Mustafa Fahs
TT

Rusya ve Sovyet alanındaki gedikler

Genelde imparatorluklar geniş ve ağır bir elbise giyerler. Belli bir dönemde bu elbisenin yükünü taşıyamazlar. Elbiselerini büyütmek, korumak veya savunmak için ağır bedeller öderler. Elbiselerinin bir yeri kesildiğinde ya da yırtıldığında deliye dönerler ve jeopolitik olarak çıplak kalmış gibi davranırlar. Bu yüzden rollerini yükseltme veya geri alma anında çıkarlarını dayatmak için koşullar elverişli olduğunda coğrafi veya yapısal koşullara önem vermezler. Siyasi, güvenlik, ekonomik ve kültürel çıkarlarını temsil eden yaşam alanı stratejisi kisvesi altında yakın veya uzak nüfuzlarını dayatmak için tarihsel gerekçeleri kullanmaktan veya güce başvurmaktan çekinmezler.
Bugün Rusya’nın iki alanı kaybetmesinin üzerinden 30 yıl geçti. Bu alanlardan ilki özel; Sovyetler, ikincisi ise genel; sosyalist kamp. Bu iki alanın kaybı Rusya’nın kamusal alanında büyük gedikler açtı ve şimdi daha fazla gedik açmaya adaylar. Bu sefer bu gedikler sadece eski Sovyet alanında değil, aynı zamanda ulusal Rus alanında ve federal devletin toprak bütünlüğü üzerindeki yansımalarında bile derin izler bırakabilir.
İki hafta önce Rusya Devlet Başkanı, şu anda Rusya'yı çevreleyen jeopolitik atmosferi değiştirebilecek büyük deliklerin olduğu Sovyet sahasında ülkesinin kalan çıkarlarını korumaya yönelik bir mücadele için irtidat savaşlarına benzer bir şey ilan etti. Putin gayet net bir şekilde Moskova'nın eski Sovyetler Birliği cumhuriyetlerinde renkli devrimlere izin vermeyeceğini söyledi.
Kremlin, renkli devrimlerden tutun Arap Baharı ayaklanmalarına kadar önce Suriye'ye sonra da Libya'ya giden protesto hayaletini Rusya’dan uzaklaştırmak için hamleler yapıp Ukrayna ve Belarus’taki Avrupalı ​​komşularından gelen tehlikeyi savuşturmaya hazırlanırken beklenmedik darbe Orta Asya cumhuriyetleri arasında en güçlü ve istikrarlı ülke olan Kazakistan’dan geldi. Kazakistan’daki kriz öncekilerden farklı bir nitelikte. Zira Kazakistan'da yaşananlar, güney Rusya'daki Müslüman bölgenin istikrarını tehdit ediyor ve özellikle bu bölge, eskiden Asya cihat hareketlerinin beşiği ve Fergana Vadisi’nden Afganistan'a kadar aşırılık yanlısı gruplar için bir koridor olduğu için mezhepsel gerilimlere yol açabilir.
Öyleyse Moskova zor bir meydan okumayla karşı karşıya diyebiliriz. Moskova ilk Ortodoks Rus İmparatorluğu'nun nüvesinin oluştuğu Rus şehirlerinin anası sayılan Kiev'i geri almak ve Çin'in daha fazla ekonomik ve siyasi olarak Türk başkentlerine girme iştahını kabartan Türk sahasına istikrar getirmek istiyor. Zira Pekin ve Ankara'nın da Orta Asya'daki jeopolitik öneme sahip alanlarını korumak için coğrafi, ideolojik ve siyasi gerekçeleri var. Bu durum da Moskova'nın stratejik endişelerini artırıyor.
Bir yandan Rusya ile Batı, diğer yandan Rusya ile Çin arasındaki güç dengesi, Moskova'ya meydan okuma konusunda geniş bir alan vermiyor. Tabi Rusya yönetimi bu krizi varoluşsal bir kriz olarak görürse durum başka. Rusya Şanghay İşbirliği Örgütü’nün rolünü ikinci plana atıp Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nden yardım isteyerek Kazakistan’daki kriz sahasında Çin’i saf dışı bırakmayı başarsa da, ulusal sınırlarını ve tarihi mirasını savunmak için Ukrayna nihai olarak Batı yörüngesine oturmadan önce doğrudan müdahale etmek istiyor.
Rusya'nın yükseliş aşamasında ve uluslararası statüsünü yeniden kazanması sırasında Vladimir Putin, Sovyet yaşam alanı olarak bilinen duruma güçlü bir şekilde dönme fikrinin temellerini attı. Şu anda Rusya yaşam alanı olarak bilinen Sovyet yaşam alanı Batı tarafından eski Sovyet yaşam alanı olarak adlandırılıyor. Moskova'nın bu alanda güç kullanımı dışında kendi nüfuzunu dayatacak hiçbir yerel veya uluslararası meşruiyeti yok. Moskova’nın Washington ile Ukrayna konusunda yürüttüğü müzakerelerde şu anda karşı karşıya olduğu şey bu. Zira Moskova’nın bu alanda NATO'nun çalışmalarına şartlar koyabilmesi mümkün değil. Ayrıca daha önce Budapeşte ve Prag'da ve daha sonra Suriye, Belarus ve Kazakistan'da yaptığı gibi geri dönüp bu ülkelerin halklarının siyasi ve ekonomik tercihlerine müdahale etmesi zor.
Rusya’nın Sovyet alanında kara delikler olarak tanımlanabilecek şeyler, renkli bir devrim ya da halk ayaklanması ile bağlantılı belirli bir anın ürünleri değildir. Bu, Rusya'nın kâh Çarlık kâh ideolojik sosyalizm bahaneleri altında sömürge politikası uyguladığı onlarca yıllık birikiminin bir sonucudur. Bu politika milliyetçiliklerin çarpışması, demografik değişim ve kimlik kuşatması politikasından mustarip olan ülkelerin halkları ile Rusya arasındaki toplumsal uçurumun genişlemesine ve ulusal ve dini hassasiyetlerin artmasına neden oldu. Bu da Rusları reddetme eğiliminin ortaya çıkmasına yol açtı. Söz konusu eğilim kimi zaman şiddet şeklinde kimi zaman da Gürcistan, Ukrayna ve hatta zulüm, zorunlu göç ve bunun gibi durumların endişesinin var olduğu Belarus’ta olduğu gibi tamamen saldırgan siyasi eğilimler şeklinde ortaya çıktı.