Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Libya… Ertelenmiş devlet

Libya, halkının öngörülebilir bir gelecekte seçim yapma hayalinin sona ermesinden, seçimin siyasi ‘çözümü’ destekleyen ülkeler tarafından taahhüt edilen Aralık 2021 tarihinde gerçekleştirilememesinden ve hatta önümüzdeki şubat ayında yapılabileceğine dair ümitlerin azalmasından sonra ertelenmiş bir devlet haline geldi. Böylece yasal olarak süresi sona emiş olan organlar yönetimde durmaya, siyasi ve yasal meşruiyet konusunda fikir birliği için asgari gereklilikler olmaksızın kamu parasını yönetmeye devam edecekler. Bu da kaosun birkaç yıl daha sürebileceği anlamına geliyor.
Libya, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) sivilleri rejimin baskısından koruma bahanesiyle ülkedeki yönetimi devirmesinden -ve sadece 2011 yılındaki ‘diktatör’ rejimi değil- bu yana ertelenen bir devlet haline geldi. NATO bunu yaparak Libyalıları açlığın kol gezdiği 10 yıl boyunca silahlı grupların, milislerin ve paralı askerlerin insafına bıraktı. Hatta DEAŞ bile bıçaklarını Sirte, Bingazi, Derne ve Mısrata sahillerinde kullandı. Bu yüzden Libya’daki kaostan ve çatışmanın kullanılmasından Libya devletini düşüren ve Libya’yı terk edip giden NATO sorumludur. Zira bunun ardından ülke, tüm terör ve suç örgütlerinin ve sınır ötesi çetelerin ortak noktası haline geldi. Çünkü NATO milislerin ellerinden silahları toplamadı ve kontrol altına almadı. Sadece silah depolarının kapılarını açmalarına izin vermekle yetindi. Depolarda 40 milyon parça ve sadece Libyalıların birbirlerini öldürmesi için değil, aynı zamanda Afrika savaşlarında yıllarca kullanmaya yetecek kadar cephanelik vardı.
Libya, devam eden 2011 kaosunun ardından kurumların ve cumhurbaşkanlığı makamının olmaması nedeniyle Gadames Diyalogu'ndan Fas Suheyrat Anlaşması maratonuna kadar kasıtlı olarak ertelenen bir devlet haline geldi. Bununla da kalmadı Libya krizi Umman Sultanlığı ve Cenevre üzerinden Tunus'a, oradan 1. Berlin Konferansı ile 2. Berlin Konferansı’na ve 1. Paris Konferansı ile 2. Paris Konferansı’na kadar uzandı. Buralarda savaş komutanları, milislerin komutanları, İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) liderleri ve hatta bazı ülkelerin, özellikle de ‘Arap Dörtlüsü’nün terör listelerinde kayıtlı suçlular gibi neredeyse aynı yüzler ve isimler farklı düzenlemelerle tekrar ediyordu. Böylece krizden çıkmak için bir yol haritasının çizgilerini oluşturmayı sağlayacak uygulanabilir ve sürdürülebilir olası bir çözüm üretmeyen ve üretemeyecek olan tipik imaj tamamlanmış oluyordu.
Libya krizi tarafların çatışması, sorunların çeşitlenmesi ve çözümün bir yerden başka bir yere havale edilmesiyle Kissinger'ın bataklığına batırılma politikasına maruz kaldı. Zira ‘Libya topraklarında Libya-Libya’ diyaloglarından çok uluslu diyaloglara geçildiğinden beri krizi kullanma siyaseti başladı. Bu kriz sadece Libyalıların değil, bilakis uluslararası alanın da bir krizdir. Bu yüzden birçok yerel, bölgesel ve uluslararası taraf krizi devam ettirmeye çalışıyor. Bu kriz ancak söz konusu kavga eden kişilerin saf dışı bırakılması, aralarında suçlu olanların Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından kovuşturulması, vatansever aktivistlerin, kabile şeyhlerinin, akademisyenlerin ve sivil toplumun İhvan ve el-Kaide gibi siyasal İslam gruplarının taşıdığı dış ve ideolojik vizyonlar veya gündemlere yer olmayan birleştirici bir Libya-Libya konferansına çağrılması ve doğrudan BM’nin denetimi altında gerçekleştirilecek seçimlere yönelik çağrı yapılması ile çözülebilir. Aksi halde çıkarları olan ülkeler bu şahsiyetleri yeniden üretme ve onları herhangi bir Libya diyalogu listesine zorla dahil etme konusunda proaktif oldukları sürece bu kısır döngünden çıkamayız. Ve kriz oradan oraya postalanarak uzar durur.
Libya krizi, çatışma ve dış müdahale Sirte-Cufra (Libya’nın merkezi) hattında durmuş olsa da çatışan taraflar halen herhangi bir anlaşma veya uzlaşmadan uzak. Bunun sebebi taraflar arasında güven olmamasından kaynaklanıyor. Kararların Libya sınırları dışından gelmesine sebep olan ise dışarıdan güç alınması, Avrupa (İtalyan-Fransız) çatışması, Rus-Türk koordinasyonu, Libya'nın şantaj kartı olarak kullanılması ve diğer çatışmalar da dahil tüm bunlar  Libya meselesini uluslararası bir kriz haline getirdi.
Libya krizini Libyalıların tek başına çözmesi daha iyidir. Dörtlü ülkelerin, elçilerin ve BM’nin sadece arabulucu olarak kalması ve Libyalıların aralarında anlaşması daha yerinde olacaktır.