Osman Mirgani
Şarku'l Avsat'ın eski editörü
TT

Başkanlığının birinci yılında Biden ve yeni alternatifler

ABD Başkanı Joe Biden'ın Beyaz Saray'a başkan olarak girmesinin birinci yılını kutlamak için hiçbir nedeni yok. Onu seçenlerin iyimserlik dalgası uzun sürmedi ve popülaritesi hızla düştü. Öyle ki, Amerikan tarihinin en az popüler başkanlarından biri oldu. Quinnipiac tarafından geçen hafta yapılan bir anket, Biden'a verilen desteğin yüzde 33 olduğunu gösterdi ki bu, henüz birinci yılında olan bir başkan için çok düşük bir yüzdedir. Biden'in Amerikan tarihindeki en fazla oyu kazanarak (yaklaşık 80 milyon) seçildiğini düşünürsek bu aynı zamanda şaşırtıcı bir ironidir.
Buradaki kötü haber yalnızca Biden’ı değil, Demokrat Parti'yi kapsıyor. Nitekim Biden göreve geldiğinden beri partiye yönelik destek dramatik bir şekilde düştü. Amerikan araştırma şirketi Gallup'un 1 Ekim ile 31 Aralık 2021 tarihleri arasında gerçekleştirdiği ankete katılanların yüzde 42'si Demokrat Partili olduğunu veya partiye eğilimli olduğunu söyledi. Bu, 2021 başından itibaren yüzde 7’lik bir düşüş olduğunu gösteriyor. Buna karşılık katılımcıların yüzde 47'si siyasi eğilimleriyle ilgili soruya Cumhuriyetçi olduğunu veya partiye eğilimli olduğunu söyledi. Burada ise 2021 yılının başlarına oranla yüzde 9'luk bir artış gözleniyor. Bu veriler, Cumhuriyetçi Parti lehine dramatik bir dönüşün olduğuna işaret ediyor. Cumhuriyetçi Parti, 1995'ten beri ilk kez beş puanlık farkla önde gidiyor.
Cumhuriyetçilerin Senato ve Temsilciler Meclisi'nin kontrolünü yeniden kazanma yolunda olduklarına dair beklentiler var. Zikredilen hususlar da önümüzdeki kasım ayında yapılacak ABD Kongresi ara seçimleri öncesinde Cumhuriyetçiler için iyi haber mesabesinde. Böyle bir durumun gerçekleşmesi, Biden'in kalan iki yıllık görev süresi boyunca zayıf bir başkan ve topal ördek olmasına yol açacak.
Biden'in bir yıllık görev süresi sonunda popülaritesindeki dramatik düşüşün birkaç sebebi var. Pandemi dolayısıyla getirilen kısıtlamaların kaldırılması çok yavaş bir şekilde gerçekleştirildi. Ayrıca virüs, son derece bulaşıcı “Omicron” varyantı nedeniyle tekrardan kontrolden çıkıyor. Bugün hastanelerde rekor sayıda Amerikalı var ki bu, salgının zirve yaptığı 2020 ve 2021'deki sayılardan daha fazladır. Diğer taraftan salgının devam etmesiyle birlikte ülke ekonomisi büyük zorluklarla karşı karşıya bulunuyor. Bugünkü enflasyon oranı son 40 yılın en yüksek seviyesini gösteriyor. Daha da kötüsü, tedarik zinciri sorunları endüstriyel büyümeyi kesintiye uğratıyor ve artan fiyatlar sıradan vatandaşların sıkıntılarını daha da artırıyor. Bu sorunlarla birlikte, virüsün varyantlarıyla mücadele için belirlenen 1,9 trilyon dolar tutarındaki ekonomik kurtarma planının etkisi azalıyor.
Dış düzeyde Biden yönetimi, Rusya'nın bölgesel olarak genişlemesi gibi gerçek bir problemle karşı karşıya bulunuyor. Ukrayna, Moskova ile askeri bir çatışmanın eşiğinde görünüyor. Böyle bir durum Biden'in tüm diplomatik yeteneklerini test etmesine yol açabilir. Avrupalı ​​müttefikler Washington'a baktığında Moskova'ya karşı bir yumuşaklık görüyorlar. Bu, ABD’nin geleneksel müttefikleri arasındaki konumunu daha da sarsıyor. Kuzey Kore ise uzun menzilli füzeleriyle Washington'u ve Pasifik'teki müttefiklerini kışkırtmaya devam ediyor. Çin ile ilişkiler, Trump döneminde olduğu kadar soğuk. ABD'nin Afganistan'dan ani çekilmesi sonrasında Avrupa ile ilişkilerde güven problemi yaşanıyor. Ayrıca Washington'un İran ile müzakereleri halen somut sonuçlardan yoksun.
Biden’in Beyaz Saray'daki ikinci yılı daha da zorlu geçebilir. Cumhuriyetçiler kasım ayındaki ara seçimlerde Senato ve Temsilciler Meclisi'nin kontrolünü ele geçirirler ve özellikle Trump'a sadık olanlar komitelerde önemli sandalyeler elde ederlerse, Afganistan'dan kaotik geri çekilme ve mali israf gibi sebeplerle bir dizi soruşturma ve girişimle başkanın başına üşüşecekler. Böyle bir senaryo ile karşılaşma endişeleriyle Beyaz Saray, yönetimi soruşturmalardan korumak için şimdiden adımlar attı. Örneğin Biden altyapı çalışmalarının uygulanmasının denetlenmesi için özel hukuk danışmanı New Orleans'ın eski Belediye Başkan Mitch Landrieu’yu görevlendirdi. Ayrıca ABD güçlerinin geçen yıl Afganistan'dan kaotik bir şekilde geri çekilmesinin etkilerini savuşturmak adına Beyaz Saray Hukuk Müşavirliği Ofisi'ni güçlendirdi.
Dolayısıyla Biden hem içeride hem dışarıda karmaşık ve zor sorunlarla karşı karşıya bulunuyor. Ancak bazıları tüm dünyanın çeşitli krizlerden geçtiği bu dönemde yönetiminin karşılaştığı tüm sorunlardan yalnızca ABD başkanının sorumlu olmadığını düşünüyor. Onlara göre kim başkan olsa aynı zorluklarla karşı karşıya kalırdı ki kendisi, eşi görülmemiş bir bölünme ve kutuplaşma yaşanırken ülkenin yönetimini devraldı.
Ancak Washington siyaseti merhamet etmez. Popülaritesinde keskin düşüşle birlikte, medyada bazı Demokratların 2024'teki başkanlık seçimleri için farklı bir isim düşünmeye başladıklarına dair haberler yazılmaya başladı. Çünkü Trump’ın mali sicili ve kongre baskını sebebiyle devam eden soruşturmalardan kurtulması durumunda Cumhuriyetçi kanattan aday olması kuvvetli bir ihtimaldir. Biden'in halefi olabilecek isimlerin başında Kamala Harris gelmektedir. Ancak o da popülaritesinin azalması ve imajının sarsılması gibi bir sorunla karşı karşıya bulunuyor. Bunun sebebi Amerikan tarihindeki ilk kadın başkan yardımcısı olarak damgasını vuramamasıdır.
Biden’in halefi olabilecekler arasında, liberaller arasında popüler olan Massachusetts Senatörü Elizabeth Warren’ın ve Georgia eyaletinin Cumhuriyetçilerin elinden alınmasına yardımcı olan güçlü Demokrat Stacy Abrams’ın adı da geçiyor. Ancak bazıları, tanıdık bir isim olan Hillary Clinton'dan da bahsediyor. Oysa ilk bakışta böyle bir tercih bir tür siyasi iflas gibi görünebilir. Çünkü Clinton, Demokrat Parti'yi temsil etmek için Barack Obama karşısında, 2020'de Trump karşısında yarıştı fakat kaybetti. Yine de Demokrat Parti'nin krizi ve Biden'in popülaritesindeki düşüş göz önünde bulundurulduğunda, popüler bir tabana sahip tanınmış bir adayı seçmek parti için cazip gelebilir. Bazıları Hillary'nin bunu sağladığını düşünüyor. Trump ile olan yarışında her ne kadar oyların çoğunluğunu elde etmiş olsa da başkanlık için kilit eyaletleri kazanamadı.
Biden, 20 Ocak 2021'de 78 yaşında ABD’nin en yaşlı başkanı olarak göreve başladı. Dünyanın yaklaşık yüz yıldır tanık olmadığı salgın da dahil olmak üzere istisnai koşullar seçilmesine katkı sağladı.  Bu istisnai koşullar halen varlığını sürdürüyor ve etrafını kuşatıyor. Onun için umulan en iyi senaryo pandemi tehdidinin azalması, ekonominin istikrar kazanması, enflasyonda düşüş olması, popülaritesinin artması, dış politikada felaketlerin engellenmesi, Senato ve Temsilciler Meclisi'ndeki -ya da en azından birindeki- çoğunluğu kaybetmemesidir. Ancak bölünmüş ABD ile artan sorunlar ve gerilimlerin olduğu dünyada bu uzun dilek listesine ulaşmak zor olabilir.