji sektörü madencilik üzerine bahse giren en önemli sektörlerden biri olabilir. Nitekim enerji sektöründen gelen maden talebi önümüzdeki 20 yılda 6 katına çıkabilir. Çünkü tüm temiz enerji projeleri madenlere dayalıdır. Aynı şekilde önümüzdeki yıllarda nüfus artışı demir, çimento, bakır ve bu gibi temel yapı malzemelerine yönelik talebi artıracaktır. Bu yüzden bugün birçok ülke -çevre ile ilgili düşünceleri ne olursa olsun- bu sektördeki yatırımlarını artırmaya ve endüstriyel faaliyetlerini iyileştirmeye özen gösteriyor. Suudi Arabistan'ın 2030 Vizyonu’nu başlattığından beri yapmaya çalıştığı şey de bu.